Mehmet Çoban
Mehmet Çoban teleformat2012@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Hayat, Can ve Aşka Dair

04 Ağustos 2013 Pazar

“Ya bu Kerem Zeynep’e ne zaman âşık olacak, delireceğim ya. Söyleyin şu yönetmen veya senariste, Kerem’le Zeynep mutlaka birbirlerine âşık olsunlar. Çok yakışıyorlar birbirlerine.”
Yaz sıcağında romantik bir aşk dizisi izlemek ilginç hakikaten. Yazlıklarında seyircilerin ekran başına kurulup güneşin batışını seyreder gibi heyecanla bu diziyi beklemelerinde bir sır var mutlaka. Dizinin adı Güneşi Beklerken. Kanal D’nin yaz sezonu gençlik dizilerinden. Kore yapımı
“Boys over flowers” çakması, ama Türk gençliğinin favori dizisi olmaya aday. Kerem’le Zeynep’in aşkı için Bodrum “beach”lerinde kavga edenlere bile rastladım. Aynı kavga sosyal medyada tüm hızıyla devam ediyor. Üstteki alıntılardan da anlaşılacağı gibi dizinin yapımcılarına hikâyenin gidişatı hakkında fikir ve destek mesajları yağıyor.
Sahi Kerem, Zeynep’e ne zaman âşık olacak?
İşte bu. Seyircinin katılımıyla artık senaryo yazma zamanı geldi. Ülkem insanı çok tuhaf. Siyasi katılımcılığı bir türlü beceremiyor, ama interaktif televizyonculukta bir numara. Bu seyirci ve taraftar bilinci neden seçimlerde politik katılım bilincine dönüşmez, anlamak mümkün değil.
Diziyle ilgili mesajları okurken
“interaktif” yayıncılığın geleceği üstüne bir yazı düşünüyordum ki, sosyal medya Can Dündar’ın Milliyet’ten kovulma olayına odaklandı. Romantik gazeteci de sonunda işinden oldu. Şöyle gönül rahatlığıyla bir romantik aşk dizisi izlettirmiyorlar insana. Sosyal medyayı yasaklasalar da, şu gelişmelerden haberdar olmasak. Uyusak bir daha uyanmasak. Hayatın acı gerçekliği tüm çıplaklığıyla gözlerimize sokulmasa, ne güzel olur değil mi?
Sosyal medyada kısa bir gezinti yaptım. TRT Leyla ile Mecnun dizisini Gezicilere destek verdiği için yayından kaldırıyormuş. RTÜK, Türksat’la el ele vermiş Hayat TV’yi karartmak için uğraşıyormuş. Ekşi Sözlük’e siber saldırı başlatılmış. Ekşiciler
“Uludağ’ı çökerttiniz, İnci’ye index attınız, Ekşi’yi yedirtmeyiz!” diye direniyorlar. Federasyon Başkanı maçları gündüze alalım demiş. Geceleri içkili geliyormuş taraftar. Sanki gündüz içmeyecekler de. Taraftar bulmuş hemen çözümü, kafa bulmak için içki yerine statlara biber gazı veya tüpgaz sokmaya karar vermişler.
Ne güzel statlarda siyasi slogan yasaklanmışken, medyada genel temizlik yapılmışken, dizilerimiz zemzem suyuyla yıkanmışken, aykırı ve muhalif gazeteciler işsizliğe sürgün edilmişken, Geziciler bir bir içeri tıkılırken, zırt pırt sosyal medya üzerinden can sıkıcı haberler almak zorunda mıyız? Bir rahat bırakın Allah aşkına şu milleti ya. Tatil yapamıyor insanlar. Bu güneşin böğründe, denizden çıkıp Gezi’ye direnişe mi gitsin şimdi bu gençlik? Gerçi barlarda, diskolarda ve plajlarda Gezi ruhu romantizm sosuyla devam ediyor, ama bir nefes almak lazım yani. Yok. Rahat batıyor. Durmak yok, mizaha devam. Bodrum barlarında ellerinde ayran,
“Şerefine padişahım” diyerek yeni slogan üretiyorlar. İşte bazıları:
Re re re, r ara ra, padişahım sen çok yaşa!
Zeynep ile Kerem âşık olsa.
Sosyal medya yasak olsa.
Milli içkimiz ayran olsa.
Hayat bayram olsa.
Medya can çekişiyor. Padişahım\t\t sen çok yaşa!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Burada Laf Yok 2 Mart 2015
Beş Kardeş 22 Şubat 2015
Aşk, Tanrı ve Ceza 15 Şubat 2015

Günün Köşe Yazıları