\n\n\n

Güneşle tutuşan deniz, turuncu bir aydınlık... Ardından lacivert atlasa benzeyen gökyüzü.

Ağustos ayındayız ama kırlangıçlar yine erken göç etmiş.

Nedenini sordum:

“Hava kirliliği... Fazla durmuyorlar artık bu yörede... Büyük kentlere gelmiyorlar... Deniz kıyılarında ise nisanda gelip yaz bitmeden kaçıyorlar...”

Bazen suların üzerinde akçaağaç kümelerini ay ışığında daha iyi görüyorum...

Midilli’de asırlık çınar ağacının altında düşlerimi çoğaltırken, Behramkale’nin göz kırpan ışıkları alevlenen bir yüreği tutuşturuyor.

Gölgenin izlerini anımsıyorum hem sabahın ilk saatlerinde hem günbatımında.

Yıllar ne çabuk geçiyor...

***

YAŞ toplantısı, askerimize ve polisimize kurulan tuzaklar... Adını bile anımsamadığımız şehitlerimiz... Birer ikişer şehit düştüklerinde bir umursamazlık var içimizde.

Siyasal iktidarın 12 Haziran seçimlerinde yüzde 51’le tek başına iktidar olması, ustalık döneminin başlamasıydı.

Bunu anlayan anladı... Anlamayanların ise Orgeneral Koşaner’le üç kuvvet komutanının istifasıyla kafalarına bir ok gibi saplandı.

Bundan sonra oturup ahkâm kesmek, olup bitenlerin analizini yapmak yandaş medyanın işi...

Parasız eğitim isteyen gençler aylardır hapiste... Hopa olaylarından sonra gözaltına alınan ve tutuklananların sayısı 20’yi geçti.

Kaç kez yazdım bu konuyu unuttum bile...

Metin Lokumcu’nun ölümü, ÖDP ve Halkevleri yöneticilerinin başına gelenleri kaç gazeteci köşesinde yazdı?

Birkaç kişi!

***

Sabah akşam televizyonlarda her konuda bilgi sahibi olmadıkları halde düşüncelerini sergileyenleri, zaman zaman sapla samanı karıştıranları izledikçe sizin de canınız sıkılıyordur benim gibi.

Ortadoğu’da yaşananlar, Tunus, Mısır, Libya ve şimdi de Türkiye...

Oralarda neler olup bitiyor?

Gerçekten NATO güçleri Suriye’ye girecek mi?

Tüm bu olup bitenler ve Türkiye’de “usta”nın yaptıkları...

Sınır boylarındaki karakollarda nöbet tutan, eli kanlı PKK’yle mücadele eden teğmenler, yüzbaşılar, binbaşılar bu olup bitenler karşısında ne düşünüyor?

Olay şöyle bir noktaya geldi:

“Senin askerin, benim askerim!”

***

İlk kez böyle bir olayı yaşıyor Türkiye...

Yaşadıklarımız ve yaşayacaklarımız...

Üniversiteli gençlerimizin bir terör örgütü üyesi gibi evlerinden toplanıp tutuklanması, Burhan Kuzu’ya atılan yumurta ve ODTÜ’lü gençlerin 4 yıl hapis cezasıyla yargılanması, “parasız eğitim isteyen çocuklarımızın” 14 aydır yargı karşısına çıkarılmadan zindanlarda tutuklu kalması.

Tanrı aşkına söyleyin, bu mudur laik demokratik hukuk devleti? Bu mudur adalette eşitlik, temel hak ve özgürlükler?

Şemdinli’den, Kahramanmaraş’tan, Mardin’den, Van’dan gün geçmiyor ki şehit haberleri gelmesin...

Çoğunun adını toplum bilmiyor!

Olup bitenlerden habersiz...

***

Türkiye’de tüm yapılanlar ABD’nin desteğiyle gerçekleşiyor... Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Türkiye’de AKP’ye verilen rol belli.

Emperyalizm Ortadoğu’yu tıpkı Balkanlar’da olduğu gibi yeniden biçimlendirecek... Bunun için de istediği gibi bir TSK yaratacak, ustalık döneminde uluslararası emperyal güçlerin güdümünde gerekirse Suriye’ye girecek.

Tüm bu olup bitenleri algılamamak için insanın ahmak olması gerekir!..

Yumun gözlerinizi, neo-liberalizmi, vahşi kapitalizmi düşünün...

Teslim bayrağı çoktan çekilmiş mi, çekilmemiş mi?

***

Siyasi iktidarın medyaya yerleştirilen tetikçileri, “sol” kimliği kullanarak Türkiye’nin Ortadoğu bataklığına girmesi için her yolu denerken emperyalizmin kucağında “ilericilik, çağdaşlık, demokrasi” gibi kavramları kullanıyor.

BDP açık açık Güneydoğu’da demokratik özerklik istiyor... Eli kanlı PKK bu arada yol kesiyor, askerlerimizi pusuya düşürüyor.

Van’ın Başkale ilçesinde üç şehit...

Bu ölüm haberleri, acılar, hüzünler, gözyaşları...

Söyle be usta, nereye kadar?

\n\n