Hikmet Çetinkaya

Kuytu Zamanlar...

17 Kasım 2011 Perşembe
\n\n\n

Boğazın üzerine sis inerken inceden bir yağmur yağıyor akşam saatlerinde...

\n

Bir haftadır kışı yaşıyor İstanbul.

\n

İster kış olsun, ister ilkyaz, ister güz; sevginin kaynağı insanın yüreğinde boy verir.

\n

Suskunluğun egemen olduğu, unutkan ve tepkisiz toplumlarda siyaset çarkını elinde bulunduranlar sabah akşam demokrasiden ve özgürlüklerden söz ederler.

\n

Bu kandırmaca yıllardır sürüyor Türkiyede...

\n

Emperyalizm ahtapotun kolları gibidir...

\n

ABD ve AB ülkeleri Ortadoğuyu niçin kuşattı?

\n

Önce Irak, ardından Afganistan...

\n

Oralarda yaşananlardan ne denli etkilendik toplum olarak?

\n

Ölen, sakat kalan, kolu bacağı kopan gençlerin, kadınların sayısını bile bilmiyoruz.

\n

***

\n

Yağmurlu ve soğuk bir İstanbul akşamında Vicente Aleixandreın yazdığı dizeleri okurken yeşil gözlü kız çocuğunu düşünüyorum...

\n

Yıllar önce görmüştüm fotoğrafını.

\n

Otları dağlayan yeşil gözlerinden akan yaşlar pazaryerinde atılan bombadan ölen annesi, babası ve ağabeyi içindi.

\n

Afganistanda ölenleri, kolları ve bacakları kopanları izlemiştim...

\n

Protez bacak ve kol taktırmak için bir çadırın önünde sıraya girmişlerdi.

\n

Demokrasi ve özgürlük için oradaydı NATO güçleri...

\n

Biliyorum şimdi gülümsediniz ve şöyle dediniz içinizden:

\n

Güldürmeyin insanı!”

\n

Elbet haklısınız... ABDnin asıl amacı 500 milyar dolarlık eroin ve yeraltı kaynakları...

\n

Petrol, altın, gümüş, elmas, yakut, şu bu!

\n

***

\n

Kuytu zamanlar içinde geçen yıllar... Genç ölümler... Faili meçhul cinayetler...

\n

Aynaya bakıp kendimizi ne zaman göreceğiz?

\n

Uğur Mumcunun, Çetin Emeçin, Muammer Aksoyun, Bahriye Üçokun, Ahmet Taner Kışlalının, Turan Dursunun, Musa Anterin, Vedat Aydının, Behçet Cantürkün, Hrant Dinkin öldürülmesinin­, Malatya Zirve Yayınevi katliamının arkasındaki güçler kimdi?

\n

Daha sayayım mı?

\n

Madımak katliamının, Gazi Mahallesindeki kanlı olayların arkasındaki büyük patron aradan yıllar geçmesine karşın niçin ortaya çıkarılmadı, bir düşünün...

\n

Benim güzel ülkemde savcılar darbecileredevlet nezaketigösteriyor, Şırnakta PKKyle vuruşan teğmenler, üsteğmenler yapılmamış bir darbeden ötürü yargılanıyor.

\n

Kardeşi Diyarbakır Cezaevinde işkenceden ölen İpek Pınar Gür, Kenan Evrenin iki jandarma gözetiminde adliyeye getirilmesini isteyince savcı yukarıdaki yanıtı veriyor:

\n

Biz ona devlet nezaketi gösterdik!

\n

***

\n

Benim ülkemde basın özgürlüğü sizlere ömür... Gazeteciler tutuklanıyor... Özel yaşam internet sitelerine düşüyor... Telefonlar dinleniyor...

\n

Ülkeyi yönetenler sabah akşam demokrasi ve özgürlüküzerine konuşuyor bu arada.

\n

Bununla yetinmeyip Mısırda, Tunusta, Libyada laiklik övülüyor:

\n

Laik devlet yapısı kurun... Kişiler laik olmayabilir, devlet laik olur...

\n

Başbakan böyle konuşunca benim aklıma ne mi gelmişti?

\n

Laik demokratik devletimizin üniter yapısı ne haldeydi? Ulus devlet kavramını, laikliği dinsizlik olarak gören öğretmenler uygulamalı din derslerini mezarlıklarda yapmıyorlar mıydı? Laik devlet din derslerini zorunlu ders yapar mıydı?

\n

***

\n

O anda aklıma başka bir olay geldi, toplumun pek umursamadığı.

\n

Galatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği öğrencisi Cihan Kırmızıgül.

\n

22 aydır tutukluydu Cihan, Tekirdağ F Tipi Cezaevinde...

\n

İstanbul Kâğıthanede bir markete molotofkokteyli atılmasından iki saat sonra, olay yerine yakın bir durakta boynunda poşu olduğu gerekçesiyle gözaltına alınıp, ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı.

\n

İki yıl boyunca hem özgürlüğünden hem de yükseköğrenim hakkından yoksun bırakıldı Cihan...

\n

Cihan’ın dün İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde duruşması vardı. Tutukluluk hali mahkemece kaldırdılmadı. İşin ilginç yanı, daha önceki savcı Cihan için beraat isteminde bulunmuştu. Yeni savcı ise dün 45 yıla kadar ağır hapis cezası istedi.

\n

Adaletin bu mu dünya!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları