Mehmet Çoban
Mehmet Çoban teleformat2012@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Fransa Çakması Osmanlı Tokadı

21 Nisan 2013 Pazar

Ünlü oyuncu Jean Reno TRT’de yeni başlayan “Osmanlı Tokadı” dizisini izlese ne derdi acaba? Bu dizinin “yaratıcılar”ına bir Osmanlı tokadı mı yapıştırırdı, yoksa “Madem bizim filmi beğendiniz ve uyarlamak istiyorsunuz, bari doğru dürüst kopyalayın efendiler” mi derdi?
“Osmanlı Tokadı”nın hikâyesi alenen çalıntı. Dizinin çıkış noktası 1993 yılı yapımı Fransa’da 13 milyon izleyiciye ulaşarak gişe rekorları kıran “Ziyaretçiler - Les Visiteurs” filmiyle aynı. “Ziyaretçiler”in daha sonraları 2. ve 3. bölümü çekilmiş, hatta çok tuttuğu için “Just Visiting” adıyla Hollywood versiyonu bile denenmişti. O dönemler Türkiye’de de vizyona giren “Ziyaretçiler” 12. yüzyıl Fransa’sından günümüz Paris’ine sudan çıkmış balık gibi düşen ortaçağ şövalyesi (Jean Reno) ve uşağının (Christian Clavier) kültürel ve teknolojik değişimlerle yaşadıkları şaşkınlıkları ve çelişkileri başarılı bir Fransız mizahıyla beyazperdeye aktarıyordu.
“Osmanlı Tokadı” da Fatih Sultan Mehmet döneminden bugünün İstanbul’una ışınlanan iki yeniçerinin (Alper Kul, Uğur Çavuşoğlu) komik ve absürd serüvenlerini anlatıyor. Öldüklerine inanan ve cennetin kapısını arayan iki yeniçeri İstanbul’un şimdiki haline görünce, “Üstad biz ölmüşüz ya” türünde bayat espriler üretiyorlar. Boğaz köprüsünü Sırat köprüsü sanıyorlar: “Hakikaten kıldan ince, kılıçtan keskinmiş” diyorlar. Vapur sesine “İsrafil geldi” diyerek mizahta tepe yapıyorlar. Biber gazıyla tanışan yeniçeriler “kötü” bir şehirle karşılaşınca “Keşke almasaydık İstanbul”u diyecek kadar bugünden pişmanlar.
Oysa esin kaynağı yani kopyalanan konu gerçekten güzel. Üzerinde uğraşılsa, iyi işlense belki Türkiye’de bir ilk başarılacak. Fantastik komedi türünde şahane bir bilimkurgu dizi çıkacak ortaya. Nerde? İşin kolayı varken neden özgün bir hikâye peşinde koşsun büyük Türk dizi sektörü yaratıcıları? Kopyala gitsin.
Ahlaki davranılırsa uyarlamalara karşı değilim. Fakat ortaçağdan günümüze insan ışınlama esprisini birebir almak ne denli özgün bir fikir?
“Osmanlı Tokadı”nda karakterleri Türkleştirme ve bu topraklara özgü espri üretme çabası olumlu. İstanbul’un fethi arifesinden alınan kahramanlar günümüz İstanbul’unda yaşasaydı nasıl olurdu, sorusundan çıkan bir fantastik komedi doğru kotarılsa reyting listelerini altüst edebilirdi. Günümüzün çarpıklıklarını eleştiren, dalga geçen ve yerden yere vuran “Osmanlı Tokadı” ne yazık ki Osmanlı’ya dokunmaktan korkuyor. Dokunamıyor. Dizinin yönetmeni Mustafa Şevki Doğan da zaten bunu açıkça belirtiyor: “Osmanlı ile dalga geçilecek gibi bir imaj var, ama tam tersi. Günümüzdeki bencilliğe, vurdumduymazlığa eleştiri getirirken geçmişin cesareti, kahramanlığı ve arkadaşlığına övgü getiriyoruz.”
Muhafazakâr ideolojinin kurmaca dünyasındaki açmazı da tam burada baş gösteriyor. Statükoyu savunan, yeni olan her şeye baştan karşı çıkan, insanın yapısında var olan
‘iyi-kötü’ çatışmasını görmezden gelen, entrikasız, iyilerin katıksız iyi, kötülerin şeytani kötü gösterildiği kaba şablonlardan beslenen bir kurmaca kültürü ne denli yaratıcı olabilir? Bugünün kokuşmuş İstanbul’unu ve insan ilişkilerini kötüleyen, ama geçmişi yani mazimizi göklere çıkaran bir “Osmanlı güzellemesi” ne denli objektif kalabilir, buradan nasıl mizah üretilir?
Gelenekçi, ahlaki, edepli ve terbiyeli bir fantastik komedi yapmak isteyen
“Osmanlı Tokadı” daha işin başında yani çıkış noktasında fikir hırsızlığı yaparak kendi ahlakını kirletiyor. Sonu hayırlı olur inşallah.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Burada Laf Yok 2 Mart 2015
Beş Kardeş 22 Şubat 2015
Aşk, Tanrı ve Ceza 15 Şubat 2015

Günün Köşe Yazıları