Hikmet Çetinkaya

İşler Tıkırında...

26 Ağustos 2014 Salı

Böylesine dalgalı bir dünyada, ülkede yaşamak gerçekten çok zor...
Ölümlerde, doğumlarda, acılarda, hüzünlerde, sevinçlerde beklenmeyen yerin “bekleme” salonlarında oturmasının anlamı ne?
Kış karasına dönüşmüş yüzler, vurgun, soygun, talan...
Siyasetin pisliği...
Demokrasiyi algılayamayan bir toplum, düşüncesi olmayan insanlar, “kısa adam, uzun adam” tartışmasıyla çağdaş solu unutan sosyal demokratlar...
Ve 12 yıllık AKP iktidarı, il başkanlığından Cumhurbaşkanlığı’na giden “uzun adam” öyküleri, yine kısa adamın başbakan olmasının ardında “çocukluk öyküleri”ni iktidar gazetelerinin yazmaları.
Dalkavukların gazeteci kılığında dolaştığı, parsayı topladığı Türkiye fotoğrafları...
RTE’nin o uzun yolculuğunda neler var neler...
Şimdi o cumhurbaşkanı...
Her şey “uzun adam”ın iradesinde yürüyor ve yürüyecek.
Davutoğlu bugün aday başbakanlığa...
Yarın AKP kongresi var...

***

Erdoğan kongreye iki şapkayı giyerek katılacak...
Hem başbakan hem de cumhurbaşkanı olarak!
Kimsenin fazla şaşırdığı falan yok!
Atama gücü yasal-hukuksal olarak “aday seçilme” kalıplarına uyduruldu.
Nasıl olur sorusunu sormayın!
Burası Türkiye, olur!
İleri demokrasi ve özgürlük denilen budur zaten!
Kılıfına uyduracaksın!
Yandaşlar sevinçlerinden çığlık atıyor, getirilen özgürlüklerin tadını çıkarıyor.
Başbakanlık, parti genel başkanlığı, halkın seçtiği yeni cumhurbaşkanlığı...
Eh artık bir de “başkanlık” ya da “yarı başkanlık” olursa yeme de yanında yat.
Unutmadan yazayım...
Yeni hükümeti Ahmet Davutoğlu’yla birlikte kuracak Erdoğan...
Davutoğlu kurmuş sayılacak...
Erdoğan da onayacak!

***

28 Ağustos günü Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı devir-teslim töreni var...
Meclis o gün toplanacak!
Erdoğan’ın önünü açan Abdullah Gül siyasetin dışında kalarak yaşamını sürdürecek ailesiyle birlikte...
Kırgın elbet Gül...
Ne de olsa parti kurucusu ve yol arkadaşı...
Gül yol arkadaşı RTE tarafından harcandı!
Kim bilir neler konuştular, sonunda ayrı düştüler...
Siyaset böyle bir şeydir işte!
Vefa yoktur!
Onun için hüzünlerini, acılarını, düşüncelerini ve sevinçlerini mantığının süzgecinden geçirmeli insan...
Düşüncelere saygı göstermeli!
İşten atılan bir gazeteciyi “savunurken” kendi çalıştığın gazeteye karşı yöneltilen “karalamalara” karşı da tavır alınmalı...
O nedenle yaşamın kurallarına boyun eğersen, yasalarını özümsersen, beklenmedik olayların da beklentilerini gönlündeki değil, ama mantığındaki direnç sarmalına dolarsın.
Acılarını ve sevinçlerini mantığının süzgecinden geçirebilmek, duygularını köreltmez; duyarlılığını besler; hayatın geçiciliği içindeki sürekliliğine ivme kazandırır...

***

Erdoğan, bugün cumhurbaşkanı ama AKP GenelBaşkanlığı ve başbakanlığı elinde tutuyor...
Partideki yol arkadaşları bu durumu sadece seyrediyor...
Ortada
antidemokratik birdurum yok mu?
Yasal!
Hukuksal!
Sadık bir başbakan adayı yanı başında...
İşler tıkırında!
Benim anlamadığım, hem parti, hem başbakanlık, hem de cumhurbaşkanlığı bir arada nasıl yürüyor...
Uzun boylu adam karizmatik, iyi konuşuyor, iyi de CHP’ningenel başkan adayı “uzunadamlığa” neden soyunuyor?
Hayatın geçiciliği içindeki
sürekliliği anlamak güçleşiyor galiba...
Mantık ortadan kalkınca işler böyle yürüyor olmalı...
Kaçınılmaz bir sıradanlık, acılar, ölümler, hüzünler...
Sevinçler onların olsun, mantık halkın!
Belki o zaman
“erken” yatıp “geç” uyanmayız!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları