Jale Özgentürk

Tek yol seçim

24 Mart 2025 Pazartesi

Türkiye 19 Mart’tan beri ayakta. Temeli olmayan suçlamalar, dedikodulara dayanarak açılan soruşturmalar ve sonunda İstanbul’da rekor oyla seçilen bir başkanın ve çalışma arkadaşlarının daha ne zaman sonlanacağı bilinmeyen tutukluluk süreci.

Türkiye’yi günlerdir dünyada birinci haber haline getiren bu operasyon, sırat köprüsünden geçmeye çalışan ekonomiye büyük darbe vurdu. 2018’de başlayan, nas gerekçesiyle 2021’de “faiz enflasyonun nedeni” iddiası ile patlayan ekonomik krizde ne yazık ki önemli bir viraj kaybedildi.

Türkiye 2018’den beri bir ekonomik darboğazdan geçiyor. 2018’de 8 TL olan dolar geçen hafta 23.5 milyar dolar satıldığı halde 38 TL’de zor tutuldu. Bugün ne olacağı belli değil.

2023’te Hazine ve Maliye Bakanlığı’na Mehmet Şimşek’in kurtarıcı rolüyle getirilerek başlattığı acı reçeteli para politikası yurttaşın büyük fedakârlığıyla uygulandı. Elde edilen döviz rezervi bu acıların sayesinde birikti.

Bu rezervler kolay bulunmuyor. Farklı kaynakları var ve bu operasyon bunları tehlikeye attı. Bazı kaynaklar şunlar:

- Dış ticaret fazlası: Ülkenin ihracatı ithalatından fazlaysa döviz bolluğu artıyor ve bu dövizler Merkez Bankası tarafından rezerve edilebiliyor. Ancak Türkiye dış ticaret açığı veren bir ülke. Şubat itibarıyla 20 milyar dolar olan ihracata karşın 28 milyar dolar ithalat var. Açık 8.2 milyar dolar. Üstelik pazarlardaki sorunlar ve kur nedeniyle ihracat kan kaybediyor.

- Sermaye girişleri: Yabancı yatırımcıların doğrudan yatırım yapması (fabrika, şirket satın alma vb.) veya portföy yatırımları (hisse senedi, kredi alımı) sonunda giren dövizler.

Türkiye’ye uzun yıllardır yeterli doğrudan yabancı yatırım girmiyor. 2007’de 22 milyar dolar çeken Türkiye’ye 2024’te 11.3 milyar dolar gelmiş. Nedeni hukuk sistemine güven olmaması. Sıcak para ise ilk krizde kaçıyor. Tıpkı bugünlerde olduğu gibi.

- Kamu borçlanmaları: Devletin uluslararası piyasalardan kredi veya kredi yoluyla borçlanması sonucu elde edilen dövizler, Merkez Bankası rezervlerine dahil edilebiliyor.

Türkiye’nin nas krizinin ardından 800 puana çıkan risk primi (CDS), sıkı para politikası ile 200’lere gerilemişti. Bu oran iki günde 330’a çıktı. Yani artık daha yüksek faizle borçlanıyoruz. Çocuklarımıza devredeceğimiz borç daha çok artacak.

- Turizm gelirleri: Ülkeye gelen turistin harcadığı dövizler rezervlere dolaylı katkı sağlıyor.

Operasyon nedeniyle demokrasiyi savunmak için milyonlarca kişinin sokağa çıkması dünyada da yankılandı. Turist riskli ülkeye gitmez. Zaten pahalılık nedeniyle gelmeyen turist bir kez daha düşünecektir.

- Swap ve uluslararası anlaşmalar: Merkez bankaları arasındaki swap anlaşmaları (döviz takası) veya uluslararası kurumlarla yapılan kredi anlaşmaları sonucu elde edilen dövizler de rezervleri destekleyebilir.

Kriz sırasında swap anlaşmaları için neler yaptığımız ise arşivlerde var.

Merkez bankalarının ekonomik istikrarı sağlamak, dış borç ödemelerini karşılamak ve para politikasını sürdürmek için kullanması gereken rezerv bir ülkenin güvencesi.

ONCA YOKSULLUK VARKEN...

Bu anlamsız atakla kurlar arttı, faiz arttı. Kurların artması önce akaryakıt fiyatlarının artmasına ardından da iğneden ipliğe her şeyin zamlanmasına neden olacak, oluyor. Enflasyonun yeniden başını yukarıya çevirmesi açlık sınırının altında yaşayan yurttaşın hayatını daha da zorlaştıracak.

Zorla düşürülmeye çalışılan faizde ise indirim hayali başka bahara kaldı. Bu da finansman sıkıntısı yaşayan şirketlerin yeni bir girdaba girmesine neden olacak. İflaslar, konkordatolar daha da artacak. Bu işsizlik demek, açlık demek. Türkiye’de zaten yüzde 30’a yaklaşmış iş bulma umudunu yitirmiş insanlara yeni insanların eklenmesi demek.

“Onca yosulluk varken” yapılan bu operasyonun kaybedeni çok ama bir kazanan var, o da demokrasi güçleri. Türkiye’de Cumhuriyet kazanımlarından vazgeçilmeyeceğini sokaklara çıkan milyonlar gösterdi. Bu da Türkiye’nin geleceğine umutları çok yükseltti.

Artık çözüm halkın önüne getirilecek bir seçim sandığına bağlı. Eninde sonunda Saray entrikaları bitecek, saltanat gidecek, halk gülecek.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tek yol seçim 24 Mart 2025

Günün Köşe Yazıları