Vadi’de bir zamanlar “Konsey” vardı, sonra “İhtiyarlar Heyeti” aldı sırayı. Komplo teorilerini, hain pusuları ve manipüle edilmiş siyasi haber analizlerini dizilerden öğrenmeye başladık böylece. Görevini başarıyla tamamlayan “Kurtlar Vadisi”nin siyasi senaryoları işlevsizleşince, STV’deki Şefkat Tepe bayrağı devraldı.
Bugünlerde Tepe’nin “Karanlık Kurul”u işbaşında. Bir dizi üzerinden Türkiye’de iktidar kavgası yapılıyor. Millet de oturmuş bu kavgayı izliyor. Siz konunun dershaneler olduğuna bakmayın. Dizi izlendikçe reytinglerde zirveye tırmanıyor, gün birinciliğine oturuyor. Hem de bu “Karanlık Kurul”da komik biçimde eleştirilen “Kanal kurması için beslenen adam”ın yarışma programı “Yetenek Sizsiniz”i geçerek tepeye çıkıyor Şefkat Tepe. Konumuz değil, lakin muhabirlikten gelip medyanın zirvesine tırmanarak TV8’i de satın alan sektörün en başarılı aktörlerinden birine böylesi ucuz laf sokuşturma telaşı akıl tutulması hakikaten. Dizide “Bilmemnereli” diye dalga geçilen Rasim O. Kütahyalı’nın eşi Nagehan Alçı bile çileden çıkıyor ve senaristlerden “Biraz zekânızı geliştirerek yazın” diye sitemde bulunuyor, ama “Tepe” kavgayı tam gaz sürdürmekten geri durmuyor.
Cemaat bu diziyle her hafta istediği politik mesajları hem kendi kitlesine, hem iktidara, hem de millete iletmeye devam ediyor. Neler yok bu mesajlarda, neler... “Camia çevirdiğiniz bütün oyunların farkında.” “Suçu Camia’ya atın.” “Dershane işi paketle paketlendikten sonra sıra evlere gelmeli.” Sonra da “Camia’yı bitirme projesini uygulattığımızda emellerimize ulaşacağız...” İşbirlikçi ve dış mihraklardan oluşan Karanlık Kurul bu mesajları iletirken hükümetin ne yazık ki elinde bir dizisi bile yok nefsi müdafaa için. Bu mesajlara karşı hakikatler nasıl anlatılacak millete? Aslında Kurtlar Vadisi biçilmiş kaftan olurdu Şefkat Tepe’nin salvolarını yanıtlamak için. Lakin iktidar nedense atv üzerinden “Başbakan’la Gündem Özel” gibi ciddi bir haber programıyla cevap vermeyi yeğliyordu. Gerçi soru sormak için sıralanan gazeteciler çanak sorularla mülakatı, senaryosu önceden yazılmış bir kurmaca formatına dönüştürdüler, ama bir canlı yayın kazasına mahal vermemek için o kadarcık plan program gerekliydi. Ben olsam yeni bir dizi projesini acilinden hayata geçirir, akil adamlar heyeti türünde bir karanlık oda kurulu kurar ve heyet aracılığıyla tüm komploları teşhir ederdim. Atv’de Anadolu Kaplanları adında bir dizi bu amaca iyi hizmet ederdi aslında.
Biz iktidar içi medyatik kavganın rüzgârında savrulup, siyasi tetikçilerin elinde dizilerin nasıl canlı bombaya dönüştüğünü hayretle izlerken, eğitimin bozukluğu yerine dershanelerin kaldırılmasını tartışırken, daha doğrusu bu tartışmaya seyirci kalırken, bugünün saraylıları sessiz sedasız Boğaz’daki yalılarına yerleşiyor. Nihayet. Kayseri’den, Antep’ten, Denizli’den gelen “Anadolu Kaplanları” bu ülkenin yeni burjuvazisi oldu artık. Sermaye el değiştiriyor. Asıl paylaşım kavgası burada. Ne yazık ki medya dershane tartışmasından başka bir şey görmüyor.
Yeni bir dizi başladı atv’de. Adı “Bugünün Saraylısı”. İşte bu dizi Anadolu’nun horlanan, ötekileştirilen ve ezik zenginlerinin, yani yeni burjuvazinin Boğaz’ı nasıl ele geçirdiğini anlatıyor. “Bugünün Saraylısı” Refik Halit Karay’ın aynı adlı eserinden uyarlama. Başrollerinde “Aşk-ı Memnu”nun Adnan Beyi Selçuk Yöntem’le “Küçük Hanımefendi”de Neriman’ı canlandıran Cansu Tosun’un oynadığı dizide aşk, intikam, ihtişam, ihanet, tutku ve ihtiras, yani her şey var, ama reyting alamıyor nedense.
Reyting denekleriyle oynanmış olması, genel izleyicinin C-D grubunun da altına çekilmiş olması yeterli bir gerekçe mi? Yoksa kabuk değiştiren yeni Türkiye’yi eski medya yöneticileri tahlil etmekte zorlanıyor mu? Sonuçta yeni AB grubu Boğaz’a yerleşirken, CD grubu da Vadi’den Tepe’ye tırmanıyor.