Mücadeleye devam

26 Şubat 2024 Pazartesi

Herkes birbirini suçluyor... Sorumluluk alacak, hesap verecek kişi, kurum bulmak artık neredeyse olanaksız gibi... Depremde de böyle, İliç’teki maden sahasında yaşandığı gibi ihmaller zinciriyle gelen facialarda da şiddetin giderek yaygınlaşmasında da ekonomik krizde de çevre kıyımlarında da... Kirli, utanmaz bir anlayış hali.

Ülke siyasetinde gerilimsiz bir gün yok. Demokratik, laik, hukuk devleti; akıl ve bilimden yana eğitim derseniz, tüm bunlara karşı gerici girişimlerin çekinmeksizin çoğaldığı ortada. Siyaset, tarikat, para, güç çemberi birbirini besleyip duruyor. Sadece bir hafta içinde bile gündeme damga vuran haberler, içinde olduğumuz tabloyu özetler gibi...

ARANAN ADALET... 

Pek alışık olmasak da geçen perşembe günü hesap verilebilirlilik adına umut yaratan bir gelişme dikkat çekti. Aytunç Ürkmez imzalı haberimizde Hatay’da depremde yakınlarını yitiren bir ailenin binalara izin veren, denetlemeyen, arama kurtarma faaliyetlerinde geciken kurumlara ve sorumlulara dava açtığı aktarıldı. İlgili bakanlıklardan biri davanın idari değil, asli mahkemede görülmesini istedi. Yargıtay ise “Görev uyuşmazlığı talebini reddetti ve tazminat yükümlülüğü var” diyerek önemli bir karar aldı.

İki gün sonra gazetemizde yer alan “Ödülle döndü” başlıklı haber ise toplumsal vicdan ve adalet duygusunun zedelenmesini bir kez daha tartışmaya açacak türdendi. Cengiz Karagöz imzalı haberde 2018’de meydana gelen, 7’si çocuk 25 yurttaşın yaşamını yitirdiği Çorlu’daki tren kazasının yaşandığı dönemde TCDD Taşımacılık AŞ’nin müdürü olan kişinin cumhurbaşkanı kararnamesiyle TCDD Genel Müdürlüğü ve yönetim kurulu başkanlığına getirildiği aktarıldı.

‘EVRİMİ, BİLİMİ YOK SAYAMAZSINIZ’

Gelelim akıl, bilimden yana laik eğitime karşı çıkışlara... Eğitimde dini öne çıkaran, okullara tarikatları sokan Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) bu kez de biyoloji müfredatında değişikliğe gittiği savunuldu. Şevval Aydoğan imzalı habere göre lisede okutulan dersin içeriğine “yaratılış felsefesi” eklendi. MEB Ders Programı Hazırlama Komisyonu üyelerinin bunun uygulamaya geçmesi halinde “Altına imza atmayız, evrimi ve bilimi yok sayamazsınız” tepkisi gösterdiği aktarıldı.

Yusuf Körükmez imzalı haberde ise Bornova Laik Eğitim Demokratik Yaşam Platformu üyelerinin “Okulda tarikat istemiyoruz, ÇEDES’e hayır” çağrıları yer aldı.

MEB, bu tür işlerle uğraşadursun ekonomik kriz altında ezilen ailelerin çocukları ciddi beslenme sorunuyla yüzyüze. Öğrencilere okulda bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek verilmesi için gösterilen çabalara bakanlık adeta kapı duvar.

ETİK İLKELER 

Geçen hafta gazetemizin Eğitim Servisi Şefi Figen Atalay’a konuşan Türkiye Felsefe Kurumu’nun başkanı Prof. Dr. İoanna Kuçuradi’nin şu sözleri ise dikkat çekiciydi: “İnsan hakları eğitiminde hâlâ en büyük eksiğimiz insan haklarını yalnızca hukuk olarak görmektedir. Oysa insan hakları etik ilkelerdir. Dünya genelinde bu noktaya henüz gelmedik. İşte felsefe bunun için de gerekli. Yani ilk önce insan haklarının etik eğitimini yapacak öğretmenlere ihtiyaç var.”

Küresel kırılganlıklarla birlikte Türkiye içeride de ağır sorunlarla karşı karşıya. Her an dengelerin değişebileceği bir Batı-Doğu satrancını sürdürmek giderek zorlaşıyor. Bu seçimlerde başta din olmak üzere her türlü konuyu toplumsal kutuplaşma üzerinden oy devşirme hedefiyle kullananların yarattığı tehlikenin farkında olmak, şeriat çağrılarıyla gölgelerin arkasına saklananları görmek ve Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin ilkeleri çevresinde sımsıkı kenetlenmek gerekiyor.

Gazetemizin usta kalemi Ali Sirmen’in geçen cuma günkü köşesinde “Türkiye hâlâ laik mi?” başlıklı yazısında bahsettiği gibi: “Boş hayallerle avunmanın anlamı yok... Türkiye’nin laik kalması isteniyorsa tıpkı Kuvvacılarinkine benzeyen bir diri mücadele vermek zorundayız.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Uyanık kalmalı 18 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları