Hikmet Çetinkaya

Lanet olsun umutlarımızı çalanlara...

12 Eylül 2015 Cumartesi

Şahinleşme; canavarlaşma, kardeşi kardeşle çatıştırma, yakıp yıkma...
7 Haziran seçimleri ve alınan sonuç... Meclis başkanlık seçimi ve ortak hükümet kurma süreci...
AKP’nin sandıktan beklediği sonuç çıkmayınca, yani tek başına iktidar olamayınca uçup giden “başkan baba” hayalleri...
Derken Suruç katliamı, bir gün sonra iki genç polisimizin eli kanlı terör örgütü PKK tarafından Ceylanpınar’da kalleşçe öldürülmesi...
PKK önce “Biz öldürdük” açıklaması yaptı, ardından ise “Hayır, biz öldürmedik” dedi...
Bu kanlı olay bana kalırsa unutulup gitti, cinayetin üzerindeki giz perdesi kalkmadı...
Canavarlaşma ve şahinleşme süreci dur durak bilmeden, hız kesmeden acımasızca sürüyor...
Dağlıca, ardından Iğdır’da yaşananlar, şehit cenazeleri, gözyaşı döken analar, babalar, kardeşler, eşler ve çocuklar...
Türk anaları, babaları da yaslı, acılı, hüzünlü; Kürt anaları ve babaları da...
Hürriyet gazetesine bir değil iki kez saldırı... Gediz Ovası’nda tarlada domates toplayan Kürt tarım işçilerinin yattıkları çadırların yakılması... Doğu’ya giden otobüslerin taşlanması, içindeki yolcuların diri diri yakılmak istenmesi... Pek çok kentte Kürt esnafın işyerlerine, HDP binalarına yönelik saldırılar...
Şahinlerin, çakalların istediği oldu ve şiddet tırmanışa geçti...
Önümüzde zorlu bir süreç var!
Gün, barışa giden yolu temizleyip, sevgi ve kardeşlik duygularını geliştirme günüdür her şeye karşın...

***

Aydın Engin’in birkaç gün önce değindiği gibi “şahin”, siyasal terminolojide savaştan başka çözüm istemeyen, salt “silaha tapanlara” denir...
Bunlar çakallarla birlikte kanla beslendiğinden, can alır, düşman gördüğünü öldürür...
Ciğerini, yüreğini söker yer kimi zaman!
Ruhlarında insan sevgisi, aşk, sevda türküleri yoktur...
Irkçıdır, vicdanları katran karasıdır.
Hem silah hem de ölüm simsarıdır!
Mevsimleri çoğaltan, denizlere açılan, güneşin battığı yere giden, umudu arayan, özgürlükten yana olan, barış isteyen “çocuklarımız ölmesin” diyen, hayata tutunmaya çalışan herkese düşmandır şahin, şahinler.
İnsana da düşmandır, aşka da!
Yürekleri manda gönündendir!
Aşağılık bir yaratıktır hepsi dünyanın dört bir yanında...
Kimi kara gömlek giyer zifiri karanlıkta...
Aydınlıkta dolaşmazlar, karanlığı seçerler, ansızın saldırırlar.
Aşımızı, ekmeğimizi, emeğimizi çalan onlardır... Suyumuzu, dağlarımızı, ovalarımızı delik deşik eden onlardır...
Eylül güneşinde tarlada çalışan emekçi Türk ve Kürt kadınlarına saldıran onlardır; Kırşehir’de olay çıkaran yine onlardır.
Sanırlar ki vatan onların, parsel parsel satıp huzura erecekler ve kahraman olarak çevrenizde dolaşacaklar...

***

Bu saatten sonra öyle kumpasları kimse yemiyor ey şahin ve çakallar!
Yurdumun insanı Türk olsun, Kürt olsun, Laz olsun, Arnavut, Boşnak olsun bu oyuna gelmeyecek.
Şiddet sarmalı, linç kültürü; hem terör odaklarının işine yarar hem kan gölünden beslenen çakalların.
Dini, etnik kimliği, inancı kendi çıkarları için kullananlar, yoksul evlerin çocuklarını birbirleriyle çatıştıranlar...
O şahinler, çakallar!
Soygun, vurgun düzenini savunanlar, sömürü düzeninin halkasını oluşturanlar...
Çamur atıp izinin kalmasını isteyenler, gözdağı verenler, canına ve malına kastedenler, korku yayanlar...
Ne yaparsanız yapın halkın sağduyusu, özlemini duyduğunuz iç savaşı çıkaramayacak, Türkiye’yi Suriye gibi bir ülke yapamayacaklardır.

***

Cizre’de gündüz sokağa çıkamıyor insanlar... Ölülerini toprağa veremiyor... Ekmek, su, ilaç ve bebek maması sıkıntısı çekiyor...
Tamam teröre lanet olsun ama sivil halkın günahı ne?
Suyun köpüğü bize gülmeyi öğretemedi...
Coşup taşamadık bir ırmak gibi...
Anılarım hep beyazlar giydiriyor bana...
Lanet olsun umutlarımızı çalanlara!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları