Hikmet Çetinkaya

Taş Merdivenlere mi Kurulur Hayatlar?

18 Ocak 2012 Çarşamba
\n\n\n

Yaprakların kırpıştırdığı sabah güneşinin özlemini gideriyor bahçedeki çiçekler.

\n

Sütbeyazı bir örtü var üzerlerinde...

\n

Önceki gün başlayan kar dinmiş, yerini güneşli, keskin bir ayaza bırakmıştı.

\n

Gülün kırmızı yaprakları, boynunu bükmüş mor menekşekler ve ben...

\n

Kendi kendime sordum:

\n

Ne yazmalıyım, nereden başlamalıyım!

\n

Milli kayakçımız Aslı Nemutlunun Erzurumda pistte çalışırken tahta bariyerlere çarparak ölümü geldi aklıma.

\n

Bu denli ucuzdu benim ülkemde ölümler...

\n

İstanbulun siluetini bozan, Mimar Sinanın kemiklerini sızlatan o gökdelenler Türkiyenin ne denli çağdaş bir ülke olduğunu gösteriyordu kimilerine göre.

\n

Oysa Katarda ve Dubaide onların babaları vardı, eğer çağdaşlıksa...

\n

***

\n

Bir vurdumduymazlık içindeydik...

\n

Kayak pisti tahtalarla korunuyordu.

\n

İçimizdeki çığlık, öfke bu nedenle büyüyordu belki.

\n

Gerçeklerle yüzleşememe...

\n

Aslıyı da toprağa verdik, Lefteri ve KKTCnin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşı da...

\n

Önce Rauf Denktaşı anlatayım...

\n

Cumhurbaşkanı olduğu dönemde üç-dört kez İbrahim Yıldız ve Reşat Akarla ziyaret edip görüşmüştük.

\n

Kendini KKTCye adamış bir yurtseverdi.

\n

Uygar bir insandı...

\n

Her sorunu açık bir dille anlatır, KKTCnin geleceğinden kaygı duyardı.

\n

Hasta yatağında bile başucundan ayrılmayan kızı Endere şöyle demişti:

\n

Hristofyasa söyle, burası bağımsız bir cumhuriyettir...

\n

Sözünden hiç dönmedi...

\n

Bildiği yoldan hiç ama hiç dönmedi.

\n

Bugün KKTC ekonomik bir bunalımın içinde... Ekonomik olarak Türkiye destekliyor... Sanayi yok, üretim yok... KKTC tecrit edilmiş bir ülke... Kıbrıslıların hemen hemen tümü Rum pasaportu taşıyor artık.

\n

Kıbrıslıların çoğunluğu öğretmen, memur, polis... Gelir dağılımdaki eşitsizlik tıpkı Türkiyede olduğu gibi.

\n

Çünkü o pasaportla tüm AB ülkelerine vize almadan girip çıkıyorlar Rum kesiminden.

\n

Bir dönem kıyı bankacılığının merkeziydi... Kara para aklanıyordu... Mafya oradaydı, devlet içindeki örgütlü çeteler KKTCde karargâh kurmuştu 90lı yıllarda.

\n

***

\n

Pazar günü Nâzım Hikmetin yüz onuncu doğum günüydü. Tarabyada Nâzım Hikmet Vakfı öncülüğünde denize kırmızı karanfiller bırakıldı, paneller düzenlendi.

\n

Rutkay Aziz, emeğin, kardeşliğin, özgürlüğün, barışın şairi Nâzımı anlattı...

\n

Soğuk ve güneşli bir sabah geride kaldı ve öğle saatlerinde odamın penceresinden dışarıya bakıyorum.

\n

Bahçedeki kırmızı güller, mor menekşeler ve sütbeyazı bir örtü...

\n

17 yaşındaki milli kayakçımız Aslı, Denktaş ve Lefter...

\n

Metin Oktayla 80li yılların ortalarında bir gece, Uğur Mumcu ve ben sohbet ederken söz Leftere gelmişti...

\n

Metin Oktay o gece şöyle demişti:

\n

Adam gibi adamdır.

\n

Lefter de acılar çekti... 50’li yıllar... 6-7 Eylül olayları... Çapulcuların Rum kökenli yurttaşlarımızın dükkânlarını, evlerini yağmalamaları ve büyük kaçış.

\n

Lefterin Büyükadadaki evi de çapulcular tarafından basılmış.

\n

Fenerbahçeliler kurtarmış Lefteri...

\n

Lefter kimseden şikâyetçi olmamış... Korkmuş belki... Can Dündar yazdı... Cana Lefter belgeselini çeken Nebil Özgentürk anlatmış...

\n

***

\n

Aslı, Denktaş ve Lefter...

\n

Taçyapraklı kırmızı bir gül, mor menekşeler!

\n

Akıl ve duygu!

\n

Sevgi, barış, kardeşlik, özgürlük!

\n

Ölüm, acı ve hüzün!

\n

Hayatın sayfalarıdır hepsi...

\n

Buz gibi taş merdivenlerde mi kurulur hayatlar?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları