İlhan Selçuk

Parti?

13 Temmuz 1981 Pazartesi

PENCERE

İLHAN SELÇUK

Parti?

Adına siyasal parti denilen örgüt, insanlık tarihinde çok tazedir. 19uncu yüzyılda çağdaş anlamıyla siyasal partilerin devlet yaşamına katıldığını görüyoruz. Nasıl oluyor bu? Zamanın devletinde egemenliği elinde tutan krala karşı toplumsal güçler başkaldırıyorlar. Soyluların tekelindeki devlet otoritesini paylaşma dönemi Batıda açılmaktadır. Burjuvazi güçleniyor; oy hakkıistiyor; ve insanlık tarihinde yeni bir dönem başlıyor. Kapitalizmle birlikte gündeme giren sanayileşme, işçi sınıfını geliştiriyor. Bu kez de emekçiler siyasal yönetimde hak sahibi olmaya çalışıyorlar. Bu süreçte devlet yönetimine katılmasiyasal partilerle gerçekleşiyor. Bugün yeryüzünde tüm devlet yapılarında siyasal partilerden vazgeçilemiyor.

Neden?

Çünkü devlet bürokrasisi, halkı ezen bir çark niteliğine çabucak dönüşmektedir. Siyasal parti, halk kitleleri adına bürokrasiyi denetleme işlevini de yerine getirir. Salt devletin bürokratik örgütleriyle yönetimi yürütmek isteyen bir güç, ne kadar iyi niyetli olursa olsun, boşlukta kalmak tehlikesini göze alacaktır.

Atatürkün ivedilikle Cumhuriyet Halk Partisini kurarak devlet yapısını güvenceye bağlamak istemesinin nedenleri arasında elbette bu gerekçe etkindir.

*

Ancak devlet bürokrasisinin partileşmesi, ya da siyasal partinin bürokratikleşmesi gibi tehlikeler de her zaman geçerlidir. Polonyada Komünist partisiyle işçi sınıfı arasındaki uçurumlaşma ülkeyi büyük çatışmalara sürüklemiştir. Bir siyasal partinin egemen sınıflar adına devlet çarkını döndürerek, emekçi halkı ezdiği çok görülmüştür. Türkiyede çokpartili rejimin yozlaşmasında bu örneğin payı büyüktür. Otuz yıla yakın bir süre devleti eline geçiren güçler, devlet bürokrasisini kendi çıkarlarına göre güderek yozlaşmayı yoğunlaştırmışlardır. Bir zaman gelmiştir ki devletin memurları ancak iktidardaki siyasal partinin çıkarlarına hizmet ettikleri sürece göze girerek yükselme olanaklarına kavuşmuşlardır.

Sonuç ortadadır.

Ne var ki olaylara salt siyasal parti açısından bakmak işin özünü unutmak demektir. Türkiye eşi az görülen bir sömürü süreci yaşamıştır. Ekonomik çöküntüdür siyasal çöküntüyü yaratan. Ekonomik çöküntünün önüne geçilmeden (iktidara hangi güç gelirse gelsin) iyileşme olanağı bulunamayacaktır. Buna karşın siyasal partisiz bir iktidar gücü ya da devlet yönetimi de çağdaş dünyada düşünülemez. Çalışan geniş halk kitlelerinin çıkarlarını koruyan, isteklerini dile getiren, yönetim denetlemesini gerçekleştiren parti ya da partiler olmadan devlet yaşamının sağlığa kavuşması olanaksızdır.

*

Yaşadığımız geçici ve olağanüstü dönemde siyasal parti faaliyetiyasak edilmiştir. Bazı partiler mahkemeye verilmiştir. Devlet bürokrasisi siyasal partisiz bir yönetimin zorunluğu içindedir. Peki, halk ile devlet arasındaki köprü hangi araçlarla kurulmaktadır?

Yanıt:

- Başkente yurdun her yanından mektuplar geliyor, teker teker değerlendiriliyor; gazeteler kamuoyunun eğilimlerini yansıtıyor; devletin memurları duyarlı davranıyor; neler olup bittiği anlaşılıyor, izleniyor.

Böyle bir yanıtın kişiyi doyurabileceğini sanmam. Partisiz bir yönetimin uzun süre yürüyemeyeceği bir siyasal bilim gerçeğidir. Hangi ideolojiyi benimserse benimsesin, bir devlet yönetimi ya kendi siyasal partisini kuracaktır; ya da siyasal partilerin etkinliğini benimseyecektir.

(13 Temmuz1981 tarihli yazısı)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları