Hikmet Çetinkaya

Sorunun Temelinde Ne Var?

12 Kasım 2011 Cumartesi
\n\n\n

Yine bir kadın gördüm televizyon ekranlarında. Gözlerinde bir yağmur bulutu, hüzün ve acı.

\n

Çığlık çığlığaydı.

\n

Enkaz altında kalan yavrusunun çıkarılmasını bekliyordu.

\n

Hayat bir tuhaf...

\n

Çocuklarımızın ölümleri, adı konulmamış bir savaş, şehit cenazeleri, eli kanlı PKK, mayınlı tuzaklar, baskınlar...

\n

Gerçekten barış ne zaman gelecek bu ülkeye? Malzeme yerine dere kumundan, çakıl taşından konut ve otel yapanlardan ne zaman hesap sorulacak?

\n

Yoksulu daha yoksul, varsılı daha varsıl yapan vahşi kapitalizm Türkiyede ivme kazanırken, sermaye-emek çelişkisini yok sayanlar demokrasi ve insan haklarından, gelir dağılımında eşitsizlikten nedense söz etmiyorlar.

\n

Varsa yoksa Mustafa Kemal Atatürkü eleştirmek...

\n

Elbet kimi sözde Atatürkçüler, tıpkı 1980 darbesinden sonra Kenan Evren ve arkadaşlarının yaptığı gibi bir yöntem izliyorlar; Atatürkü putlaştırmak!

\n

Türkiyenin 1920ler ve 30’lardaki koşullarını 2011 yılında tartışmak, devlet içinde örgütlü silahlı güçleri, çeteleri güncel deyişlederin devletiKemalizmle örtüştürmek cehaletin ta kendisidir.

\n

***

\n

Kürt sorunu demokrasi içinde konuşulup tartışılacaktır. Olayın sosyal, ekonomik ve kültürel boyutu ele alınacaktır. Feodal yapılanma ve aşiretler konusu da gündeme getirilecektir.

\n

Bir yıl önce siyasal iktidar yandaş, candaş, liberal gazetecileri bir araya getirmedi mi Kürt sorununun çözümü için?

\n

AKP iktidarı bugün liberallerle araya uzaklık koydu, daha doğrusu onları dışladı.

\n

Neden ve niçin?

\n

KCK operasyonları... Prof. Dr. Büşra Ersanlı, Ayşe Berktay ve Ragıp Zarakolu gibi aydınların tutuklanması...

\n

Üç aydın, yazarın, yayıncının PKKyle bağı olabilir mi?

\n

Bence olamaz!

\n

Nedim Şener ve Ahmet Şıkın ve öteki meslektaşlarımızın bir başka örgütle bağları olmadığı gibi.

\n

***

\n

Televizyon kanallarında oğlu, yıkılan otelin enkazı altında kalan anneyi izliyorum.

\n

Bakanlar yine Vanda...

\n

Halk tepkili... Valiyi yuhalıyorlar... Polis cop ve biber gazı kullanıyor...

\n

Acılı insanlara, ne yaparlarsa yapsınlar polis böyle davranır mı?

\n

Olayları izlerken Kürt sorunu yoktur, Kürt yurttaşlarımızın sorunları vardır diyen bakanlar geliyor aklıma...

\n

Ardından Haburdan giren PKKliler... Kurulan çadır mahkemeleri, onların bir kahraman gibi karşılanıp otobüslerle ilçe ilçe dolaştırılmaları...

\n

Ben inanın KCKnin ne olduğunu bilmiyorum... KCK, Başbakan Erdoğanın belirttiği gibi devlet içinde devlet mi anlamış değilim.

\n

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin de Kürt sorununun ne olduğunu anlamış değil.

\n

***

\n

Gerçekten Kürtler ne istiyor? Bağımsız bir devlet mi? PKKnin haraç toplaması ve uyuşturucu kaçakçılığının sürmesini mi? Anayasal eşitlik, yurttaşlık hakkı mı? Demokratik özerklik mi?

\n

Bu konular demokratik bir ortamda oturulup tartışılabilir.

\n

Sakıncası yoktur!

\n

Bakın Vanda çöken beş katlı otel bir aşiretin... Onlara kimse dokunamıyor korkusundan...

\n

Devlet halkın değil, aşiretlerin yanında...

\n

Mustafa Kemal bunu 1920’lerde fark etti... Köy enstitüleri bu nedenle kuruldu... Aşiretlerle, şıhlarla, şeyhlerle bu nedenle mücadele edildi o günün koşullarında.

\n

Demokrasi, özgürlük, barış ve kardeşlik...

\n

Van ve Erciş depreminin ardından Kürt yurttaşlarımız nereye gidiyor?

\n

Batıya....

\n

Ankara, İstanbul, İzmir vb. gibi kentlere... Türk kardeşlerinin oturduğu yörelere.

\n

***

\n

Gözü yaşlı anneyi düşünüyorum yazımı sonlandırırken...

\n

Acılarla yüklü, umutları tükenmiş bir toplum.

\n

Hava soğuk, inceden yağmur yağıyor İstanbula...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları