Miyase İlknur

İsrail’e girecektik hani ya!

03 Ağustos 2024 Cumartesi

Hamas lideri Haniye de öldü. Daha neyi bekliyoruz Allah aşkına! Yandaşlarınız size Selahattin Eyyubi kostümü giydirerek at üstünde illüstrasyon paylaşımı bile yaptılar. Belli ki İsrail’e meydan okumanız o cenahta pek ciddiye alınmış. O sözlerinizi yandaşlarınız kadar dış dünya ciddiye almadı nedense. İsrail’in küstah Dışişleri Bakanı Katz’ı saymazsak tabii.

Neden acaba?

Bu sözü farklı ülkeleri tehdit için birçok kez kullanıp gereğini yapmadığınız için olabilir mi?

Ya da İsrail’in tehdit olarak gördüğü Irak, Suriye ve Libya’daki Baas rejimlerinin çökertilip ülkelerinin parçalanmasında aktif rol almamız nedeniyle mi acaba? Belki de emeklisine 3 bin lira veremeyen bir devletin ülkesi saldırıya uğramadığı sürece savaşa giremeyeceği gerçeğini bildikleri içindir.

İsrail’in Gazze’de sivil halka bomba yağdırırken ticari ilişkilerimizi kesmediğimiz için de olabilir.

Rize’de yandaşlarınızı coşturmak için İsrail’e yönelik tehditvari sözleriniz belki ciddiye alınmadı ama o sözlerin gölgesinde kalan bir cümleniz var ki ciddiye alınması gerekir.

“Bugün Gazze’yi yerle yeksan edenlerin o kirli gözlerini yarın Anadolu’ya dikmeyeceklerini kim garanti edebilir?” sözlerinizin üzerinde ciddiyetle durulması gerekir. Sadece durulmakla kalmayıp ona göre hazırlıklı olmamız da...

Hem BOP eşbaşkanlığı rütbesini övünerek kabul edip Suriye’de, Irak’ta ve Libya’da İsrail adına mıntıka temizliği yapmak hem de İsrail’in bir gün bizim topraklarımızı da tehdit edebileceği uyarısında bulunmak olmaz.

CİDDİYET VE HAMASET

 Dış politika ciddi iştir. İç politika malzemesi olarak kullanılmaz ve hamasetle yürütülmez. Devlet adamlığı da ciddi iştir ve bölgemizde ve dünyada olan biteni iyi analiz etmektir. Bu konuda engin deneyime sahip hariciye personelimizi hallaç pamuğu gibi atıp işsiz partililerinizi onların yerine ikame ederseniz bir ülkenin kaderiyle oynarsınız.

Ciddi devlet adamının nasıl olacağına dair bir örnek verelim isterseniz. Daha Irak harekâtı başlamadan önce Başbakan Bülent Ecevit olacakları önceden görmüştü. Ecevit, 9 Şubat 1998 tarihinde Irak’ta geleceğe yönelik öngörülerini Mustafa Balbay’a şöyle anlatıyordu:

“ABD, Saddam Hüseyin ne yaparsa yapsın Irak’ı vurmayı kafasına koymuş. ABD’nin bize açıklamadığı bir gündemi var. Görünen o ki Irak’ı üçe bölecekler. Kuzeyde bir Kürt devleti kurmak, kuzey ve güneyde ikiye ayırmak. Ama güneyi bölerlerse İran burada güçlenmiş olacak. Ateşin bize de sıçrama tehlikesi var.”

İşte size ülkesinin geleceğini düşünen ciddi bir devlet adamının öngörüsü. ABD’nin Irak politikasına karşı durduğu için partisi içten parçalandı ve erken seçim yoluyla indirildi.

Ecevit’e Irak’ta istediklerini yaptıramayan ABD ve arkasında gizlenen İsrail, Suriye’de her istediğini yaptırdı. Kürt devletini de kurdurttu, İsrail’i tehdit eden Suriye’yi de paramparça ettirdi.

RİZE’YE GİTMESENİZ İYİ OLUR

Sayın cumhurbaşkanımız Rize’ye bir süre gitmezse iyi olur. Taşından mı toprağından mı orada savaş virüsü havada kol geziyor galiba. Fıkralarına bile girmiş. Bildiğiniz fıkradır ama yine de anımsatalım:

“Rizeliler toplanmış ve Çin’e savaş açmaya karar vermişler. Bunu da Çin devletine bir mesajla iletmişler. Çin yönetiminin, Rize’nin neresi olduğundan bile haberi yok. Haritayı açıp bakmışlar küçük bir il. Eğlenmek için savaş ilanını kabul ettiklerini bildirmişler. Rize’nin ileri gelenleri toplantı yapmışlar hemen. Saatler süren toplantıdan haber çıkmayınca içlerinden biri toplantı salonuna dalmış. ‘Ula ne oldi? Çin’den korktunuz mu yoksa’ diye sormuş. Toplantıya başkanlık eden omuzunu silkip ‘Ne korkması uşağım. O kadar Çinliyi nereye gömeceyuk diye düşunirik’" diye cevap vermesin mi?

Rize tekin bir yer değil, insanın gerçeklikle bağı kopuyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları