Müyesser Yıldız. Yıllardır gazeteciydi. Şimdi aylardır tutuklu. \n

Suçu: Şehit babasının, Cemil Çiçek’in telefonuna çıkmadığını yazmak. PKK ve İmralı ile pazarlık yapıldığını yazmak. Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ile kitabı üzerine yaptığı söyleşileri yayımlamak...\n

Gazetecilik yani...\n

Bir başka suçu da PKK propagandası yapmak, PKK’yi ve Öcalan’ı güçlü göstermek...\n

Müyesser Yıldız diyor ki:\n

“Yıllardır bölücü terör ve ‘Kürdistan projeleri’ üzerinde çalışan, önümüze konan ‘Öcalanlı küçük Kürdistan’, ‘Barzanili büyük Kürdistan’ senaryolarını gayet iyi bilen, her ikisini de şiddetle eleştiren beni, böyle bir suçlamanın içine dahil etmek; 6 aylık esaret hayatımdan daha onur kırıcı bir yaklaşım, daha büyük bir zulümdür ki, iddia sahiplerine aynen iade ediyorum.”\n

\n\n\n

\n\n\n

Sağlığı ölüm döşeğine alma reformları sürüyor. Son kararnameyle üniversite hastanelerine inme indi.\n

İstanbul Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Raşit Tükel’in anlatımıyla durum ortada:\n

“Birçok klinikte ameliyatlar yapılamıyor; uzmanlaşmış alanlarda oluşturulan çok sayıda poliklinik kapanma noktasında ya da eski verimliliğinden oldukça uzak bir noktada. Yandal gibi eğitici sayısının az olduğu üst uzmanlık alanlarında, hizmet ve eğitimin daha fazla aksadığına tanık oluyoruz. Bu gelişmeler, halkın/hastaların sağlık hizmetine ulaşmasında aksamalara neden olurken, bir yandan da maddi olarak kendini zorlukla idame ettiren üniversite hastanelerinde ciddi gelir kaybına neden oluyor.\n

Mesai sonrasında gelir getirici faaliyette bulunan öğretim üyelerinin hasta bakmaları engellenirken, Sağlık Bakanı ‘hastaları tedavi için Avrupa’ya götürürüz’ açıklamasını yapıyor. Üniversite hastanelerini çalıştırmayıp ya da iflasa sürükleyip Sağlık Bakanlığı’na bağlarken, bir taraftan da hastalarımızı özel hastanelere gitmeye mahkûm etmek söz konusu. Üniversite hastaneleri hastalar için çoğu zaman son umuttur. Zor ameliyatların yapıldığı, tedavi edilememiş hastaların bakıldığı yerlerdir. Yeni düzenlemelerle bu tür hastalara gösterilen adres, ne yazık ki özel hastanelerdir.”\n

Sorunun yalnızca muayenehanesi olan öğretim üyelerinin sorunu olmadığını da dile getiriyor Prof. Tükel:\n

“Muayenehanesi olan öğretim üyesinin eğitim verme, hasta bakma hakkı engellenirken; öte yandan, mesai dışında gelir getirici faaliyette bulunmayan öğretim üyeleri üniversite hastanelerinde tüm işleri ve sorumluluğu üstlenmiş oluyor. Ancak, onların durumuna ilişkin hiçbir düzenleme yok. Güvencesiz ortamda, giderek ağırlaşan koşullarda, düşük ücretlerle çalışmayı sürdürüyorlar.”\n

Okurlar için küçük bir bilgi notu daha:\n

Türkiye’de tıp fakültelerindeki yaklaşık 10 bin öğretim üyesinin yaklaşık 600’ü yarızamanlı çalışıyor. Geri kalan 9 bini aşkın öğretim üyesi ise tamgün çalışmakta. 9 bini aşkın sayıdaki tamgün çalışan öğretim üyelerinin hallerinin nice olduğunu sorana pek rastlamadık doğrusu...

Recep Tayyip Erdoğan, geçen ay Obama ile görüşmesinden sonra, Türkiye’nin ABD’den terörle mücadele için insansız hava aracı (Predator) isteminde bulunduğunu açıklamıştı.\n

Aradan geçen sürede anlaşıldı ki, Washington, bölgeyi denetimine almak için Predator’ları İncirlik’te konuşlandırmak amacındaymış, AKP iktidarı da fırsattan istifade bunlardan yararlanmak istiyormuş.\n

Daha önce Türkiye’nin edinmiş olduğu ve \tterörle mücadelede \ttek başına kullandığı -daha sonra da hurdaya atılan- insansız hava araçlarının denetimi ABD’de olacak, biz ise onlara ancak rica edebileceğiz; “Coni’ciğim, hazır oralardan geçiyorsun, hele bir baksana, bize saldıracak olan var mı?” diye.\n

Yapacak bir şey yok. Dışarıda tutuksuz general pek kalmadığından \t\tterörle mücadelemiz \tel alemin paşa gönlüne kalacak.\n

\n\n\n

Yeni 68

Bizimkiler, ABD’deki egemenlerin işaretparmağına bakıp Müslüman Kardeşler’in “Arap Baharı” peşinde koşadursun, güvendikleri dağlara karlar yağmaya başladı.\n

Stratejik ortak Amerika’da finans kapitale karşı bir kalkışma gözleniyor. Bu başkaldırıya “Amerika sonbaharı” ya da “kapitalizmin sonbaharı” adını takanlar da var.\n

Her türlü baskı, engelleme ve sansüre karşın New York’ta başgösteren “Wall Street’i işgal edin” hareketi giderek tüm ülkeye yayılıyor. Bu ay başında, ABD’de eylem yapılan kentlerin sayısı 800’lere ulaştı bile...\n

Eylemler giderek, Avrupa’ya, Güney Amerika’ya, hatta Rusya’ya değin yayılma eğiliminde. Eylemcilerin hedefinde 15 Ekim var. O gün için slogan da belirlediler:\n

“Tüm dünya insanları, ayağa kalkın.”\n

Yeryüzünün ezilen emekçileri yeni bir 68’e uyanıyor gibi...

Fire

Sınır ötesi operasyon tezkeresinin oylamasına CHP’den Sezgin Tanrıkulu ile Hüseyin Aygün katılmadı.\n

Siz asıl, AKP’nin “tam bağımlı, piyasasever ılımlı İslam federasyonu” anayasası gündeme oturduğunda, CHP grubunun önseçimle değil de, kontenjandan gelenlerini göreceksiniz. İçlerinden neler çıkacak neler...