Jale Özgentürk

Emeklinin adı yok

11 Şubat 2022 Cuma

Türkiye’deki milyonlarca emekli ve hak sahibi 4 bin 250 lira olan açlık sınırının altında maaş alıyor. En düşük maaş olan 2 bin 500 lira ile kira, elektrik, ısınma giderlerini ödemek imkânsız!

Türkiye’de bir iktidar yönetme becerisini yitirip; yandaşlık, kayırmacılık, yanlılık, yolsuzluk hikâyeleriyle ekonomiyi zora soktuğunda, ilk acı fatura çalışanlara ve emeklilere çıkar. 

Türkiye’de nüfusun yüzde 25’e yakını işsiz. Çalışan 30 milyon nüfusun yüzde 69’u yani 20 milyona yakını ise 4 bin 253 TL olan asgari ücret alıyor. Bir de emekliler var! Yıllarca emek verip, yaşlılıkta biraz huzur bulmaya ihtiyaç duyan emekliler...

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 2021 verilerine göre, SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı’ndan emekli olanların toplam sayısı 13 milyon 644 bin 30. SSK ve Bağ-Kur emeklilerinde en düşük maaş büyük böbürlenmelerle ilan edilen 2 bin 500 TL. En yüksek alan ise genel müdür düzeyi hariç ortalama 5 bin 500 TL civarı. Ülkedeki açlık sınırı ise Türk-İş’in verilerine göre 4 bin 250 lira! Yani emeklisine açlık sınırının bin 750 lira daha altında maaş ödeyen bir büyük cihan devletiyiz!

Yılbaşında yapılan zamlar, elektrik, doğalgaz, pazar, market zamları cüzdanları lime lime etti. Açıklanan açlık sınırının yanına bile yanaşamayan emekliler çaresiz... Bu emeklilerden biri de T.K. Maaşı bin 500 liradan zamla 3 bin 200 liraya çıkmış bir emekli. Ev kirası bin 300 lira, elektrik, ısınma ve iletişim faturaları da bin liranın üzerinde. Tek maaşla geçiniyor, pardon asla geçinemiyor!

ISINAMIYOR, BESLENEMİYORLAR

Emeklilerin durumunu sorduğum Türkiye Emekliler Derneği Başkanı Kazım Ergün, emeklilerin büyük bölümünün pandemiyle yeterli beslenme ve ısınma imkânlarının kalmadığını söylüyor. Elektrik, su, doğalgaz gibi temel ihtiyaçlarla, gıda fiyatlarındaki fahiş yükselişlerin ise mağduriyeti çok artırdığını anlatıyor. Sorunların sistemsel olarak çözülmesini ve sosyal devletin kalıcı çözümler getirmesini isteyen Ergün, emekli aylığı hesaplama sisteminin değiştirilmesini talep ediyor.

İstanbul Dişhekimleri Odası (İDO) emeklilerin sorunlarını dillendiren meslek örgütlerinden biri. İDO Başkanı Ali Gürlek de “Üyelerinin çoğunluğu serbest çalışan hekimlerden oluşan bir meslek örgütünün başkanıyım. 30-40 yıl bir muayenehane, bir klinik işletip, devlete vergi verdikten, yanınızda çalışanların sigortasını ödeyip, katma değer yaratıp, emekli olduktan sonra aldığımız emekli maaşı 2 bin 500 ila 3 bin lira. Geçinmek için emeklilikten sonra da çalışmak zorunda kalıyoruz. Biz bunu kabul etmiyor, emeklilikte geçinecek bir ücret talep ediyoruz” diyor.

“Açlık sınırının altında kalan emekli aylığı emeklileri ‘aşırı kıtlığa’ mahkûm ediyor” diyen Akdeniz Üniversitesi’nden Prof. Dr İsmail Tufan ise emeklilerin durumuna ilişkin detaylı bir araştırma yapmış. Tufan, “Kısıtlılıklar daima vardır yani kimse tüm isteklerine hemen sahip olamaz ama kısıtlılıkların da bir ‘sınırı’ olmalıdır. Emeklilerin durumu, sınırın aşıldığına işaret etmektedir. Bu yüzden önümüzdeki dönemlerde ‘emekliliğin sefaletini’ daha çok konuşuruz” diyor.

Geçen yıl başlayan “nas, faiz, kur ve enflasyon depreminin” yarattığı tsunaminin etkisiyle “geçinemeyen” ve hakkını isteyen binlerce işçi bugünlerde sokakta sesini duyurmak için üretimden gelen gücünü kullanmaya çalışıyor. İşten atılmalara ve tehditlere rağmen.

Çalışanlar, emekliler, işsizler, yoksullar ve yoksunlar, Türkiye’de sosyal devlet kavramının hakkının yeniden verileceği günleri özlüyor. O zamana kadar durmak yok, direnişe devam!

MACERACI POLİTİKA EKONOMİYİ FELÇ ETTİ

AKP’nin kuruluş yıllarında ekonominin kaptanlığını üstlenen Ali Babacan, bir muhalefet partisi başkanı olarak seçime hızlı hazırlanıyor. Parti programını oluşturacak 5 eylem planından biri olan ve eski Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı’nın koordinasyonunda hazırlanan program dün açıklandı. Lansmandan önce Babacan ve Çanakçı ile biraraya geldik. 

Babacan, AKP’nin “maceracı ekonomi politikaları” ile hayatı felç ettiğini söylüyor. 5 yıl içinde gerçekleştirecekleri hedefleri şöyle sıralıyor: 

- Türkiye’yi orta gelir tuzağından kurtarmak. Türkiye bugün fakir ülkeler düzeyine geriledi. 

- Aşırı yoksulluğu yeniden sıfırlamak, gelir dağılımında OECD içinde en kötü sıradan kurtulmak. 

- Dünya pazarlarında sürdürülebilir bir dış denge yapısına kavuşmak.

- Enflasyonu bir kez daha tek haneli ve düşük rakamlara indirmek, işsizlik oranını da tek haneli seviyeye yeniden çekmek.

Beştepe’nin Cumhurbaşkanlığı Sarayı olarak kullanılmasına son vereceklerini söyleyen Babacan, burayı ibret alınacak bir fonksiyona kavuşturacaklarını ekliyor. 

Çanakçı’nın açıkladığı programdan bazı başlıklar ise şöyle:

- Merkez Bankası ve TÜİK gibi kilit kurumların üst yönetimine yapılacak atamalarda tamamen liyakat öne geçecek.

- Varlık Fonu’nu tamamen ortadan kaldıracağız.

- Merkez Bankası’nın tek görevi fiyat istikrarı olacak. Fiyat İstikrar Komitesi’ni kapatacağız.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları