Işığın kilitlendiği karanlık kafesleri; yalnızlığın kelepçesini; unutulmuş bir trenin gardan kalkışını; çiçekleri, ayları, mevsimleri, yılları yaşamın neresine koyarsınız?

Demir sürgünün sesini, gardiyanın haykırışını, ziyaretçi gününü, size çok uzakta olan gökyüzünün mavisini nasıl yazabilirsiniz kâğıda...

Hiç hapis yattınız mı bilmem!

Ben yattım... Gözaltıları, işkenceleri yaşadım...

Ne zaman cezaevinde yatan tutuklu ve hükümlülerden mektup gelse baştan sonuna dek okur, hapislik günlerimi düşünürüm....

Yıllar önce ben, genç yaşta o acıları, hüzünleri yaşadım... Can Yücel’i Adana Cezaevi’nde ziyaret ettim, görüş gününün ne anlama geldiğini o zaman öğrendim...

Bugün cezaevinden gelen mektuplardan söz edeceğim...

Sincan F Tipi Cezaevi’nden yazan Ali Sinan Çağlar, iki aydan beri tutuklu... Kevser Mızrak’ın cenazesine katılmış. 8 Ocak 2008’de 14 kişi gözaltına alınmış. 25 Mart’ta bir miting nedeniyle Ankara’da evler polisçe basılmış. Abdi İpekçi Parkı’nda yapılan miting nedeniyle bu kez 16 kişiden 9’u tutuklanmış.

Ali Sinan Çağlar mektubunda şöyle diyor:

“Mahkeme tutanaklarına bakıldığında kara mizahı görürsünüz... Mitingde sol yumruğumuzu kaldırmışız, Mahir Çayan’ın mezarını ziyaret etmişiz... Ahmed Arif’in şiir kitabını evimizde bulundurmuşuz... Bu gerekçelerle 90 kişi gözaltına alındı, 27 kişi tutuklandı... Duruşmamız 8 Eylül’de... Biz ilk duruşmaya çıkacağız ama, hâlâ duruşma günü belli olmayanlar var...”

***

Hüseyin Karaoğlan Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nde yatıyor ve “Tecrit bir kuşatmadır” dedikten sonra yaşadıklarını anlatıyor uzun uzun...

15 Eylül 2007 tarihinde tedavisi yapılmayan, insani gereksinimleri karşılanmayan Zeki Ünlü’nün intihar olayına değiniyor...

İçimde fırtınalar kopuyor yazılanları okuyunca...

22 Ocak 2007’de Adalet Bakanlığı’nın yayımladığı genelgenin içeriği neydi?

Tutuklu ve hükümlülerin haftada on saat birbirleriyle oturup sohbet etmeleri...

Nedense bu genelge cezaevi yönetimince uygulanmıyor...

Burak Demirci İzmir Kırıklar F Tipi Cezaevi’nden gönderdiği mektubunda anlatıyor yaşadıklarını:

“14 aydır arkadaşım İleri Kızılaltun’la birlikte tutukluyuz. 22 yaşındayım. Tutuklanmadan önce 9 Eylül Üniversitesi Kamu Yönetim Bölümü üçüncü sınıf öğrencisiydim. Tutuklanmasaydım bu yıl okulumu bitirecektim. Buca’da Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği’ni polis bastı ve bizleri gözaltına aldı. Sonunda kendimizi F Tipi hücrede bulduk. Ortada hiçbir kanıt yok. 14 ayda iki kez mahkemeye çıkarıldık. Bize destek verin...”

Nihat Konak Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nden yazıyor:

“Arkadaşımız Erol Zavar ölümü bekliyor. 17 kez ameliyat olan arkadaşımız Erol Zavar’dan elliden fazla kanserli ur alınmıştır. Buna karşın bir milletvekilinin Meclis’e verdiği soru önergesinde, tedavisinin yapıldığına ilişkin yanıt verilmiştir.

Erol Zavar ölümü bekliyor...

Mesut Derin ileri derecede şizofrendir...

Yaşar İnce Hepatit B, Cengiz Kahraman Wernice Korsakoff, İnayet Mete, Ali Çekin, Aynur Epli kanser, Memduh Kılıç akciğer, Figen Şeker ise Hepatit B ve şeker hastasıdır...”

Cezaevlerinde yatan tutuklu ve hükümlülerin yaşam hakkı vardır... Suçları ne olursa olsun yaşam hakları devletin koruması altındadır...

***

Cezaevlerinin revirleri yeniden düzenlenmeli ve hastanelerdeki tutuklu ve hükümlü koğuşları iyileştirilmelidir...

Yazıma noktayı koymaya hazırlanırken aklıma hapishanelerle 15 yaşında tanışan Şükran Kurdakul geldi...

Onun dizelerini anımsamaya çalıştım...

“Biz ki acılar döneminden/Ellerimizi kirletmeden geçtik/Direncim senin olsun/Sevgim senin olsun.”

hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr