Öner Yağcı

Yeni yılda çoğalmak

04 Ocak 2025 Cumartesi

İnsanlığın özgür yaşama arayışı yüzyıllardır sürüyor.

Bu büyük arayış, nice direnişler, kapışmalar, ödenen bedellerle süregeldi.

Felsefenin, sanatın, bilimin desteğiyle buluşan insan emeği Fransız Devrimi’yle arayışını evrenselleştirdi.

Ve tüm birikim ve deneyimiyle insanlık 20. yüzyılda bağımsızlık, demokrasi, emek, sosyalizm sözcüklerinin içini doldurarak özgür yaşama arayışını iki büyük devrimle taçlandırdı:

Sovyet Devrimi ve Türk Devrimi.

20. YÜZYILIN İKİ BÜYÜK DEVRİMİ

Köleliğe, emeğin ve ülkelerin sömürülmesine, yağmalanmasına karşı insanlığın uyanışının öncüsü olan bu iki devrim, sömürgeleştirilen Asya’yı, köleleştirilen Kara Afrika’yı, yağmalanan Latin Amerika’yı, Doğu Avrupa’yı uyandıran devrimleri oldu 20. yüzyılın.

Emek en yüce değer olacaktı artık.

İnançlar kul edemeyecekti insanları, egemenlik gökten yere indirilecek, laiklikle özgürleşen insanlar geleceklerini örümcek ağlarının kuşatmasından kurtulan akıllarıyla kuracaklardı.

Sendikalarda, kooperatiflerde, meslek birliklerinde örgütlenen ve bilinçlenen insanlardan oluşan ulusları ağalar, beyler, patronlar köle edemeyecekti.

Cahillik yok edilecek, bilimin ışığının yol göstericiliğiyle yol alacak olan insanlık özgürlüğe ulaşacaktı.

21. YÜZYIL: KÜRESELLEŞMEYLE GELEN

İnsanlığın özgürlük arayışının doruklarından Sovyet Devrimi’yle gelen arayış, özgürlükçü felsefi temellerinden koparılarak totaliter bir yönetime dönüştü ve 20. yüzyılın sonuna gelemedi.

Türk Devrimi’yle gelen Cumhuriyet ise 101. yaşında ve tehlikede.

İnsanlık için çalan tehlike çanları Cumhuriyet için de alarm veriyor.

Emperyalist küreselleşmeyle gelen 21. yüzyıl, 20. yüzyıldan yani insanlığın özgürlük arayışından intikam alıyor.

Yeni bir yaşam kurulurken küresel cahillik demokrasiyi, bağımsızlığı, emeği, sosyalizmi teslim alıyor.

İnsanlık, düşlerindeki güzelliklerle donatmak isterken dünyayı, küresel emperyalizm kutsal kitapların “cehennem”ini yaşatmak istiyor insanlığa.

Artık en yüce değer para oluyor, onu kazanmanın en kolay yolu da din ticareti.

Öğretmen imama, bakkal markete, çağdaşlık bağnazlığa, uygarlık çağdışılığa, laiklik yobazlığa, beyin gücü beyin göçüne, özgürlük kulluğa yeniliyor.

Küresel emperyalizmin politikalarına “En iyi ben hizmet ederim” diyen ve insanları vicdansızlığa, ahlaksızlığa, yoksulluğa mahkûm eden, insanlığın her şeyini yok etmeye yeminli bir politika cinayet işliyor.

Bunun adı “karşıdevrim”dir.

NE YAPMALI?

Hiçbir şey bilmezlikten, kandırılmışlıktan, aldatılmışlıktan, iş bilmezlikten, beceriksizlikten değil, her şey bilerek isteyerek yapılıyor.

Dünyayı değiştirmek ve dönüştürmek için insanın bir şeyler yapması gerektiğine inanan bir bilince, bu bilincin yüklediği ağırlığı duyumsayan bir düşünüşe, insanlığın acı ve kahredici gidişini sevinç ve kıvanç dolu bir gerçekliğe dönüştürme savaşımına gereksinmemiz var.

Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı kazanan, yok olmaya mahkûm edilmiş olan bir ulusu yaratan Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Birinci görevin Türk bağımsızlık ve Cumhuriyetini korumak ve savunmaktır” seslenişi, “Osmanlı Devleti, tarihimizde din ve devlet işlerini birbirine karıştırma hatasına düşen son kurbandır” deyişi ve Bursa Nutku’ndaki sezgisi uyarı ve ışıktı:

“Türk genci devrimlerin ve rejimin sahibi ve bekçisidir.”

Haydi, yeni yılda “Sayılmayız parmak ile/ Tükenmeyiz kırmak ile” diyen ve yurt sevgisini, türkülerle, şarkılarla, şiirlerle bayrama, şenliğe, çığlığa dönüştürenler çoğalsın:

“Ey vatan gözyaşların dinsin yetiştik çünkü biz.” 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Canevine saldırı 28 Aralık 2024
‘Yeni despotizm’ 21 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları