Miyase İlknur

Bu hangi devletin aklı?

26 Ekim 2024 Cumartesi

Yeni yasama yılının açılışında DEM grubunun sıralarına giderek Tuncer Bakırhan ve milletvekilleriyle tokalaşan MHP lideri Bahçeli’nin bu tavrının arka planı konusunda yorumların mürekkebi kurumadan Devlet Bey’den beklenmedik bir hamle daha geldi.

Tokalaşmanın ardından hızını alamayan Bahçeli’nin, bu kez Öcalan’ı Meclis kürsüsünden konuşma yapmaya davet etmesi ve PKK’yi feshetmesi halinde “umut hakkı”ndan yararlanma yolunun açılmasına vurgu yapması en çok kendi örgütü ve seçmenini dumura uğrattı.

DEM Parti ve muhalefet çevreleri şaşkın bir şekilde olup bitenleri anlamaya çalışırken AKP ve yandaş medya temsilcileri ise Bahçeli’nin çıkışlarında hikmet arayışı içinde. Papağan misali bu işte “Devlet aklı” olduğunu yineleyip duruyor.

İyi de bu akıl, hangi devletin aklı?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin mi yoksa MHP lideri Devlet Bey’in mi?

Kurumsal olarak devletin aklı olamaz. Çünkü son yıllarda yaşanan olaylara baktığımızda eğer gerçekten bir devlet aklı devreye girmişse gelgit akıllı bir devletimiz var demektir.

Suriye iç savaşı başladığında ABD’nin pohpohlaması ile komşu devletin parçalanması için canımızı dişimize taktık. Adına “Arap Baharı” denen ayaklanmaları başlatan İhvanı Müslim’e destek olmak için IŞİD’e bile göz yumduk. Irak gibi Suriye’nin de parçalanmasının ve güneyimizdeki toprakların istikrarsızlaşmasının kimin işine yarayacağını bizim devlet öngöremediyse vah halimize.

PKK’NİN PATRONUNU BİLMEYEN DEVLETİN AKLI MI OLUR?

Irak’ın ve Suriye’nin parçalanmasının bizim işimize yaramayacağı açıktı. BAAS rejimlerinin çökmesi ve ülkelerinin parçalanması en çok İsrail’in işine yarayacaktı. Hizbullah’ın ve Hamas’ın ana damarlarından biri kesilmiş olacaktı. Oldu mu oldu.

ABD’nin ve İsrail’in Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde tampon bölge işlevi görecek, ABD ve İsrail’e dost birleşik bir Kürt devleti kurma projesinin hayli eski olduğunu bizim devletin aklı unutmuş demek ki.

Suriye’de YPG görünümlü PKK devletçiğine yatırım yapan ABD’nin artık Kandil’in tek patronu olduğunu görememek hangi devlet aklıyla açıklanabilir?

Nitekim TUSAŞ saldırısı iplerin kimlerin elinde olduğunu ortaya koydu. TUSAŞ saldırısından birkaç gün önce de PKK’nin İran kolu PJAK da İran’da saldırıya geçti. Oysa PJAK, 2011’de İran ile anlaşarak militanlarını bu ülkeden çekmiş ve eylemlerini sonlandırmıştı. İran’ın İsrail’le savaşının çıkma olasılığının konuşulduğu ve İsrail’in İran halkına “Sizi özgürleştireceğiz” çağrısının ardından PJAK’ın silahlı eylemi ile TUSAŞ saldırısının aynı haftaya denk gelmesi de başka bir devletin ya da devletlerin aklı olarak yorumlanabilir mi?

Adına açılım denmese de İmralı’da tecridin kaldırılmasına yönelik atılan adımlar, Öcalan’ın TBMM kürsüsünden “Silahları bırakıp örgütü feshediyoruz” türünden bir açıklama yapması halinde umut hakkının gündeme gelebileceğine yönelik hamleler MHP lideri Devlet Bey’in aklı ise onu da ayrı tartışmak gerekir.

Kimse aklımızla dalga geçmesin. Bu hamlelerin Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin önünü açmak için anayasa değişikliğine yönelik olduğu belli. Bu arada Öcalan’a serbest bırakılma umudu verilerek DEM ve İmralı’yı Kandil’den ayrıştırma planı da yine aynı amaca matuf girişimlerdir.

Bu hangi devletin aklıysa pek akıllıca sayılmaz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları