Hikmet Çetinkaya

Yiğidim, Aslanım, Koçum Benim!..

07 Mart 2012 Çarşamba
\n

\n\n\n

90’lı yıllar Türkiye’nin en karanlık ve en kanlı dönemiydi.

\n

Bir yanda eli kanlı PKK terörü, öte yanda Hizbullah vahşeti ve devlet içinde örgütlü silahlı çeteler...

\n

Cinayetlerin ardı arkası kesilmiyordu...

\n

Vedat Aydın gece yarısı Diyarbakır’da evinden alınıp götürülüyor, birkaç gün sonra ölü bedeni Elazığ karayolunda bulunuyordu.

\n

Milletvekili Mehmet Sincar, güpegündüz Batman’da sokak ortasında ensesinden vurularak öldürülürken, Mardin’de öğretmenler, demokratlar, solcular katlediliyordu.

\n

Mollalar Rejiminden kaçıp Türkiye’ye sığınan İranlı Asgar Smitko, İstanbul’da kaçırılıp Yalova’da işkence yapıldıktan sonra öldürülüp toprağa gömülüyordu.

\n

Özellikle Güneydoğu’da Hizbullah işi iyice azıtmıştı, Diyarbakır’da kot pantolon giyen kızların kulakları, burunları kesiliyordu.

\n

Devlet susuyor, OHAL valileri Hizbullahdenilince Yok böyle bir örgüt yanıtı veriyorlardı.

\n

Şimdilerde demokrat kesilen dindar kesimin sözcüleri, Milli Görüşün temsilcileri Hizbullahın adı geçtiğinde Batman’da şu açıklamayı yapıyorlardı:

\n

Ben de Hizbullahım!

\n

Kim mi?

\n

Rize milletvekili Şevki Yılmaz!

\n

***

\n

Aklıma gelenleri sormayı sürdüreyim bugün...

\n

Sapanca-İzmit-Gebze üçgeninde işlenen faili meçhul cinayetler aydınlatıldı mı?

\n

Hayır!

\n

Behçet Cantürk, Savaş Buldan ve Hacı Kıray’ı kimler kaçırdı İstanbul’dan, kimler öldürdü?

\n

Bildiğim kadarıyla dosya çoktan kapandı...

\n

Cem Ersever’i, avukat Medet Serhat’ı, MİT’çi Hiram Abas’ı hangi güçler öldürdü?

\n

Tarık Ümiti, Musa Anter’i, daha nicelerini neden öldürdüler?

\n

Devlet katilleri, tetikçileri biliyor ama bilmezlikten geliyor bugün bile...

\n

TBMM’nin Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu’nun raporunu okuduğunuzda, devlet içinde örgütlü silahlı güçlerin Güneydoğu’da PKK’yle birlikte kan gölünden beslendiklerini görürsünüz...

\n

Gelin görün ki hazırlanan rapor o dönemde TBMM Genel Kurulu’na bile indirilip tartışılmadı.

\n

Neden ve niçin?

\n

Bugünlerde 28 Şubat’ı yerden yere vuranlar, eli kanlı Hizbullah Mardin’den Batman’a değin insanları sokak ortasında öldürürken susuyorlardı...

\n

Şimdi soruyorum, o zaman neden dut yemiş bülbül gibiydiniz?

\n

***

\n

Cumhuriyet gazetesi bu cinayetlerin üzerine gitti, Aydın Engin’i Güneydoğu’ya gönderdi. Kanlı olayların tam 15 gün izini sürdü...

\n

Aydın Engin’in yazdığı, Cumhuriyet’in manşetinden giren kanlı vahşeti hiçbir savcı önemsemedi...

\n

Daha açıkçası, hiçbir savcı Aydın Engin’i çağırıp şunu sormadı:

\n

Gel bakalım anlat, bu yazdıkların gerçekten doğru mu?

\n

Öğle saatlerinde gazeteye geldiğimde yandaşların, candaşların ve dindaşların yazılarına bir göz attım.

\n

Kükremeleri sürüyor!

\n

Vurdukça vurup mağduru oynuyorlar...

\n

Kendi kendime sordum:

\n

“28 Şubat Washington ve Brüksel destekli postmodern darbe değil miydi?

\n

O dönemde sesleri solukları çıkmayan, Erbakan Hocayı arkasından hançerleyenler neden 28 Şubatta suspustu?

\n

Neden orduya saygı mesajları yayımlıyorlardı?

\n

Niçin Hizbullahın kanlı eylemlerini gündeme getirenlere ‘Müslümanlar adam öldürmez’ diyorlardı?

\n

1993 Sivas katliamında ‘Tek sorumlu Aziz Nesindi, halkı o kışkırttı’ diye manşetler atıp yazılar döktürmüyorlar mıydı?”

\n

***

\n

Aradan 15 yıl geçti, 28 Şubat’ı yapanlar hayatta...

\n

Kozmik odaya giren özel yetkili savcı, postmodern darbecileri de Beşiktaş Adliyesi’ne çağıramaz mı?

\n

Hele hele bu ülkede eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ tutuklanıyorsa...

\n

Kozmik odaya girilebiliyorsa!

\n

Nedense CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu dışında hiç kimse ne 28 Şubat’tan ne de e-muhtıradan söz ediyor...

\n

Sanki 28 Şubat’ta salt mağdurlar var!

\n

Peki Erbakan’ı sırtından harçerleyen, Hoca’nın yaramaz çocukları için bir çift sözleri yok mu?

\n

Çünkü 15 yıl önce ellerinde hançerle dolaşıp Mili Görüş gömleğini çıkaranlar şimdi mağrur!

\n

***

\n

Geldik bugünlere...

\n

Bakıyorum tosuncuklar dört kol çengi durumundalar...

\n

28 Şubat sürecinde yazdıklarını, çizdiklerini, hizmetlerinden ve katkılarından ötürü Orgeneral Çevik Bir’den aldıkları teşekkürmektubunu unutmuşlar.

\n

Çünkü atış serbest!

\n

Vur vurabildiğin kadar!

\n

Yiğidim, aslanım, koçum benim!..

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları