Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

1991-2011...Elde Var Terör!

12 Eylül 2011 Pazartesi
\n

Terörün yeniden azgınlaşması ve alınacak önlemlerin tartışılmaya başlanmasıyla birlikte sık sorulan

\n\n\n

sorulardan biri şu:

\n

Yeniden 1990lara mı dönüyoruz?

\n

Soru, içinde her şeyi barındırıyor.

\n

Ankaranın gerilimini...

\n

Terör örgütünün meydan okuma densizliğini...

\n

Güneydoğudan gelen şehit cenazelerini...

\n

Toplumun vatan sağ olsun duygusuyla, bu cenaze son olsun dileği arasındaki arayışını...

\n

Güvenlik güçlerinin kararlılık gösterisi yarışını...

\n

20 yıl aradan sonra birbirine çok benzeyen iki tablo!

\n

Elbette kimi dönemsel farklılıklar var ama; 1990ların başındaki çözüme yakınlık umuduyla şiddetin yükselişi arasında yaşanan gitgeli bugün de görmüyor muyuz?

\n

***

\n

Hükümet ve çevresi bu tartışmayı tümüyle reddediyor, Bunun sözünü bile etmeyin. Bugün inisiyatif tümüyle bizim elimizde. Bu sorunu kökünden çözeceğiz. Bizim kararlılığımız hiçbir döneme benzemez diyor.

\n

Biraz kara mizah ama, bu sözler bile o döneme benziyor.

\n

1990’ların başında pek çok kilometre taşı var. O dönemi gazeteci olarak çok yakından izlemiş, yaşamış bir kişi gözüyle söylemek gerekirse, bence o kilometre taşlarından biri Güneydoğudan seçilen milletvekillerinin daha yemin töreninin ardından Meclis dışı kalmasıydı.

\n

O dönem SHP listelerinden seçilip HEP çatısı altında bir araya gelen milletvekilleri, Meclisi çözüm yeri olarak değil, kendilerini kanıtlama yeri olarak gördüler. Türkiyede Kürtler vardırı, onlar özgür iradeleriyle burada temsil edilmektediri parlamentodan haykıracaklardı, dünya âlem bunu duyacaktı.

\n

Buna karşılık dönemin başbakanı da teröre ödün vermemeyi, terör örgütüne anladığı dilden cevap vermeyi siyaset yapma yöntemi olarak seçti. Bunun gereğini yerine getirmek için de güvenlik güçlerine yaslandı, istedikleri desteği verdi.

\n

Sonrası malum...

\n

Durumun, gazetelerin haber merkezleri açısından görünümünü şöyle özetleyebilirim:

\n

Redaktör muhabirlerden birinin görevi, her akşamüzeri şehit haberlerini toplayıp tek haber haline getirmekti. Şehit sayısı 10’un altında ise iç sayfalarda, 10 civarında ise birinci sayfada olurdu. 15in üzerine çıkarsa manşete taşınırdı ama başlık, bir alışmışlığı da içerirdi: Terör yine azdı!”

\n

Keşke, 1991deki o Meclis zeminine bütün taraflar gerçekçi olarak sarılabilseydi.

\n

***

\n

Aradan 20 yıl geçti.

\n

Yukarıdaki cümlenin sadece zaman bölümünü çıkarıp, şöyle desek:

\n

Keşke Meclis zeminine bütün taraflar gerçekçi olarak sarılabilse!

\n

Sağduyu sahibi kesimlerin 1 Ekim 2011de başlayacak yeni dönemden beklentisi bu değil mi?

\n

HEPin yerine bugün BDP var. Selahattin Demirtaşın bütün Türkiyeye hitap etmek gerektiğini düşündüğü zaman yaptığı konuşmayla, oturduğu koltuğu koruması gerektiğini düşündüğü zaman yaptığı konuşma arasında Kandilden Kaz Dağlarına kadar fark var!

\n

Çillerin yerine Erdoğan var. Çiller attığı her adımı devlet kurumlarına dayanarak atmıştı. Erdoğan ise hem terörü bitirmek hem de geleneksel devlet kurumlarını bitirmek istiyor.

\n

İki yıldır devletin en üst katlarından, hükümet saflarından dönem dönem şu sözü işittik:

\n

Çözüme hiç bu kadar yakın olmamıştık... Aman bu fırsat kaçmasın!

\n

Şimdi neye yakınız?

\n

Herkes Edirneli şehit babası Ercan Kermanın sözlerini bir kez daha okumalı, sorumlular dersler çıkarmalı.

\n

Bu kanın durması gerekiyor... Bunun için tek bir reçete yok...

\n

Ama kanın nasıl durmayacağını yıllardır yaşıyoruz.

\n

Kanı, kanla durdurmak olanaksız.

\n

Baştaki sorunun yanıtı da ortada.

\n

1991 -2011...

\n

Elde var terör...

\n

Elde var Meclis tartışması...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024
Çekin elinizi! 19 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları