100. Yılı Kutlama Dezenformasyonu

19 Ağustos 2023 Cumartesi

Resmi Gazete’de üç yıl önce, 23 Ekim 2020’de, Saray’daki AKP’linin imzasıyla 2020/13 sayılı bir genelge yayımlandı.

Genelgeye göre, Saray’ın propaganda bakanlığı olarak çalışan İletişim Başkanlığı, 100. yıl kutlamalarının eşgüdümünü sağlamakla görevlendirilmişti. 

Görevlendirildi de şimdiye değin ne yaptı belli değil!

Genelgeye göre, kutlamalar kapsamında kamu kuruluşlarınca gerçekleştirilecek her etkinlik, İletişim Başkanlığı’nca oluşturulacak bir kurul tarafından planlanacak ve yürütülecekti. 

O kurul oluşturuldu mu, oluşturulduysa şimdiye değin ne planladı ne yürüttü o da belirsiz.

Genelge, “yürütülen faaliyetler için İletişim Başkanlığı’nca uygun görülen sponsorluk veya hizmet alımı anlaşmaları yapılabileceğini” öngörüyordu.

Bu öngörü büyük olasılıkla yerine getirilmiştir. Saraycılar böyle bir fırsatı kaçırmaz çünkü!

Yine genelge uyarınca 100. yıl logosu resmi yazışmalarda kullanılacaktı.

Ortada 100. yıl adı altında bir logo var. Ancak onu da AKP sahipleniyor. Logo, Cumhuriyetin 100. yılını değil de reisin sayesinde “dünyada Türkiye yüzyılının bir güneş gibi doğduğu”nu simgeliyormuş...

100 yıl önceki geçmiş yok sayılıyor, buna karşılık AKP geleceğe güneş doğuruyor!

Gelelim genelgenin bir başka yönüne: Kutlama ve etkinliklerde kullanılacak her türlü proje dokümanı, logo, afiş, duyuru, davetiye, ilan vb. İletişim Başkanlığı’nca oluşturulacak web sitesinde (www.yuzuncuyil.gov.tr) yayımlanacaktı.

Ancak aradan geçen üç yıl içinde yayımlanamadı. Verilen kısayola giriyorsunuz, site boş, üzerinde de şu not var:

“Kurumsal kimlik şu anda hazırlık aşamasındadır. En kısa sürede web sitemize eklenecektir.”

100. yılın 8. ayındayız ve henüz hazırlanmış bir site bile yok.

Her ay dezenformasyon bülteni çıkararak iktidara ilişkin muhalif haber ve yazıları yalanlamayı görev bilen Saray’ın propaganda bakanlığına önerimiz şudur:

Bu ayın dezenformasyon bültenine Resmi Gazete’yi alsın. 23 Ekim 2020’de yayımladığı genelgenin içeriği doğru değil çünkü.

Cumhuriyetin 100. yılının kutlandığı filan yok.

KORKU VE BAĞIMLILIK HİSSİ

Her seçim sonrası halkın sandıkta gösterdiği tutuma yönelik sert eleştiriler yapılır.

Gösterilen tepkiler tümüyle duygusaldır ve bilimsellikten uzaktır.

Türkiye yarım asırdır dinsel duyguları siyasete araç eden, sömürgen yabancıların isteklerini yerine getiren, halkın çıkarlarına sırt dönmüş ve toplumu köle gibi gördüğü için eğitilmesini ve bilinçlenmesini istemeyen iktidarlarca yönetildiği için yurttaşların büyük çoğunluğunun cahil kaldığı görmezden gelinir. Halka çatılır, küsülür...

Oysa asıl sorun çok daha derinde ve tarihsel süreçte yatmaktadır.

Her ne kadar 1923 Devrimi bir uygarlık atılımı gerçekleştirmişse de uygar Batılı olma evrelerini yaşamamış toplumda karşıdevrim hep galip gelmiştir. Çünkü Türkiye’de özgürlüğün ve demokrasinin savunucusu bir burjuvazi, eşitliğin ve sosyal adaletin savunucusu işçi sınıfı yeterince gelişmemiştir.

Size bir örnek:

Geçen hafta gazetemizden bir arkadaşımız, demokrat olarak tanınan bir sanayici ile sanayinin sorunlarını tartışmak üzere bir söyleşi yapmak istedi. Sanayici söyleşi istemini kabul etti, arkadaşımız gitti, kendisiyle görüştü. Ama söyleşi yayımlanamadı. Çünkü sanayici son anda söyleşinin yayımlanmasını istemedi.

Korku ve kendini bağımlı hissetme var ya, işte Türkiye’yi asıl kemiren, ülkenin önünü tıkayan budur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

IMF Defteri 27 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları