Jale Özgentürk

AB yolunda büyük kırılma

01 Ekim 2021 Cuma

Türkiye, Avrupa Birliği Komisyonu’nun ‘Komşuluk ve Genişleme Müzakereleri Genel Direktörlüğü’ (NEAR) bölümünde Ortadoğu ve Kuzey Afrika birimine kaydırıldı. Birimin adı daha önce Ortadoğu ve Kuzey Afrika idi ve yeni adı ‘Güney Komşuları ve Türkiye’ olarak değiştirildi. Yani Türkiye de bu ülkelerin yanına alındı.

“Bu değişikliğe neden gerek duyuldu” sorusuna Avrupa Birliği “Bu bir iç iş” yanıtını veriyor. Bu ‘lig değişikliğinin’ Türkiye gündeminde ise önemli bir yansıması olmadı. Devlet katında ise hiç olmadı desem yeri... Oysa bu adım, Türkiye’nin artık sadece kağıt üzerinde kalan Avrupa Birliği üyeliğinin olumsuz gidişatında bir başka kritik kırılmaya işaret ediyor. Bürokratik ve sembolik gibi görünse de anlamı büyük olabilir...

Yıllardır Avrupa Birliği koridorlarındaki gelişmeleri sorduğum Cumhuriyet Halk Partisi Brüksel Temsilcisi Kader Sevinç’e sordum bu adımın anlamını ve bunu nasıl yorumladığını.

Sevinç, AKP iktidarının uzun yıllardır sistematik biçimde sürdürdüğü Avrupa Birliği üyelik hedefi sürecini baltalama çabalarının, AB içindeki Türkiye karşıtı grupların da iştahını kabarttığını söylüyor.

“AKP iktidarı Türkiye’yi çeşitli AB programlarından çıkarttı. Avrupa Parlamentosu ve TBMM arasındaki komisyon toplantılarını engelledi. Demokratik reformları terk edip, Türkiye’yi finansman karşılığında AB’nin göçmen taşeronu haline getirecek anlaşmalara sokarak ülkemizi zaten üçüncü ülke konumuna getirmek için elinden gelen her şeyi yaptı” diyor Sevinç ve şunları söylüyor:

YARATICI PROGRAM BİTTİ

“Örneğin 2016’da Türkiye’yi Yaratıcı Avrupa programından çıkararak Türkiye’deki kültür sanat projelerine Avrupa Birliği desteğini ve kurumsal işbirliklerini sonlandırdı. Bu, AKP iktidarlarının Türkiye’yi kültürel olarak dönüştürme, Avrupa’dan koparma stratejisinin bir parçasıydı. Böylece Türkiye’deki entelektüel kesimin Avrupalı meslektaşları ile çeşitli kültür sanat projelerinde ortak çalışma imkânlarını da baltalamış oldu.

Uzun yıllardır Avrupa Parlamentosu milletvekilleriyle TBMM üyelerinin bir araya yılda birkaç kez gelerek Türkiye-AB ilişkilerini değerlendirdiği Karma Parlamento Komisyonu toplantılarının yapılması da AKP ve MHP tarafından engelleniyor. Sebebi çok açık, AKP ve küçük ortağı, Türkiye’nin AB ilişkilerinin açık bir tartışma, fikir alışverişi ve ortaklık platformu olmasından korkuyor.”

Sevinç, bu adımların AB içindeki Türkiye karşıtlarını sevindirdiğini de anlatıyor. “AKP’nin AB içindeki işbirlikçileri Türkiye karşıtı gruplar ve lobiler. AKP’nin tüm politikaları, Erdoğan’ın tüm açıklamaları AB içindeki bu grupları fazlasıyla memnun ediyor” diyor ve devam ediyor:

“Giderek genişleyen bu grup Türkiye’yi AB Komisyonu içinde önce ‘genişleme’den ‘komşuluk’ politikasına kaydırdı, şimdi ise ‘Ortadoğu’ bölümüne. Buna o gün de bugün de güçlü bir toplumsal tepki verilmesi gerekliydi. Zaten uzunca bir zamandır Türkiye ile ilişkilere müzakerelerden sorumlu AB Komisyonu’ndan çok AB Dışişleri kurumu olan EEAS bakmakta. Bu bile AKP iktidarının işbirliğiyle Türkiye’nin AB’den nasıl dışlanmakta olduğunu gösteriyor.”

IPA’DA DA KURALLAR DEĞİŞMİŞTİ

Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA), Avrupa Birliği’ne aday ülkelerin politik ve ekonomik reformlarına mali ve teknik destek sağlayan bir fondu. Türkiye’ye IPA kapsamında 2007 ile 2013 yılları arasında 4 milyar 483 milyon 600 bin Avro, 2014 ile 2020 yılları arasında ise 4 milyar 453 milyon 900 bin Avro tahsis edilmişti.

IPA kapsamında verilen destekler 2021 itibarıyla süreli bir uygulama kapsamından çıkarıldı ve ‘çok yıllık’ hale getirildi. Net bütçe ayırma yöntemi de terk edildi ve “Aday ülkeler bize projelerini gönderecek, biz de bunları değerlendirerek, projelerini kabul edersek değerlendireceğiz” yöntemine geçildi. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’nun sayfalarında bu yeni döneme ilişkin net tanımlamalar yok. Böyle bir uygulamada Türkiye’nin diğer aday ülkelerle projelerde rekabet edebilirlik sorunu çıkabilir. 

Uyum fonlarından mahrum kalacak bir Türkiye’nin elinde sadece Avrupa Birliği’ni tehdit ettiği bir mülteci kozu var. Bu da onu Avrupalı yapmaya yetecek bir değer ya da koz değil ne yazık ki! 

ERASMUS’TA GENÇLERE HAKSIZLIK

Avrupa Birliği ile Türkiye arasında bir öğrenci değişim programı olan Erasmus için yurtdışına giden öğrencilere gittikleri süreye bakılmaksızın sadece 2.5 aylık hibe yapılacağı bildirilince yaşanan sıkıntı ortaya çıktı. Kader Sevinç, bu konuda da şunları söylüyor: “En son bir Avrupa Birliği programı olan Erasmus ile öğrenci değişimine katılan gençlerin başına gelene bakın. Türkiye, Avrupa Birliği’nden finansmanı alıyor ama yurtdışına giden kardeşlerimize bursları aktarılmayarak, yurtdışında sahipsiz bırakılıyorlar.Türkiye’nin Avrupa’daki kaderine toplumsal olarak sahip çıkılmalı.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları