Mehmet Çoban
Mehmet Çoban teleformat2012@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Vicdan Yarası (08.12.2013)

08 Aralık 2013 Pazar

Kamera hazır. Kayıt.
Bugün günlerden vicdan. Mandela öldü.
Salt Afrika değil, tüm dünya türkülerle uğurluyor Mandela’yı. Barış türküleriyle. “Öfke, kin bize yakışmaz. Irkçıları affetmek zorundayız” diyecek kadar vicdanlı bir liderdi Mandela.
Bugün günlerden vicdan. Lakin benim ülkem kavga ediyor. Hâlâ.
Mandela’dan önce başlamıştı bizde kavga. Hâlâ devam ediyor. Fitne, fesat, kin ve intikam rüzgârları esiyor hâlâ bu topraklarda. Bel altı kasetlerle tehditler savuruyoruz. Vicdanlarımız erozyona uğruyor. İçimizdeki insanı kaybediyoruz. Kanıyor vicdanımız. Ve nihayetinde insan da tümden öldüğünde ağıt yakacak birini dahi bulamayacağız.
Kamera hazır. Kayıt.
Bu bir cenaze töreni değil. Mütevazı bir öğrenci evi. Kızlı erkekli. Gençler eğleniyor. Büyükler karşı çıksa da bugünün gençliği dinlemiyor. İçki de var. Sarhoş da oluyorlar. Başroldeki güzel genç kız, “Bu gece ilk kez birlikte uyuyacağız” diyor sevgilisine. Sevgilisi biraz uçarı. Kaydediyor mahremini. Gizlice. Kavga çıkıyor iyi ile kötü kankalar arasında. Polis basıyor evi. Kasetler dolaplara gizleniyor. Zamanı geldiğinde ortaya dökülecek mi? Kavgada kirli çamaşırlar silah gibi kullanılacak mı?
Bu politik bir film senaryosu değil. Bugün gerçek hayatta yaşananlarla da hiçbir alakası yok. Tamamen hayal ürünü. Kurmaca bir dizi hikâyesi. Dizinin adı “Vicdan”. Bu hafta Kanal D’de başladı. Başrollerinde “Gönül Yarası” ve “Hırsız Polis”ten tanıdığımız Timuçin Esen’le “Bir İstanbul Masalı”ndan Ahu Türkpençe var. İkisini de çok özlemişiz.
Vicdan, Türkiye’nin gündeminde şu anda ne varsa hepsini anlatıyor. Ama politik bir bakış açısıyla değil. Sahici ve küçük insan hikâyeleriyle. Edebiyat öğretmeni Keriman yıllar sonra mahallesine dönmeye karar veriyor. Bu karar sadece kendi ailesinin değil, aynı zamanda mazide kalan büyük aşkı Yunus’un hayatındaki taşları da yerinden oynatıyor. Efsane âşıkların yeğenleri Müge ve Emre’nin de teyzesi ve dayısı gibi birbirine âşık olmaları kaderin garip bir cilvesi. Kirlenen aşkların hikâyesi Vicdan. Aynı mahallede, dahası aynı ailede yaşanan eski bir aşk acısı daha küllenmeden, bu kez yeni kuşak gençler benzer hataları tekrarlıyorlar. Vicdan yarası bir kez kanamaya görsün, nesilden nesile devam ediyor yani. Sorunlar da hastalıklar gibi tedavi edilmediği sürece genetik yolla gelecek nesillere miras kalıyor galiba.
Yunus’un yeğeni Emre’nin yaptığı bir hata iki tarafın ailelerini büyük bir utancın içine sokuyor. Kendi yatak odasına yerleştirdiği kamerayla sevgilisini tuzağa düşürüp mahrem görüntülerini teşhir ediyor Emre. Aslında burada kirletilen salt sevgili değil, aynı zamanda kendi aşkı ve kendi mahremi. “Kamera hazır, kayıt!” diyerek başlayan ve dizi bitinceye dek sürecek olan bu hatalar zincirini dizilerdeki genç Emre karakterleri fark edemeyecek belki, ama vicdanını yitirmeyen seyirci tehlikeyi fark ediyor artık.
Bugünün gündemiyle örtüşen sorunları ele alan “Vicdan”, aslında eskiyi sorgularken yeniyi de eleştiriyor, ama taraf tutmadan. Hataları aydınlatırken yitirdiğimiz vicdanımızı yeniden canlandırmaya çalışıyor. Diyaloglarından, mekân seçimine, oyunculuklardan çekimlere dek her şey ve her sahne gerçekçi, sıcak ve samimi.
Vicdan sahibi bir dizi. Yolu açık olsun.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Burada Laf Yok 2 Mart 2015
Beş Kardeş 22 Şubat 2015
Aşk, Tanrı ve Ceza 15 Şubat 2015

Günün Köşe Yazıları