Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
AKP kamuculuğu!
Cumhuriyet gazetesinde Murat Ağırel’in ortaya çıkardığı Kızılay’ın çadır skandalı, iktidarın kamuculuğu nasıl oligarklaşmanın aracı olarak kullandığını gösteriyor. Açalım:
Kızılay, meğer depremin üçüncü günü, AHBAP’a 46 milyon TL karşılığında 2 bin çadır satmış! Yine Kızılay, depremzedelere ilaç ulaştırmak isteyen Türk Eczacılar Birliği’ne de 800 bin TL’ye beş büyük çadır satmış!
KIZILAY TİCARET YAPAMAZ!
Skandal ortaya çıkınca Türkiye Kızılay Cemiyeti Başkanı Kerem Kınık bir açıklama yaptı ve AHBAP’a çadır satan “Kızılay Çadır”ın bir Kızılay iştiraki olduğunu, çadır üretip sattığını, AHBAP’a da “maliyetine” sattığını söyledi.
İki kere vahim:
1) Kızılay, kamudan bağış toplayarak çadır üretir ve ürettiği o çadırları afetlerde kamuya ulaştırır; kamudan bağış toplayarak ürettiği çadırı parayla satamaz. Çadırların deprem bölgesine hızla ulaştırılmasından daha öncelikli bir konu yoktur ve o hızı sağlamak üzere Kızılay elbette AHBAP gibi yardımlaşma örgütleriyle çalışabilir ama onlara çadır satamaz. Yani her ikisi de bağış toplayan bu yapılar birbiriyle işbirliği yapabilir ama ticaret yapamaz!
2) Kamu kurumları elbette çeşitli iştirakler kurarak ticaret yapabilir ama kuruluş felsefesi gereği Kızılay ticaret yapamaz!
KAMUCULUĞU OLİGARKLAŞMA ARACI YAPTILAR
Depremle ortaya çıkan bu skandal, AKP’nin ne tür bir kamuculuk yaptığını çırılçıplak resmetmiştir.
İktidar cephesinin “ideologları”, bir süredir, kamu ihalelerini bile kamuculuk diye pazarlamaktadır. Oysaki iktidar açısından kamu ihaleleri, gerçekte kamu kaynaklarının belli özel isimlere/gruplara transfer yolundan başka bir şey değildir. Kamu ihaleleri, AKP’nin 20 yılda 200 kez yasayı değiştirmesiyle bir kamuculuk faaliyeti olmaktan çıkmış, oligarklaşmanın bir yolu olmuştur. Beşli çeteler böyle doğmuştur.
AKP açısından kamuculuk da hatta devlet de “davanın” aracıdır. Kimi AKP yöneticilerinin 1999 depreminde devlet için söyledikleriyle 2023 depreminde devlet için söylediklerinin zıtlığına işaret ediyoruz. Evet, dün devlete karşı ne söyledilerse bugün tersini söylüyorlar. Çünkü dünkü devlet kendilerinin değil ama bugünkü devlet, önemli oranda ele geçirdikleri devlettir; o nedenle dünküne karşı bugünküne korumacıdırlar.
‘DEVLET NEREDE’ SORUSUNUN ÖNEMİ
Deprem gibi büyük afetlerde “Devlet nerede!” feryatlarını “devlet düşmanlığı” diyerek bastırmaya çalışmaları da bu nedenledir.
Oysa dertleri devletçilik ve kamuculuk olsa “Devlet nerede” diye soranların -istisnalar hariç- devleti çare olarak görüyor olmalarından memnun olurlardı.
Ancak “kimsesizlerin kimsesi” olan Cumhuriyeti tasfiye ederken devleti de iyice mali sermaye sınıfının devleti haline dönüştürdüler. Kamu kurumlarını, AKP’nin oligarklarının zenginleşme araçları yaptılar.
O nedenle “Devlet nerede” sorusu haklı bir sorudur ve “Devlet aslında kimin devleti” sorusunun da yanıtını içermektedir.
Halk, “çadır satan devlet” değil, “çadıra muhtaç etmeyen devlet” aramaktadır!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
En Çok Okunan Haberler
- Futbolda pis kokular yükseliyor
- Son seçim anketinde çarpıcı sonuç!
- TÜPRAŞ'ta patlama: 12 kişi yaralandı
- 'Erdoğan bize göre tek seçenektir'
- CHP’de çelişen başkanlara uyarı
- Hekimlerin istifaları hızlandı
- 'Erdoğan ömür boyu Cumhurbaşkanı olacak diye...'
- Beyoğlu'ndaki cinsel saldırı dehşetinde yeni gelişme
- Türkiye'de bir sağlık skandalı daha!
- Napoli'den Galatasaray'a Osimhen yanıtı!