Hikmet Çetinkaya

O'nun İzinde...

10 Kasım 2011 Perşembe
\n\n\n

Gökte bir bulut dolaşıyordu...

\n

Kendini tutamamış, bağırmak istemiş bağıramamıştı. Gözlerini açıp kapadı. Zaman sesler içine girip görüntülere dolandı.

\n

O anda bir ağacın hışırtısını düşündü, martıların çığlığını, sonbahar güneşinin sıcaklığını, insanın insanlaşmasındaki uzun süreci.

\n

Aklına şu soru geldi o anda:

\n

Mustafa Kemal Atatürkün, Cumhuriyet Türkiyesinin insan toplumu için saptadığı hedef neydi?

\n

Yanıtı çok kısaydı:

\n

Çağdaş uygarlık düzeyine erişmek!

\n

Aklımızın akrep ve yelkovanını uygarlığın en ileri saatine göre ayarlamak, güneşin doğudan doğup batıyı aydınlattığını kavrayabilmek.

\n

2012 yılına giriyoruz...

\n

Bugün tüm İslam ülkelerinde Atatürk devrimlerinin tartışması ve kavgası yapılıyor. Laiklik ve şeriatçılık arasındaki hesaplaşma sürüyor.

\n

Suriyeden Tunusa, Mısırdan Libyaya dek yaşamsal sorun aslında budur...

\n

***

\n

Laiklik olmadan demokrasinin olmayacağını anlayamayan Ortadoğu ülkeleri, ABD ve AB emperyalizminin kıskacı altında değil mi?

\n

Bugün 10 Kasım 2011...

\n

Ne yazık ki İslam toplumları dünyanın dışında ve zamanın gerisinde kalmıştır...

\n

Bu nedenle önce Irak, ardından Afganistan işgal edilmiş, 2011 baharında Ortadoğu ve Kuzey Afrikada halkın başkaldırısı başlamıştır.

\n

Bugün demokrasiye en yakın olan Türkiyedir; bunun temelini Mustafa Kemal Atatürk atmıştır...

\n

1923 Aydınlanma Devrimi Türkiyede demokrasinin altyapısını oluşturmuş, tarihsel süreç Atanın ölümünden sonra gerici-faşist iktidarlarcatarikatlarınvedin pazarlamacılarınıneliyle geliştirilememiştir.

\n

1920’lerde Atatürkün sezgisini, onun devrimlerini önemsemeyenler, günümüz Türkiyesi’nde ileri demokrasi masallarıyla baskıcı sivil bir rejimi yaşama geçirmek için çabalıyor.

\n

***

\n

Elbet sivillerin bu çabasını pekiştirenler, 12 Mart ve 12 Eylül darbelerini yapanlar, 28 Şubat postmodern darbesini hayata geçirdikten sonra, Dolmabahçe Sarayında gizli görüşme yapan, şimdilerde emekli olmuş paşalar, darbe severler de vardır.

\n

Bakın, 1917 Devrimiyle kurulan Sovyetler Birliği dağılırken, 1923 Devrimiyle kurulan Türkiye, içeriden ve dışarıdan gelen baskılara karşı hâlâ dimdik ayakta.

\n

Bu nedenle ben yarınlara umutla bakıyorum...

\n

Eli kanlı PKK çeteleri, Türkiyenin tümlüğünü bozmak için Van ve Erciş acısını kullandı ve kullanıyor...

\n

1923 devriminin temelleri öyle sağlam atılmış ki, tüm bu çabalar boşa çıkıyor, yaşadığımız coğrafyanın insanları Türküyle, Kürtüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Alevisi ve Sünnisiyle ortak bir acıyı, tasayı birlikte paylaşıyor.

\n

***

\n

Havada bir bulut dolaşıyor...

\n

Başta söylediğim gibi insanın insanlaşması uzun bir süreç ister.

\n

Türkiyenin toplumsal, kültürel, sosyal, ekonomik gerçeğini göz ardı ederek gerçeğin aynasında kendimizi göremeyiz.

\n

Görebildiğimiz şudur:

\n

1923 Devriminin temelleri sağlam atılmıştır, öyle kolay kolay yıkılmaz ve Türkiye, demokrasisini geliştirecektir.

\n

Yüzeysel Batıcılık anlayışını,Atatürkçülükya daTanzimat kopyacılığınıdemokrasi olarak kimseye yutturmayalım.

\n

Vahşi kapitalizmin emeği sömürdüğünü, bugün başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerdeki başkaldırıyı iyi algılayalım.

\n

Egemenlik kayıtsız şartsız egemen güçlerin değil, halkındır...

\n

Emeğin örgütlü gücünündür...

\n

***

\n

1923 Devriminde demokrasinin altyapısı kuruldu. Ancak Mustafa Kemal genç sayılacak bir yaşta öldü. Etnik milliyetçi-dinci kesim bunu fırsat bildi. Demokrat Parti, tarikat şeyhlerinin, toprak ağalarının, esnafın, köylünün oylarıyla 1950de iktidara gelip ABDnin kucağına oturdu.

\n

Bu gerçeği bilelim!

\n

Saatlerimizi çağdaşlığa göre ayarlayalım...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları