Miyase İlknur

Allah muhafaza ya yandaş olsaydık?

15 Temmuz 2023 Cumartesi

AKP iktidarında bağımsız medyanın işinin çok zor olduğu malum. Yapılan eleştirilerin dozuna göre çeşitli bedelleri var. Tazminat, işsiz bırakılma, ekran karartma, kamu ilanlarından mahrum bırakılma, troller tarafından itibarsızlaştırma kampanyası, dayak yemek ve bütün bunlara rağmen yola gelmediyse en nihayetinde hapis cezası ile yazdığının ya da söylediğinin bedeli ödetilir.

AKP döneminde dayak yiyen, işsiz bırakılan, itibar suikastına uğrayan ve hapsedilen gazetecilerin isimlerini sıralamaya kalksak değil bu köşe, gazetenin sayfaları yetmez.

İktidara muhalif gazeteciler olarak biz yine de halimize şükretmeliyiz desem bizim mahalle öfkelenecek biliyorum ama gerçekten halimize şükretmeliyiz. Bu dönemde yandaş medyanın hali göz önüne alınınca bizim durumumuz iç güveysinden hallice sayılabilir.

Bu dönemde yandaş medya patronu ya da mensubu olmak bizimkine oranla daha fecaat bir durum.

Patronlar her an diken üstünde mesela. Gazetelerinde gözden kaçan minnacık bir haber yüzünden telefonda fırça yiyebiliyor, Reis’e kendini affettirmek için hüngür şakır ağlayabiliyor. Ha bire genel yayın yönetmeni, Ankara temsilcisi, köşe yazarlarını görevden almak zorunda kalıyor patron.

Patronun eğer televizyonu da varsa hepten yandı. Canlı yayında konuklardan birinin ağzından çıkacak bir cümle hayatını karartabiliyor. Programı yayından kaldırması, programı yöneteni, sunanı görevden alması da bazen durumu kurtarmaya yetmeyebiliyor.

Yazar taifesinin işi hepsinden zor. Cumhurbaşkanının uçağına ya da Reis’in televizyon programlarına davet alamadığında kurum içinde itibarı sarsılıyor, patron nezdinde etkisiz bir eleman konumuna düşüyor, meslektaşları arasında da forsu kalmıyor.

Mesela genel yayın yönetmenlerinin gazetenin birinci sayfasını erken çatıp, İletişim Başkanlığı’na gönderip oradan gelecek onayı her akşam beklemesi zulüm değil de nedir?

Bunların hepsi bir yana Reis’in öngörülemez biçimde gerek iç gerekse dış politikadaki hızlı dönüşlerini alkışlamak, yeni politikanın faziletlerini anlatmak için argüman üretmek en beteri.

HALİMİZE ŞÜKÜR!...

Her dönüşe ne uyduracaksın birader?

İsrail’e “Van minit” dediğinde de “Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz. Siyonist emelleriniz karşısında Türkiye tek başına da kalsa mücadele edeceksiniz” dediğinde;

-İşte İslam aleminin liderine yakışan budur. Müslüman dünyası Erdoğan’a selam duruyor.

Birkaç yıl sonra İsrail’le ilişkiler kurulduğunda;

-Doğu Akdeniz’de müthiş işbirliği.

Mısır’da Sisi’ye “Darbeci Sisi’yi tanımıyoruz” dendiğinde;

-Türkiye darbeciye haddini bildirdi. Değerli yalnızlığımızı tarih yazacak.

Sisi ile el sıkışıldığında;

-Tarihsel dostluk yeniden kuruluyor. Şimdi Yunanistan düşünsün.

Suriye ile bozuştuğumuzda;

-Reis katil Esad’a meydan okudu.

İki ülkenin dışişleri bakanları buluştuğunda;

-Komşu ile barış yakında.

Şangay Beşlisi’ne üyelik başvurusu yapılacağı açıklandığında;

-AB’ye mahkûm değiliz. Türkiye yeni jeopolitik düzende yerini alacak.

AB ve Amerika ile görüşmeler başlayınca;

-Türkiye Avrupa’nın bir parçasıdır. AB Türkiyesiz olmaz.

Beyaz Saray randevu vermediğinde;

-ABD Reis’i devirmek istiyor.

Biden randevu verdiğinde;

-Dünya lideri Erdoğan’a Biden’den övgü.

Bu zikzakları uzat uzatabildiğin kadar.

İsveç’in NATO’ya alınmasına taş koyduğumuzda alkışlayan yandaş medyamız, yeşil ışık yaktığımızda yine alkışlıyor Reis’i.

Allah kimseyi yandaş medyanın durumuna düşürmesin. Muhalif medya da yatsın kalksın şükretsin haline. Maazallah ya o medyanın mensubu olsaydık?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları