Jale Özgentürk

Zoom üzerinden yürüyüş

18 Eylül 2020 Cuma

Vatandaşlık Temel Geliri Araştırma Derneği yarın uluslararası bir eylem düzenliyor

Dünyada tsunamiye dönüşen işsizliğin gelecekte yaratacağı toplumsal sorunlara önlem için koşulsuz her vatandaşa temel gelir verilmesini savunan dernek, farkındalık yaratmak istiyor.,

Dünyanın gündeminin başköşesinde her geçen gün artan işsizlik sorunu var. Bir yandan dijitalleşme ile kaybolan iş alanları diğer yandan “Endüstri 4.0” gibi gelişmeler işsizlik konusunda kaos yaratıyor. Buna bir de pandemi eklenince artık bu sorun, önünde durulamaz bir tsunamiye dönüşüyor.

İşsizliğin yaratacağı toplumsal patlamalara karşı çeşitli modeller tartışılıyor. Bu modellerden birini bir süre önce bu köşede yazmıştım. 

“Vatandaşlık Temel Geliri.” Bu modeli savunan bir grup akademisyen, Vatandaşlık Temel Geliri Araştırma Geliştirme Kültür ve Yayma Derneği kurmuştu. Aslında farklı isimler altında farklı kesimler tarafından da gündeme gelen bu modeli, onlar şöyle tarif ediyordu:

“Tüm vatandaşlara, her bir bireye, herhangi bir sınırlama, ayrım veya şart olmaksızın, temel ihtiyaçlarını karşılayabileceği miktardaki parasal büyüklüğün, koşulsuz bir şekilde ve başkaca gelirlerinden bağımsız olarak, devlet tarafından düzenli olarak, ömür boyu ödenmesi...

Derneğin yönetim başkanı Dr. Ali Mutlu Köylüoğlu aradı. Hem yarın yapılacak yürüyüşü haber verdi hem de 20 ülkede bu modeli savunanlarla yaptıkları bir anketin bilgisini.

Köylüoğlu, Covid-19 pandemisinin insanları bu konuda daha fazla düşünmeye sevk ettiğini söylüyor. Konunun detayları anlatıldıkça kabul gördüğünü söyleyen Köylüoğlu, bu durumun da siyasetin dikkatini çektiğini ekliyor.

Ancak bir süre önce bu modelin adı kullanılarak İspanya ve İtalya’da  adımlar atıldığını söyleyen Köylüoğlu, “Ne yazık ki politikacılar bu modeli saptırıyorlar, sulandırıyorlar” diyor. 

Yaptıkları ankette de siyasetçilerin vatandaşlık temel geliri konusunda bilgi sahibi olmadıkları ortaya çıkmış. Katılımcıların yüzde 87.9’u siyasetçilerin bilgisiz olduklarını söylemiş.

Köylüoğlu, vatandaşlık temel gelirinin yardım ya da destek olmadığını söylüyor. Bu gelirin vatandaşın özgürleşmesine, imkân vereceğini ekliyor. 

Bu modelin temel özelliklerinin siyasetçiler tarafından çarpıtıldığı düşüncesinin ankette de ortaya çıktığını dile getiren Köylüoğlu, “Şartsız, evrensel (tüm vatandaşlarımıza), bireysel, yeterli miktarda, ömür boyu, gibi özelliklerinin tehdit altında olduğu görüşü genel olarak hâkim” diyor.

“Demokrasiler, aslında kendilerinin kurtarıcısı da olacak olan ‘Vatandaşlık Temel Geliri’ni hayata geçirmeli, geçirecekler” diyor.

Yarın (19 Eylül 2020), saat 17.30’da Zoom üzerinden gerçekleşecek olan uluslararası katılıma açık bir “VTG Yürüyüşü”nü de farkındalığı arttırmak, modelin tartışılmasına katkıda bulunmak için düzenlediklerini ekliyor Köylüoğlu. Yürüyüş vatandaşa açık. Bu da Zoom üzerinden ulaşma kodları. Toplantı No: 824 2830 2351, Toplantı Giriş Kodu: UBI4H. 

Dünya ve dolayısıyla Türkiye’nin işsizlik konusunda geleceği karanlık. Pandeminin ekonomilerde yarattığı tahribatla genç işsizliği yüzde 25’lere çıkmış, iş aramaktan umudunu kesmiş milyonlara sahip bir ülkede yaşıyoruz.

Kimilerine göre ütopik bulunsa da vatandaşlık temel geliri gibi her türlü modelin tartışılmasında sonsuz fayda var!

‘Otobüs şirketlerinde çok iflas olabilir’

Mustafa Yıldırım, yıllardır şehirlerarası otobüs taşımacılığı yapan Ulusoy gibi markaların yöneticiliğini yapmış bir isim. Bugün Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Karayolu Yolcu Taşımacılığı Meclisi Başkanı.

Zaman zaman sektörün durumu hakkında sohbet ettiğimiz Yıldırım, pandemiyle birlikte zaten zor durumda olan otobüs işletmecilerinin büyük bir darboğaza girdiğini söylüyor. 

Otobüs işletmecilerinin salgın nedeniyle taşıma kapasitesini yarı yarıya azalttığını söyleyen Yıldırım, en fazla 20 kişiye taşıma yapılabildiğini hatırlatıyor. Otobüslerin yüzde 98’inin de çalışmadan yattığını belirtiyor.

Bu durumun bir ölçüde değişmesi için bir çalışma başlattıklarını anlatan Yıldırım, uçaklarda kullanılan havalandırma yönteminin otobüsler için de uygulanabileceğini söylüyor. Kapalı ortamlarda virüsü öldüren bir klima sistemi için Sağlık Bakanlığı ile görüşmelerin sürdüğünü söylüyor ve ekliyor:

“Bir çare bulunmazsa 2021’de şehirlerarası otobüs şirketlerinde çok iflas yaşanacak.” 

Nükhet İpekçi’den Şişli itirazı: Hakikati unutmayın

Türkiye’nin önemli gazetecilerinden, 1979’da karanlık bir suikast sonucu öldürülen Abdi İpekçi’nin adını taşıyan caddenin yenilenmesine ilişkin bir haber yazmıştım önceki gün. Haberde, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, Nükhet İpekçi’nin destek verdiğini belirtmiş ancak “Heykele dokunmamızı istemedi” demişti. Meslektaş olmaktan her zaman onur duyduğum Abdi İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi’yi bilmeden üzmüşüm. İpekçi aradı ve şu açıklamayı yaptı: 

“Abdi İpekçi Caddesi’nde yapılacak düzenlemeler hakkında kısa bilgi verilirken meydan düzenlemesi sırasında büstün yerinin değişebileceği vurgulanmıştı. Bu konunun benim tasarrufum olmadığını, büst yapılırken bir etkim olmadığı gibi kaldırılırken de bir hükmüm olmayacağını söylemiştim.

Büstün yapılmasında dahlim yoktu ki sökülmesinde olsun! Sadece bir ricam vardı, büstün projelendirilmesinde, yapımında ve meydana yerleştirilmesinde bütün ruhunu vererek çalışan yüksek mimar Erhan İşözen’e karşı bir saygısızlık olmasın diye onunla bağlantı kurulmasını rica etmiştim.

İkinci ricam da eğer büst kaldırılacaksa gerekçelerinin basına çok net açıklanması, bu sanki kişisel bir konuymuş gibi basının benden bir tepki, bir açıklama beklemesinin önlenmesiydi. Bu caddede işlenen suikastın yakın tarihimizdeki suikastlar dönemi hakikatine vurgu yapan tek bir kaldırım taşıyla bile simgelenebileceğini düşünüyorum.

Asıl hakikatimizden uzaklaşmayalım. Bu konuları allayıp pullamadan, süslemeden, evcilleştirmeden hafızamızda tutalım, sorgulayalım demiştim.

Bu cümleler ile hiç bana ait olmayan ‘heykele dokunmamızı istemedi’ cümlesi yıllardır ifade etmeye çalıştığım düşüncelerle çelişkili bir durum oluşturduğu için düzeltilmesini rica ediyorum.”

İpekçi’nin uyarısı çok anlamlı. Abdi İpekçi’yi ve onun gibi onlarca aydını aramızdan alan “o karanlığı” hatırlamak ve hatırlatmak hepimizin birincil görevi olmalı...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları