Bizim değilse batsın mantığı...

29 Temmuz 2024 Pazartesi

Geçmişte yaz demek, siyasetten ekonomiye hayatın her alanına yayılan sorunlardan biraz olsun kaçış, hararetli tartışmalara küçük bir mola demekti. Şimdi ise halimize bakın... Yazın sıcaklığı gibi siyasi kriz ikliminde de derece artıkça artıyor.

Geçen haftanın gündem başlıklarının arasında yerel seçimlerden ağır yenilgiyle çıkan iktidarın, CHP yönetimindeki belediyeleri hedef alan mali kıskaç adımı vardı. “Tasarruf genelgesi” tartışmaları sürerken iktidar cephesi bu kez CHP’li belediyelerin Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) olan borçlarını ödemesini istedi. CHP’den ise buna “Yönetimimizdeki belediyeleri hizmet veremez gibi gösterme çabası. Mali darbe yapmaya çalışıyorlar” tepkisi yükseldi. Gelişmelere ilişkin Sarp Sağkal imzalı kulis haberimizde CHP’li kurmayların değerlendirmeleri yer aldı. Buna göre belediyelerin SGK borçları üzerinden sıkıştırılması konusu Burdur’da 1-3 Ağustos arası genel başkan Özgür Özel’in de katılacağı toplantıda ele alınacak. İktidar kaybettiği belediyeler üzerinden CHP’nin elini kolunu bağlayıp, yurttaşın desteğini alma hesabı yapıyor olabilir. Ancak temel yaşam maliyetlerinin her geçen gün arttığı, çarşı pazarın el yaktığı bir ortamda sosyal belediyecilik sunan ana muhalefetteki yerel yönetimlere yönelik baskı girişiminin ters tepmesi olasılığı hiç de öyle yabana atılır gibi değil. Hele ki yurttaşlık görevini yapmış, sandığa gitmiş, tercihini göstermişken iradesinin sorgulanması noktasında... Yurttaş kavgadan ve çözümsüzlükten bıkmış durumda.

Şimdi iktidarın CHP’li belediyelere göndereceği “borç bildirimleri”yle sürecin daha da gerileceği gözüküyor. Peki ama iktidarın bunca yıldır yönettiği belediyelerin borçlarını, seçim aralarında “kapanan” borç defterleri iddialarının hesabını kim verecek?...

HUKUK DEVLETİ

Yazarımız Barış Terkoğlu’nun duyurduğu, MHP’nin Sinan Ateş davasına ilişkin mahkemeye yazar, gazeteci, siyasetçilerin de bulunduğu 154 kişilik isim listesi vermesinin yankıları sürüyor. Terkoğlu yazısında MHP’nin cinayeti sorgulayanlardan şikâyetçi olmasını gündeme taşımıştı. Mahkeme bu listeyi reddetmişti ama MHP lideri Bahçeli’nin gözdağına varan çıkışları dikkat çekti. Cumhuriyet gazetesinin “Olayların Ardındaki Gerçek” köşesinde yer alan ifadeleri bir kez daha vurgulamakta yarar var: “Liste yayımlayıp zamanı gelince gereği yapılacaktır demenin hukuk devleti ve demokrasi ilkeleri içinde yeri yoktur.”

LAİK, BİLİM VE AKILDAN YANA EĞİTİM

Siz değerli okuyucularımızın da bildiği gibi referans gazetesi Cumhuriyet, büyük önder Atatürk’ün ilkeleri izinde, demokratik, laik, hukuk devletinden yana çizgisiyle ilk günkü gibi yayınlarına devam ediyor. Aydınlanmanın izinde, bilim ve akıldan yana. Bu çerçevede ülkemizdeki yaşamsal krizlerden birinin de eğitim konusunda olduğunun bilincinde.

Okullara tarikatları, imamı sokan zihniyete, ÇEDES uygulamasının yarattığı sorunlara yönelik sıklıkla uzmanların, eğitimcilerin tepkilerini ve uyarılarını aktarıyoruz. Geçen hafta “Din dayatması sonuç vermedi” başlıklı haberimiz geniş yankı buldu. Eylül Barut imzalı haberimizde, iktidarın okulöncesinden yükseköğretime kadar yaşama geçirdiği uygulamalarda dini temel alan politikasının tutmadığına işaret edildi. Bu çerçevede ÖSYM’nin Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na ilişkin açıkladığı istatistiklere göre din kültürü ve ahlak bilgisi dersinde doğru yanıt ortalamasının 6 soruda 1.275 olduğuna işaret edildi. Yani AKP, “dindar nesil hedefli kendi eğitim modelinde” bile başarılı olamamıştı. Bir önceki hafta da Eğitim Şefimiz Figen Atalay’ın haberinde, yaklaşık 3 milyon öğrencinin girdiği Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın sonuçlarına göre fen bilimleri netlerinin düştüğü aktarılmıştı. Matematik, fizik, biyoloji, kimyada da durum parlak değil.

“Bilimden sadeleştirme yapıldı, dini içerikli derslerin dayatıldığı bir gerçek var. Sonuçlar eğitimde çöküşün göstergesi” diyen eğitimcilerin, gelinen durumu “Bu, AKP’nin karnesi” diyerek özetlemesi ise dikkat çekiciydi.

Kimi çevreler eğitim haberlerimizin mantığını kavrayamamış olacak ki konuyu üstünkörü bir laiklik tartışması içine çekme arayışında. Oysa gazetemize konuşan eğitimcilerin, “Öğrenciler okuduklarını anlamıyor. Verilen eğitimin niteliksizliği öğrencilerin edinmesi gereken bilgilerin edinilmesini engelliyor. Bu durum tüm derslerin işlenişindeki sorunu ortaya çıkarıyor. Eleştirel düşünme öncelenmeli” sözleri gelinen noktanın özeti aslında.

Atatürk’ün dediği gibi “En büyük savaş, cahilliğe karşı yapılan savaştır.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Uyanık kalmalı 18 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları