Miyase İlknur

Masum değilsiniz hiçbiriniz

05 Ekim 2024 Cumartesi

Evet; İsrail katil; ABD onun hamisi. Peki Müslüman dünyası Filistin sorunu ortaya çıktığı günden beri dolaylı ya da direkt -buna Türkiye’de dahil- yardımcı roller üstlenerek bu katliamın önünü açmadı mı?

 İsrail’in bölgede hâkim olması için pek çok ülke kimi zaman mezhep, kimi zaman etnik asabiyet duygusuyla hareket ederek İsrail adına bölgede mıntıka temizliği yaparken bugünleri hesap etmedi mi?

Körfez ülkeleri, İran, Suriye, Irak, FKÖ, Hamas, Hizbullah ve Türkiye kimse masum değil bu konuda.

KÖRFEZ ÜLKELERI HAVAYA BAKTI

Mayıs 1948’de İsrail Devleti’nin kuruluşu Ben-Gurion tarafından ilan edilince Körfez ülkelerinin bir kısmı henüz bağımsızlığını kazanmamıştı. Suudiler ise İsrail’i tanımadılar o kadar. Sonraki yıllarda da yerlerinden, yurtlarından edilen Filistin halkına hayır hasenat dışında parmaklarını kıpırdatmadı.

Sadece Kral Faysal, bu konuda eyleme geçti. Doğu Kudüs’ün işgali üzerine İsrail’i destekleyen ABD ve Batı ülkelerine karşı petrol kartını kullandı. Diğer Körfez ülkelerinin de katıldığı petrol ambargosu İsrail’in saldırganlığını durduramasa da Avrupa ülkelerini hizaya çekti. Bu ambargo eyleminin ardından Kral Faysal yeğeni tarafından öldürülüverdi. Aaa! Bak sen şu işe.

Körfez ülkeleri içinde bir tek Kuveyt, Filistin halkına ve El Fetih’e hem ev sahipliği yaptı hem de ciddi mali destek sağladı. FKÖ’nün temeli de bu ülkede atıldı. Ama Irak’ın Kuveyt’i işgaline karşı FKÖ lideri Yaser Arafat diğer ülkelerin kınama kararına katılmayınca Kuveyt desteğini çekti. Ardından da Hamas örgütünün kurulmasına destek verdi.

Körfez ülkeleri milyonlarca petro-dolarlarını ABD ve Avrupa’da baskı unsuru olarak kullanamazken İsrail sermayesi, ekonomik gücünü baskı unsuru olarak dibine kadar kullandı. İsrail, Mossad sayesinde nefes alışınızı bile izlerken siz koca koca ülkeler sadece ülke içindeki muhaliflerinizi izlediniz,

İRAN’IN FİLİSTİN KARNESİ

Şah döneminde İsrail İran’ın en önemli müttefikiydi. Şahın devrilmesinden sonra ise İsrail en büyük hasmı oldu İran’ın. Irak’la giriştiği anlamsız savaşın tahribatını onarmadan, ekonomisini düzeltip halkını refaha kavuşturmadan Şii yayılmacılığını önceledi.

ABD’nin Irak’ı parçalaması, ardından da Suriye’yi Türkiye ve Katar eliyle paramparça etmesi İran’ın bölgede önünü açtı. Ağır bir ambargo altında yaşayan İran, yıllarca halkının parasını ülke dışındaki vekâletçi örgütlere ayırdı. Bununla İsrail’i durdurabileceğini sandı. İsrail, özellikle 7 Ekim saldırılarından sonra siyasi suikastlar yaparak İran’ın gücünü test etti. İran’dan karşı hamle gelmediğini ya da zayıf karşılık verdiğini görünce cüretini artırdı.

Elbette İsrail’in gücü kendisinden kaynaklanmıyor. ABD ve İngiltere yardımı kestiği anda İsrail tek başına güç falan değildir. Ama İran, bunu hesap etmeden bu işe girişerek hem kendi ülkesini hem Ortadoğu’yu tehlikeye attı.

TÜRKIYE İSRAIL’E GERÇEKTEN KARŞI MI?

AKP hükümetine kadar, Türkiye İsrail-Filistin geriliminde dengeli bir politika güttü. Filistin davasına destek vermekle birlikte İsrail’i açıktan hedef almadı.

Irak’a operasyona yeşil ışık yakmayan Ecevit, ABD ve İsrail’in planını biliyordu. Bu yüzden iç operasyonla Ecevit hükümeti erken seçime zorlandı. AKP, daha iktidara gelmeden ABD’ye gidip güvence verdi. Önce Irak, ardından “Arap Baharı”yla İsrail yayılmacılığına engel olan Libya ve Suriye parçalandı. Suriye’de ABD ve İsrail adına mıntıka temizliğinde Katar’la birlikte başat rol üstlendi.

ABD, Irak’ın kuzeyinde olduğu gibi Suriye’nin kuzeyinde de sonradan birleştirilecek bir Kürt devletçiği kurunca AKP ayıldı. Ama iş işten geçmişti.

İsrail’le Gazze işgali sırasında bile ticaret yapmayı sürdüren AKP, Hamas’a destek çıkarken mezhep farkından dolayı Hizbullah’a aynı desteği vermekten kaçındı. Ancak destek verdiği Hamas’ın 7 Ekim saldırısı İsrail’in Filistin’i yok edip Lübnan içlerine kadar uzanmasının yolunu açtı.

Gazze’de ve Lübnan’daki masumların günahı hepinizin boyuna.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Knut Hamsun haklı galiba 21 Eylül 2024

Günün Köşe Yazıları