Mehmet Çoban
Mehmet Çoban teleformat2012@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Giderayak Aşk

21 Temmuz 2013 Pazar

Televizyonlarda yaz sezonu başladı. Reytingler yerlerde sürünüyor. Yazlıklara ölçüm aletleri yerleştirmek bu sorunu çözer mi acep? Yoksa gün birinciliğini yakalamak için yüzde 4’lerle yetinmek zorunda kalacaklar.
Kanallar pahalı dizi yayınlamak yerine düşük bütçeli yarışma ve komedi formatlarına yöneldiler. Ardı ardına komik ötesi, gülünç yarışma programları geliyor ekrana. Sıcaklarla birlikte kalitesiz programlar da baymaya başladı seyirciyi. Zaplamaktan yoruldum. Yazı konusu olabilecek kaliteli veya özgün bir format arıyorum. Gezi’de “
zıpla zıpla!” diye eğlenirken, ekran başında “zapla zapla!” diye sıkıntıdan ölüyorum. Tam umudu kesmiş, tatil moduna girmiştim ki, karşıma bir program çıktı.
Adı
“Giderayak”. Bir ara Hanneke’nin “Aşk” filminin televizyon formatını izliyorum sandım. İki yaşlı bilim insanı Muazzez İlmiye Çığ (95) ve Hayrettin Karaca (89) kendi kendilerine sıcak ve samimi bir şekilde sohbet ediyorlar. Ciddi siyasi konulara değiniyorlar, ama programın adını görünce gülmekten “erozyon”a uğradım. Sadece Y kuşağı değil, demek ki yaşlı ama yürekleri genç kalan kuşağımız da ironi yapabiliyor. Kendileriyle dalga geçebiliyor. Şapka çıkardım hakikaten. Kanal B’de yayınlanan bu programı acaba gençler izliyor mu diye sosyal medyaya bir göz attım. Ekşi Sözlük’te “Giderayak”la ilgili yazılanları görünce ülkem insanından umudu kesmemek gerektiğine bir kez daha kanaat getirdim.
“Ben de böyle yaşlanmak istiyorum. 95 yaşımda erkek arkadaşım olsun, o bana kur yapsın, geyik yapalım, ironi yapalım, dünyayı korkmadan eleştirelim. Alzheimer’ın uğramadığı beyin kıvrımlarımızdan espriler fışkırsın, güldürelim, düşünelim istiyorum. 95 yaşımda’’ diye yazmış bir genç kız. Daha da ileri gidip kara mizahın sınırlarını zorlayan, “Kulisinde ambulans bekleyen’’ veya “Toprak kokan program’’ gibi cümleler de kuranlar var internette, ama “Bir ayak çukurda giderayak bir şeyler anlatıyorlar. Takdir ettim onları. Gerçeğin farkında olarak bir şeyler anlatmaya çalışmaları hoşuma gitti’’ diyerek saygıda da kusur etmiyor zamane gençliği.
Ben
“Giderayak’’ programının cazibesine kendimi kaptırmış bir vaziyette ekrana kilitlenmişken, bir de baktım ki Hanneke’nin yaşlıların aşk dünyasına açtığı pencereden beslenen birçok yeni televizyon programının yayın hayatına başladığını fark ettim. Star’da “Çılgın Teyzeler” ve “Baston Takımı” farklı ve kaliteli komedi formatları için iki önemli örnek. Ben “Baston Takımı”ndaki “ihtiyarlar”ın cesaretine hayran kaldım.
Kamera şakaları formatında küçük parodilerden oluşan
“Baston Takımı”nda yaşlı teyze ve amcalar sokaktaki gençlerle öyle bir dalga geçiyorlar ki inanamazsınız. Meydanlarda açtıkları “Bize o küçük haplardan verin, dünyayı kaldıralım’’, “Savaşma seviş!’’ benzeri pankartlarla Gezi direnişçilerine selam gönderiyorlar. İki yaşlı çiftin AVM’nin ortasında sevişmek için gençlerden oda kapatmaya çalışmaları seyirciyi gülmekten kırıyor. Yine yaşlı bir ihtiyarın sokaktaki bir gence “Keşke senin yaşında olsam da, senin gibi tipsiz olsam’’ diye dalga geçmesine saygı ve sevgiyle bakması insanın gözlerini yaşartıyor. “Bastonlar Takımı”nın esprilerini ve gençlerin yaşlıları sırtlarında bile taşımayı göze alarak gösterdiği hoşgörüyü kaçırmayın.
Bugünkü iktidar gençleri ve genç kalanları anlamak istiyorsa bu programları izlemeli. Biber gazıyla saldırmak yerine küçük bir espri ve samimi bir mizah anlayışla bu kuşağın gönlünü almak o kadar kolay ki...
Anlayana.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Burada Laf Yok 2 Mart 2015
Beş Kardeş 22 Şubat 2015
Aşk, Tanrı ve Ceza 15 Şubat 2015

Günün Köşe Yazıları