SALGIN, İŞ DÜNYASINDA YÖNETİCİLERİN KÂR ODAKLI GÜNDEMİNİ DEĞİŞTİRİYOR

Dünyanın önemli şirketlerinden 1300 CEO’ya göre büyümenin önündeki en önemli tehdit artık ticaret savaşları değil, evden çalışma döneminde “yetenekli” çalışan bulamamak ve onları doğru yönetememek.

Pandemiden sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Yaklaşık bir yıldır bu sözü duyuyoruz. Önceleri bu tür krizlerde hep söylenen bir söz gibi geliyordu ama şimdi yaşayarak görüyoruz. Dünyada hızlı bir dönüşüm var. İş hayatı kökünden sarsılıyor. Ofisler terk ediliyor, büyük şirketler evden çalışma kararları alıyor. Değişimin hızı çok etkileyici. Salgının en ağır faturasını çalışanların ödeyeceği kesin. Şirketler küçülüyor, iş alanları daralıyor. Halen işi olanların da geleceği belirsiz. Peki, iş dünyasında neler oluyor? Büyük şirket yöneticileri geleceği nasıl görüyor? Her yıl düzenli olarak Küresel CEO Araştırması yayımlayan ünlü araştırma şirketi KPMG, bugünlerde Covid-19 Özelofis Versiyonunu hazırladı. Türkiye’den 15 olmak üzere 1300 CEO ile bu süreci değerlendiren bir araştırma yapıldı. Araştırmanın sonucu büyük şirket yöneticilerinin stratejilerindeki değişimi gösteriyor. Araştırmadan bazı veriler şöyle:

- CEO’ların ekonomik büyümeye güveni sarsılmış. Dünyada CEO’ların yüzde 32’si Türkiye’de ise yüzde 27’si gelecek üç yıllık küresel ekonomik büyüme konusunda karamsar. 

- Türkiye’de katılımcıların yüzde 60’ı Covid-19 sonrası “amaçlarını” yeniden değerlendirmek zorunda kaldıklarını ifade ediyor. Küresel CEO’ların yüzde 79’u krizin başından bu yana şirketlerinin amacına daha güçlü bağlar hissettiğini belirtiyor. Türkiye’deki araştırmada bu oran yüzde 93. 

- Empati kararlarını etkilemiş. Küresel CEO’ların yüzde 39’u, Türkiye’deki CEO’ların yüzde 40’ı kendilerinde veya ailelerinde Covid-19 yaşandığını belirtiyor. Bu da süreçteki kararlarını empati ile aldıklarını gösteriyor. 

- Küresel CEO’ların yüzde 65’i, Türkiye’deki CEO’ların yüzde 67’si iklimle ilgili riskleri yönetmenin önümüzdeki beş yıl boyunca işlerini devam ettirmelerinde en önemli unsur olacağı görüşünde.

RİSK SIRALAMASINDA LİDER

Araştırmanın bana göre önemli sonucu ise birçok şirkette ofis hayatının sona ermekte olmasıyla yöneticilerin yaşayacağı “yetenek krizi.” Gelecekte şirketlerin önemli farklılıklara sahip olabilmesi, ayakta kalabilmesi için yetenekli çalışanlara sahip olması gerekiyor. 

Araştırmada sorulan şirketleri tehdit eden riskler sıralamasında “yetenek riski” geçen 10 ayda 11 riski sollayıp bir numaralı tehdit haline gelmiş. Küresel CEO’lar büyümeye engel gördükleri ilk beş tehdidi şöyle sıralıyor: “Yetenek riski: Yüzde 21”, “Tedarik zinciri riski: Yüzde 18”, “Ülkeselliğe dönüş: Yüzde 14”, “İklim değişikliği: Yüzde 12”, “Siber güvenlik: Yüzde 10.” Şirket yöneticilerinin var olan insan kaynakları stratejileriyle bu krizi atlatması imkânsız. 

KPMG Türkiye Başkanı Murat Alsan’a göre salgından sonra dünyanın eski normale dönmesi zor. “Aslında her şey bu boyutta bir küresel sağlık krizinin ortasında ‘insanların şirketlere neden ihtiyacı var’ sorusuna yanıt aranmasıyla başladı. Toplumsal sorunları merkeze almak, fayda üretmek, insanlara ilham vermek, fikirleri eyleme dönüştürmek, hayatımızdaki ‘yeni normaller’ için yön göstermek, her şeyden değerli oldu. 

Covid-19 işte bu değişimin katalizörü oldu. Çalışanlarla yeni gerçekliği şekillendirme fırsatına sahibiz.”

MÜZİSYENLER TAŞ MI YESİN?

Pandemide toplumun her kesimi ağır bir bedel ödüyor. En büyük bedeli ise günlük çalışıp günlük kazananlar. Onlar bu dönemde çalışacak iş bulamıyorlar ve bugün yoksulluğun en derinindeler. 

Müzisyenler de işte bu kesimden. Eğlence yerleri kapalı, konserler iptal. Bu nedenle çocuklarına süt alamayan, kirasını ödeyemeyen binlerce müzisyen var. İntihar edenlerin olduğu belirtiliyor. Müzisyenlerin bu durumu ünlü sanatçıları harekete geçirdi. 

Aralarında Gülben Ergen, Serdar Ortaç, Işın Karaca, Ferhat Göçer, Edis, Zeynep Talu gibi isimler, müzisyenlere nasıl destek olabileceklerini sosyal medyada “Müzisyenler taş mı yesin?” başlığı altında konuştu. 

Clubhouse’ta açılan odaya ben de misafir oldum. Müzisyenlerin durumuna kahrolduklarını söyleyen Gülben Ergen, hızlı bir çözüm bulmak gerektiğini belirtiyor. Öne çıkan çözümlerden biri ortak bir albüm yaparak gelirinin mağdur müzisyenlere dağıtılması. 

Bir başka öneriyi Serdar Ortaç yapıyor. “Besteciler, söz yazarları aldıkları telifin yüzde 20’sini arkasında çalanlara versin.” Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği kurucularından Zeynep Talu ise daha uzun vadeli çözüm öneriyor: “Durum acil ama bunlar taşıma su. Değirmen dönmez. Yıllardır müzisyen arkadaşlarımıza kayıt dışı olmaktan vazgeçin. Sendika kurun, birlik olun diyoruz.” 

Sanatçılar çok üzgün. Gündemlerinde şimdi birlikte iş yaptıkları açlıkla karşı karşıya kalan müzisyen arkadaşları var. Umarız etkili bir çözüm bulunur!