Hikmet Çetinkaya

Suç ve Ceza... (04.10.2011)

04 Ekim 2011 Salı

Şırnaktan Iğdıra; Bingölden Batmana; Siirtten Diyarbakıra; Ankaradan Yüksekovaya; Tunceliden Elazığa dek her yerde azgın terör örgütü kendini gösteriyor...

PKK yol kesiyor, öğretmenlerimizi, sağlık memurlarımızı, kaymakam adaylarını kaçırıyor; Türk ve Kürt, sivil, güvenlik güçleri demeden kadınları, çocukları, erkekleri öldürüyor.

Hep söylediğim gibi, kanla besleniyor örgüt!

Dört gün önce Orhan Erinçin Terörist Gazeteciler başlıklı yazısını, dün de Hürriyette manşetten verilen Nedim Şenerin Uğur Dündarla yaptığı telefon konuşmasını okuyunca kendi kendime sordum:

Türkiye gerçekten hukuk devleti mi?

Odatv iddianamesinin ek klasörlerindeki bir dinleme kaydında, Nedim Şenerle Uğur Dündar arasında esprili bir konuşma dinlemeye takılmış.

Nedim, Uğuru arıyor:

Yüce Zeus nasılsın?

Uğur Dündar:

Sağ ol Apollon!

***

Ayşe Arman, Yılmaz Özdille röportaj yapmış. Yılmaz da Uğurun televizyon gazeteciliğini şöyle değerlendirmiş:

Televizyonculuğun Zeusudur o!

Dinlemeye takılan bu Yüce Zeusu polis tutanaklara şöyle geçirmiş:

Yüce Deyus!

Dinlemeyi yapanlar Azra Erhatın mitoloji sözlüğüne baksalar Zeusun söylencelerde en güçlü tanrı olduğunu bilirlerdi.

Apollon ise yine söylencelerde ateşin, şiirin, sanatın, müziğin tanrısı olarak tanınır.

Silivride süren davalarda neler yok neler.

Neyse...

***

Geleyim Orhan Erinçin ilginç yazısına.

Terörle Mücadele Yasası kapsamında yargılanan gazeteciler, tutuklu olan 67 gazeteciyle sınırlı değil.

Orhan Erinçin değindiği gibi özellikle söz konusu yasanın Açıklama ve Yayınlama başlıklı altıncı ve terör örgütleri başlıklı yedinci maddesi kapsamında basın yayın çalışmalarını suç sayan tanımlar nedeniyle yargılanan çok sayıda gazeteci var.

AKP üst yöneticileri kimi zaman ne diyor:

Hapiste gazeteci kalmayacak.”

Oysa iktidar partisi, Türk Ceza Yasası ve Terörle Mücadele Yasasında değişiklikler yapmıyor.

Demek ki bu sav, sözde kalıyor...

Orhan Erinç bu konuda somut bir örnek veriyor yazısında:

12 Nisan 1991 tarihinde kabul edilen 3713 sayılı yasanın altıncı maddesinde yer alan isim ve kimlik belirterek veya belirtmeyerek kime yönelik olduğunun anlaşılmasını sağlayacak surette kişilere ya da terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerinin hüviyetlerini açıklama veya yayınlama veya bu yolla hedef gösterme ağır para cezasıyla cezalandırılıyordu.

***

Burada önemli nokta şu anladığım kadarıyla...

AKP iktidarı para cezasını yetersiz görmüş... Onun için de 26 Haziran 2006da 5532 sayılı yasayı çıkararak para cezasını bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası olarak değiştirmiş.

Bu da yetmemiş... Anayasaya aykırı madde metninde suçun işlenişine iştirak etmemiş olsa bile denilerek basın yayın organlarının sahiplerine de yüklü para cezaları getirilmiş.

Eski yasadaki sekizinci madde ifade özgürlüğünün önünün açılmasıamacıyla kaldırıldı ama ne hikmetse maddede anılan suç yedinci maddeye aktarılıvermiş.

***

Orhan Erinç ilginç bir saptamada da bulunuyor:

Yazılan ve okunan haberlerin sayılarını dikkate alırsanız, Terörle Mücadele Yasasının en çok ihlal edilen madde olduğunu saptayabilirsiniz...

Meslektaşlarım dikkat etsin...

Sakın ola ki Zeus demeyin, deyus olur...

Terörle mücadelede birileri kafayı gazetecilere takmış, onların yazılarına haberlerine, telefon konuşmalarına bakıyor.

Azgın PKKyle ilgili istihbarat bilgisi toplayamıyor...

Şehit haberleri Başbakanın ciğerini yaksa bile...

Öyle değil mi candaş, yandaş, dindaş medya?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları