Düğün TV kapatıldı.
Fişi Türksat çekti. Çek fişi bitir işi.
Rusya mı burası la? İran mı yoksa? Yok ya, buranın adı “Yeni Türkiye”.
Hepimize hayırlı uğurlu olsun. Medyanın ümüğünü sıkarım istersem. Misakımilli sınırları dar gelirse Avrupa kanallarının bilem kısarım sesini. Keyfice. Kime ne?
Neymiş efendim, RTÜK lisansı yokmuş. Bahane. RTÜK kanalın durdurulmasını istemiş, Türksat mecbur kalmış, yayını kesmiş. Bahane.
Leke. Kara leke. Kına yakalım hep birlikte. Utanç abidesi. Ucube sanat eserlerini yıkalım, utanç heykelleri dikelim yerine. Hür medya anısına.
Türksat bir Alman kanalının fişini çekebilir mi? Sıkar. RTÜK, RTL’nin, Pro 7’nin veya ARTE’nin yayınını kesebilir mi? “Siz Türkiye’den lisans almadınız, Türksat’ta Digiturk’te veya Kablo TV’de yayın yapamazsınız” diyebilir mi? Sıkar değil mi? Biraz.
Lakin Düğün TV’ye diyor. Demekle kalmıyor. Hak, hukuk ve kural demeden kanalı kapatıyor. Hem de üç haftadır. Ve bir Allah’ın kulu çıkıp da “Sen ne yapıyorsun” demiyor. Bizim özgür medyanın çıtı çıkmıyor. İşin kötüsü hiç kimsenin haberi yok. Üç maymunu oynuyoruz. Hep birlikte. Farkında bile değiliz.
Alman ulusal medya kurulu LFM lisanslı ve Avrupa medya hukuk kurallarına göre Almanya’dan yayın yapan bir kanal Düğün TV. Ve Türksat bu kanalı kapatıyor. Niye? RTÜK istemişmiş. Düğün TV Türkiye’den lisans almalıymış. İyi de bu kanal Avrupalı Türkler için ve Avrupa’nın göbeğinden Avrupa lisansıyla yayın yapıyor. Türkiye’de herhangi bir ticari girişimi yok. Ayrıca Türksat bir uydu işletme şirketi, sadece RTÜK lisanslı kanallara yer verecek diye bir yasal yaptırımı da yok. Dünyanın her yerinden her türlü kanal, parasını verdiği sürece uyduya almak zorunda. Bugüne dek hep “yerim yok” diye hükümete muhalif kanallara yer vermiyordu. Bilinçli ve keyfi bir şekilde. Geçen yıl Hayat TV’ye aynı acıyı çektirdiler. Muhalefet kanallarının ümüğünü böyle sıkıyorlar. Ama dini kanallara veya hükümete yakın medya gruplarının Avrupa lisanslı kanallarına dokunamıyorlar. Halihazırda Avrupa lisanslı en az on tane Türk televizyonu Türksat’tan yayın yapıyor. Onlara “RTÜK lisansı al, yoksa yayını keserim” diyen yok. Onlara dokunmuyorlar. Dokunamıyorlar. Dokunmak istemiyorlar.
Peki, niye Düğün TV? Dünyanın en iyi fikirlerinden biri olarak kabul edilen bir TV kanalı niye keyfi bir şekilde sansüre uğrar? Siyasi bir kanal da değil. Avrupa’daki Türk düğünlerini yayımlıyor, Türkiye’deki akrabaları da uydudan izliyor. Aslında hepimiz izliyoruz. Bazen severek. Bazen gülerek. Bazen dalga geçerek. “Böyle televizyon kanalı mı olur?” diyenlerimiz var. “On numara beş yıldız, müthiş ve dâhiyane bir fikir” diye yere göğe sığdıramayanlarımız da. İşte bu kanal günlerdir kapalı. Keyfice karartıldı.
Medya esir düştü. Kale zapt edildi. Düğün TV’ye bile tahammül edemiyorlar artık. Kontrol altına almak için RTÜK sopası gösteriyorlar.
Digiturk’teki “Wedding TV”nin RTÜK lisansı var mı?
Aslında suç Avrupalı Türklerde. Ne işiniz var Türk düğünleriyle? Allah aşkına başka derdiniz yok mu sizin? Kına gecesi filan da ne demek oluyor? Bırakın bu eski âdetleri, gelenek görenekleri. Almanca bir TV kanalı kurun. Adını “Hochzeit TV” koyun. Halay, horon, harmandalı yerine Alman düğünlerindeki gibi diskoya çevirin düğün salonlarını, sonra saatlerce süren konuşmalar yapın Almanlar gibi. Sıkıcı. Bakın o zaman Türksat nasıl yayınlıyor kanalınızı.
Düğün TV gibi bir kanal bile keyfi bir uygulamayla yasaklanıyorsa bu ülkede, artık bağımsız ve özgür medyanın cenaze namazını kılmak lazım. Oysa biz kına gecesine hazırlanıyorduk. Düğüne gidecektik hep birlikte. Halay çekecektik, horon tepecektik, harmandalı oynayacaktık. Cenazeye geldik.
Ne güzel hayallerimiz vardı bizim. Kızdırmayın beni Cenaze TV kurarım valla.