Mehmet Şakir Örs

Çözüm, erken seçim

05 Kasım 2024 Salı

“Ekonomi-Politik”, hayatın temel dinamiğidir. İçinde bulunduğumuz zaman dilimini tüm yönleriyle kavramada, yaşadığımız ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmeleri çözümlemede bize yol gösterir. Bir bakıma hayatın diyalektiği, pusulası ve ışıldağıdır.

Bugün ilk yazımızı paylaştığımız köşemize “Ekonomi-Politik” başlığını koymamız elbette tesadüfi ve gelişigüzel bir tercih değildir. Her hafta bu köşede, ekonomik ve siyasal ortamı/gelişmeleri, ekonomi-politiğin penceresinden bakarak değerlendirmeye çalışacağız.

101. YIL DERSİ

Türkiye Cumhuriyeti’nin 101. yaşına ulaşmasını ve ikinci yüzyılına geçişini çok önemsiyoruz. Bu tarihi dönemeçte, başta ülkemizin ilerici yurtsever güçleri olmak üzere, hemen her siyasal çevrenin ve tüm yurttaşların, ciddi bir durum değerlendirmesi yapması gerektiğini düşünüyoruz.

101. yıl kutlamaları bağlamında gazetemizin öne çıkardığı “Cumhuriyet hepimize ders olsun” temasını/yaklaşımını, doğrusu çok tuttuk ve sevdik. Aslında bu tema, ikinci yüzyılla ilgili kapsamlı bir yol haritası oluşturulması görevini de önümüze koyuyor. Bu bağlamda, 101. yılın en önemli dersinin, Cumhuriyet değerlerini savunmak ve demokrasi talebini/mücadelesini yükseltmek olduğu gerçekliğinde buluşuyoruz.

‘GÜNDEM VURGUNU’YUZ!

Böylesi bir yaklaşım, Cumhuriyetin ikinci yüzyılında, yeni bir “makas değişimi” daha doğrusu bir “doğrultu düzenlemesi” yapılması zorunluluğunu beraberinde getiriyor. Kısacası, Cumhuriyet treni, ikinci yüzyılda, Cumhuriyetin kurucu önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün ve kurucu kadrolarının çizdiği çağdaş uygarlık yoluna yeniden çekilmelidir. Biz, bu süreci “devrimci onarım dönemi” olarak adlandırmış ve gazetemizin 29 Ekim günlü sayısında aynı başlıkla yayımlanan makalemizde ayrıntılarıyla anlatmıştık.

Aslında toplumca bu konuları konuşmak, tartışmak ve umutlu bir geleceğe hazırlanmak istiyoruz. Ama ne mümkün! Başta iktidar çevreleri olmak üzere, bunu istemeyen kesimler sürekli suni gündemler yaratıyorlar. Siyasal gerginliği artırmaya ve toplumu kutuplaştırmaya uğraşıyorlar. İnsanımız, halkımız hemen her gün yeni bir suni gündeme uyanıyor. Bu durum, yurttaşımızı giderek “gündem yorgunu/ vurgunu” haline getiriyor.

ESENYURT’UN GÖSTERDİĞİ

Artık tükenmiş olduğu halk tarafından daha çok görülen siyasal iktidar, iktidarını sürdürebilme adına sürekli yeni senaryolar hazırlıyor ve yeni oyunlar sahneye koyuyor. Bir yandan sözde barış girişimi söylemleriyle halkın kafası karıştırılırken diğer yandan ülkenin kurucu ve birinci partisi olan CHP’ye mensup Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e “terör” operasyonu yapılıyor. Esenyurt’taki ve takiben Mardin, Batman, Halfeti’deki “kayyum” uygulamalarıyla halkın iradesine darbe vuruluyor. Bu gelişmeler, siyasette yeni bir durum ortaya çıkarıyor.

Esenyurt olayı, aslında ülkemiz siyaseti ve özellikle de iktidar için adeta bir “turnusol” işlevi görüyor. İktidarın tutumu ve gerçek niyetleri tam anlamıyla bu olayda ortaya çıkıyor. Esenyurt örneği ve kayyum uygulamaları, bu iktidarla hiçbir biçimde iş tutulamayacağını herkese gösteriyor. Muhalefet içinde gevşemeye eğilimli kimi kesimler için de uyarıcı oluyor.

ÇIKIŞ YOLU

Yurttaşların yaşadığı ekonomik ve sosyal hiçbir soruna çözüm üretemeyen bu iktidarın artık miadı dolmuştur. O nedenle de zaman kazanmaya çalışmakta ve suni-zorlama gündemler yaratarak hem gündemi değiştirmekte hem de toplumu germektedir. Halkın önemli bölümü bunun ayırdındadır. Günümüzde yaşanan ağır ekonomik ve sosyal sorunların burgacında kıvranan insanımız, yeni çıkış yolu aramaktadır.

Toplumca içinde bulunduğumuz ve adeta her gün sürüklendiğimiz bu girdaptan çıkış yolunu halka gösterecek olan siyasal muhalefettir. Gördüğümüz kadarıyla bugün için tek çıkış yolu da erken seçimdir. Başta ülkenin birinci partisi CHP olmak üzere siyasal muhalefet çevreleri, bu talep etrafında ortaklaşmalı ve bu talebi birlikte yükseltmelidir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik çağrısı 24 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları