Jale Özgentürk

Enflasyona sopa modeli

31 Aralık 2021 Cuma

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Faiz neden, enflasyon sonuç” tezini bu ay kesin ispatlamak istiyor. Faizi resmen artırmadan örtülü yolla kurları düşüren Erdoğan’ın fiyat artışları konusunda da iş insanlarına telefon ettiği belirtiliyor. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Faiz neden, enflasyon sonuç” tezini ispatlama çabaları hızlandı. Faizlerin düşürülmesiyle patlayan dövizi, “kur korumalı mevduat sistemini” yeniden icat ederek gerileten ekonomi yönetiminin ikinci hedefi ise resmi olarak yüzde 21 olan enflasyonu bir an önce düşürmek. 

Aldığım bilgilere göre bu konuda en önemli destek Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yani Saray’dan geliyor. Türkiye’nin piyasa belirleyen güçlü üreticileri, perakende oyuncuları Saray’dan gelen telefonların muhatabı. Söylenene göre tekstilden gıdaya kadar büyük üreticiler fiyatları düşürmek ve zam yapmamak ve dövizden uzaklaşmak konusunda “aba altından sopa” ile uyarılıyor. 

Zaten son günlerde üreticilerden birbiri ardına indirim açıklamaları geliyor. Yüzde 30’dan aşağı fiyat indiren yok ama fiyatlar bir yıl öncesine göre yüzde 50’den fazla artmış durumda. 18 TL’den 12-13 TL’ye gerileyen dolar nedeniyle yapılan indirimler ne kadar kalıcı olacak belli değil.

Çünkü sorunun nedeni yüksek enflasyon ve kökeni çok derinlerde. Ceza sopalarıyla, telefonlarla enflasyonun düşmesi kısa süreli mümkün ama uzun vadede hayal! 

Dün açıklandı bu sayfada da haberi var. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre buğdaydan nohuta, hububatta üretim 2021 yılında yüzde 13 azalmış durumda. Bir zamanlar yensin diye kampanyalar düzenlenen kırmızı mercimekte üretim yüzde 30.6, buğdayda yüzde 13.9 azalmış.

İşte hükümetin algılarla değil gerçeklerle yola çıkması gerek...

TARIMDA SEFERBERLİK BAŞLASIN!

Rakamlar net olarak gösteriyor, tarım SOS veriyor. Bu da enflasyonun kontrol altına alınmasının 2022’de de zor olduğunu gösteriyor. Mehmet Reis, tarım sektöründe tam 45 yıldır yer alan üretici ve ihracatçı. Bakliyat markası Reis markasını kuran ve büyüten bir isim. Önceki gün sektöründe tek başına bir karar aldı ve pirinçten nohuta, sattığı ürünlerde kasım ayı fiyatlarının ocak sonuna kadar geçerli olacağını açıkladı. 

Mehmet Reis, enflasyonun üç haneli olduğu 1994’te de dövizin bir gecede 8 TL’den 40 TL’ye çıktığı 2001’de de buna benzer kampanyalar yapmıştı. Üç ay boyunca ürünlerinde fiyat artışı yapmamış, piyasayı da etkilemişti. O günleri hatırlıyorum “Enflasyona kafa tutan adam”, “Stokçulara savaş açan Reis” gibi başlıklarla gazetelerde yer almıştı.

Mehmet Reis’i aradım. O günlerle bugünler arasındaki farkı da konuştuk, enflasyonun gerçek anlamda kontrol altına alınmasının yollarını da! 

O günlerle bugünler arasındaki en büyük farkın Türkiye’nin tarımda geriye gitmesi olarak açıklıyor Reis. Kırmızı mercimek, buğday gibi ürünlerde kendi kendine yeterken şimdi ithalatçı olmamız yani. Reis’in dikkat çektiği konular çok önemli: 

STRATEJİK ÜRÜN OLMALI

“Türkiye tarımı elinde tutan 20 ülke arasında değil artık. 1990’larda Türkiye’den buğday ithal eden Rusya bugün dünyanın en büyük tedarikçisi. Çin, gelir düzeyi arttıkça hububatta en büyük tüketici oluyor ve alıcı olarak dünya fiyatlarını oynatıyor. İklim değişikliğiyle, dünyayı etkisine alan kuraklıkla tarım artık stratejik bir ürün.”

Türkiye ise net ithalatçı artık. Bu nedenle de küresel gıda fiyatlarında yaşanan artış ile iç piyasadaki kur artışlarının tarımda ithal girdi maliyetlerinin artmasında belirleyici olduğunu söylüyor. “Dünya ülkeleri artık gıda enflasyonu ile karşı karşıya. Dünya gıda fiyatları endeksi son 10 yılın zirvesinde. İhracat kısıtlamaları başlıyor ” diyor.

Gıda enflasyonu ile mücadele için Reis’in en acil önerisi 2022 için bir seferberlik başlatılması. Bunun için ilk adım çiftçiye ucuz girdi sağlanması ve gerekirse hibe gerekirse kredi desteği ile üretimi artıracak adımların hemen vakit geçirmeden atılmaya başlanması.

“Ekonomik refah için daha fazla üretmeliyiz. Ancak bu sayede enflasyon kontrol altına alınır ve sürdürülebilir büyüme sağlanır” diyen Reis’den öneriler şöyle: 

- Uluslararası raporlara göre kuraklık ve aşırı hava olaylarının aralıklı da olsa devam etmesi bekleniyor. İklim krizi, üretim süreçlerini ve ürün desenlerini değiştiriyor.

- Daha az su gereksinimi olan baklagillerin üretimi tercih edilmelidir. Nadasa bırakılan alanlar ve tarıma elverişli toprakların tamamının tarımsal faaliyetler için kullandırılması, verimi daha yüksek ürünlerin yetiştirildiği geniş ölçekte üretim bölgeleri oluşturulması Türkiye’nin tarımsal rekolte miktarının yükselmesini sağlayacaktır. 

- Kırsaldaki nüfus yaşlanıyor, büyük şehirlere göç ediyor, gençlerin tarım ekonomisine kazandırılması gerekiyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları