SBK Holding patronu Sezgin Baran Korkmaz, karapara aklama suçlamasıyla Avusturya’da gözaltına alındı. Daha 8 yıl önce başlayan ve Korkmaz’ı yalılara, lüks yatlara taşıyan zenginleşme öyküsünde artık sona gelinmiş gibi...

Türk ekonomisinde sıfırdan zengin olma öyküsü çoktur. Kimi kapıcılıkla kimi peynir satarak zenginleşmiştir! Bu dönemdeki öyküler ise bir başka... Milyar dolarlar havada uçuşuyor. Güç, mafya, siyaset bu öykülerin kodlarında kendine her zaman müstesna bir yer buluyor...

Filmlere konu olacak bir serüvene sahip isimlerden biri de Sezgin Baran Korkmaz. Adı 2013’ten itibaren duyulmaya başlayan bir ‘iş insanı’ Korkmaz. SBK Holding’in kurucusu, medyadaki röportajlarında işini “stres altındaki şirketleri hayata döndürmek” diye tanımlarken, yaptığını bir nevi ‘şövalyelik’ olarak niteliyordu. Bu iddialı cümlelerin uluslararası bir para yıkama ve aklama faaliyetine uzandığı iddiaları gündeme sonradan düşecekti.

BOYACILIKLA BAŞLADI

Kars’ın Digor ilçesinde 1979 yılında doğdu Korkmaz. Anlatmayı çok sevdiği yaşamöyküsüne göre 4’ü kız, beş kardeşlerdi. Digor’dan 13 yaşında çıktı ve çıkış o çıkış...

İstanbul’da ayakkabı boyacılığı ile başlıyor çalışmaya. Fikirtepe’de oturuyor, Moda’yı da iş bölgesi seçiyor. Bir gün boya sandığını kaybedince, kebapçıda bulaşıkçılık yeni işi oluyor. Bulaşıkları yıkarken müşterilerin tabaklarında kalan artık 

dönerler onda bir girişim fitili ateşliyor! Bu dönerleri biriktiriyor, fırından 50-60 ekmek alıp, aralarına bunları koyuyor ve Kadıköy Salı Pazarı’nda satıyor.

YALILARA, YATLARA GİDEN YOL

Korkmaz’ı yatlara, jetlere, yalılara taşıyan işler tabii ki bu tür küçük kurnazlıklar olmayacaktı. Gerçek öykünün tümünü bilen var mı derseniz, yok! Çünkü 2013’te SBK Holding’in kuruluşu, ilk sermayenin nereden geldiği, Amerika Birleşik Devletleri’ne gidişi, orada Mormon tarikatının bir kolunun liderleri olan Kingston ailesiyle tanışması, 2017’de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçerek Lev Aslan Dermen adını alan Levon Termendzhyan’la ilişkileri hep öykünün karanlık odasında geçiyor.

Korkmaz’ın resmi bir ortaklık bağı görünmese de bugün karapara aklama suçlamalarına çıkan yol, patronum dediği kişi Jacob Ortell Kingston’a uzanıyor. Kingston kardeşler ve Termendzhyan bugün ABD’de cezaevinde.

Kingston nasıl ortak oldu, yollar nasıl buluştu bilinmese de Korkmaz’ın hayatının dönüm noktası olduğu inkâr edilemez bir gerçek.

2017-2018 yıllarında ABD’li dev fon iddiasıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın özel görüşme yaptığı, Türkiye’ye 100 milyon dolar yatırım yapacağı açıklanan bir isim Kingston. O dönem Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı olan bugün Varlık Fonu’nun başındaki Arda Ermut da o görüşmede yer almıştı.

Sonra İnan Kıraç’ın Kıraça Holding’ine ortak olması, bu süreçte tepeden isimlerin devreye girmesi, milyon dolarların el değiştirmesi ile Korkmaz’ın yurtdışına kaçmasını, Sedat Peker’in çok izlenen videolarında ortaya serilen medya siyaset ticaret mafya dörtgeninde geçen ilişkilerini izledik hep...

Ve Korkmaz önceki gün Avusturya’da Utah’ta açılan vergi kaçırma ve para aklama davasıyla ilgili olarak gözaltına alındı. Türkiye Korkmaz için hemen iade talebinde bulundu. Ancak gözaltı talebi ABD’den geldiği için buna nasıl yanıt verileceği meçhul. 

Korkmaz her şeyini kaybederse ne yapacağına ilişkin sorusuna ise “Ben otobüse kaçak binmeyi biliyorum. Bana bir şey olmaz” demişti.

Bir de Yıldıray Oğur’un dünkü Karar gazetesindeki yazısından öğreniyoruz ki, Jacob Kingston ve Levon Termendzyan karapara aklamayı Belize’de de deneyerek, kumarhane açmak ve vatandaşlık almak için bakanlara rüşvet vermişler, bu rüşvet ortaya çıkınca da bu küçük Karayip ülkesi sallanmış ve siyasal denklem değişmişti.

Bereket Türkiye demokratik bir ülke olduğu için böyle şeyler hiç olmuyor!