Mehmet Çoban
Mehmet Çoban teleformat2012@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Diren Umut TV

14 Temmuz 2013 Pazar

Size bir sır vereyim mi? Ben bu ülkeden hâlâ umudumu kesmedim. Türkiye’de medya düzelecek, çarpık dizi sektörü sağlıklı ve yaratıcı yapısına kavuşacak. Bağımsız ve tarafsız habercilik anlayışı sonunda galip gelecek. Bir gün mutlaka. Hem de pek yakında.
Gezi Direnişi’yle birlikte her şey daha bir netleşiyor. Penguenli çakma haber kanallarından sonra muhalif kanal olma arzusuyla yola çıkan +1 de sınıfta kaldı. Show’un el konulup, ihalesiz
Ciner’e devri, ana akım televizyonlarda boşluğa yol açtı. İktidarın medyayı kontrol altına alma operasyonu “başarıyla” sonuçlandı. Nur topu gibi bir teslimiyetçi medyamız oldu. Peki, her şey bitti mi? Hayır. Aslında mücadele daha yeni başlıyor.
Reyting oranlarına bakarsanız, teslim bayrağını çeken ana akım televizyonların yüzde 3’lerle yerlerde süründüğünü görebilirsiniz. Yüzde 10’u gören kanal kalmadı nerdeyse. Bu iktidara ekonomik olarak bağımlı patronların medyada uzun süre tutunamayacağının göstergesi. Seyirci boşluğu sosyal medyayla doldurulmaya çalışılıyor, ama bu da çözüm değil.
Medyada yeniden yapılanma döneminin sinyali bunlar. Bir tarafta teslimiyetçi kanal sahipleri, diğer tarafta doğru habercilikten başka sermayesi olmayan bağımsız ve parasız, ama vicdan sahibi medya emekçileri.. . Gittikçe mutaassıplaştırılan ana akım medyaya karşı, çapulcuların kooperatif ve imece usulüyle direnmeye çalıştığı
“underground” medya. Bu savaşı kim kazanır sizce? Göründüğü gibi medya emekçilerinin oluşturacağı kolektif TV kanalları umutsuz vaka mı sahiden?
Tersten bakalım. Türkiye’de NTV veya Habertürk kalitesinde bir haber kanalının maliyeti yılda 3 milyon doları geçmez. Gezi Platformu kolektif yaşam ve kolektif üretimin küçük ölçekte bir deneyim mecrasıydı. Türkiye çapında böyle bir medya kolektifi oluşturulsa ve tüm medya emekçileri bu kanala yeşil sermaye usulü kâr payıyla ortak edilse, bırakın bir yılı, kanalın on yıllık masrafı karşılanır. Antikapitalist Müslümanlara danışarak kâr payı ortaklığıyla medya kooperatifi oluşturma fikrini geliştirmek gerek. Hiçbir yere bağlı olmayan, gerçekten objektif ve doğru habercilik yapan, savaştan değil barış sürecinden yana tavır koyan, kör bir muhalefet anlayışıyla değil, hakikati olduğu gibi yansıtan bir haber kanalı başarılı olmaz mı? Biraz daha abartırsak, gündüzleri kurgu belgeseller ve primetime’da düşük bütçeli yarışmalar yayınlayarak ana akım kanallarla bile yarışabilir.
Türkiye’deki dinamizm kendi içinden bağımsız bir medya yaratacak denli güçlü ve pozitif bir enerjiye sahip. Demek ki umudumuzu yitirmememiz gerekiyor. Umut TV’de umut var.
Darısı Mısır’ın başına.
İzmir’de mısıra darı derler, diye yazmama gerek var mı, bilemedim.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Burada Laf Yok 2 Mart 2015
Beş Kardeş 22 Şubat 2015
Aşk, Tanrı ve Ceza 15 Şubat 2015

Günün Köşe Yazıları