Hikmet Çetinkaya

Geçmişten Bugüne...

29 Ekim 2014 Çarşamba

Cumhuriyet aydınlığa açılan bir pencere; demokrasi, özgürlük ve adalet yaşamın adıdır...
Temel hak ve özgürlükler...
1923’ten 1933’e değin on yıl içinde Yazı Devrimi, Öğretim Birliği Devrimi, Yurttaşlar Yasası (Medeni Kanun) Devrimi, Laiklik Devrimi, Dil Devrimi, özetlersek Aydınlanma Devrimi...
Bakın bakalım hangi ülkede 10 yıl içinde yapıldı bunlar...
Cumhuriyet gazetesi, demokrasinin, özgürlüklerin, laik demokratik hukuk devletinin savunucusu bir gazetedir.
29 Ekim 1933 günü yayımlanan Yunus Nadi’nin başyazısında, heyecan elle tutulacak kadar somut, coşku ne denli çocuksu görünse de o denli inançlı ve güvenli...
Bugün Cumhuriyet gazetesi Türkiye Cumhuriyeti’yle yaşıttır...
Yine heyecanlıyız, din bezirgânlarına inat!
91. yıldönümünde ne durumda sorusunu sorarsak her şey açık seçik ortada...
Kuşatılmışız, Ortadoğu’nun kanlı bataklığına çekilmek isteniyoruz...
Mezhepsel çatışmalar, yobazlar...
Emperyalist devletlerin
çıkar amaçlı saldırganlığı
Ortadoğu’nun yoksul halklarına oluyor; IŞİD belası
çevremizi kuşatıyor, Türkiye
içinden destek buluyor...
Yolsuzluk, pislik diz boyu!
Hırsızlık, yağma, talan!
Hortumculuk!
Sözde çözüm süreci masalı...
Türk-Kürt çatışmasının alevlenmesi için düzenlenen suikastlar, Bingöl ve Yüksekova’da şehit düşen polislerimiz ve askerlerimiz.
İmralı ve Kandil arasındaki çatışma!
Savaştan rant sağlamak!

***

Cumhuriyet demek, laiklik temelinde demokrasinin gelişmesi, hukukun üstünlüğü demektir...
Cumhuriyet çağdaşlıktır!
Cumhuriyet özgürlüktür!
Cumhuriyet halkların
kardeşliğidir! Laiklik tek başına değil,
demokrasinin ve özgürlüklerin
ivme kazanması için temele
atılan harçtır...2014 yılında
demokrasimiz hâlâ
yerinde sayıyor, gelenler
gidenleri aratıyor...
Yaşadığımız coğrafya,
uygarlığın penceresini 2
bin 500 yıl önce açmıştı...
Sanatı, tarihi, tarımı, sağlığı...
Halikarnas Balıkçısı’nı, Azra Erhat’ı, Sabahattin Batu’yu, Bedri Rahmi ve Sabahattin Eyüboğlu’nu
anmayın, İyonya uygarlığını, Mezopotamya’yı anlatmayın...
Cumhuriyetimizin 91. yılında benim ülkemin insanı nereden gelip nereye yöneldiğimizin farkında mı?
Canınızı sıkmayın!
Bu laik, demokratik, sosyal hukuk devletimizin temelleri sağlamdır...
Hiçbir siyasi partinin, kimsenin gücü 1926 yılında yürürlüğe giren Medeni Yasa’yı kaldırıp “şeriat kökeni”nden kaynaklanan Mecelle’yi geri getirmeye yetmeyecektir...
Kadın haklarını hiç kimse çiğneyemeyecektir...
Ülkemiz insan haklarına sahip çıkacak, emekçiler temel hak ve özgürlüklerini, sendikal haklarını savunacaklardır...
Yılgınlığa, karamsarlığa hiç gerek yok!
Türkiye ahalisi, din, dil, ırk, inanç, mezhep ayrımcılığına karşı mücadele etmesini bilir...
Dinleri, ırkları, mezhepleri, inançları farklı olsa da kardeşçe, barış içinde yaşamasını bilir...
Cumhuriyet yurttaşlıkta, insanlıkta ister kadın ister erkek olsun, ortak yaşama alanı bulur, özgürlüğü hayatın içinde büyütür...
Savaş değil barış ister!
Hangi parti, hangi kurum,
kim, Cumhuriyeti kaldırıp
padişahlık ve hilafeti
getirebilir?
Yapsa yapsa Ak Saray’a gider gelir!
1923 Devrimi, tarihte eşine az rastlanır bir kanlı kıyametten çıkışı sağlayan çağdaş bir sentezdir.
1789 Fransız ve 1917 Rus Devrimi’nden esinlenerek kurulmuştur...

***

Şöyle bir bakın çevrenize...
Ortadoğu yangın yeri, ateş topu!
Emperyalist rekabet etnik, dinsel, mezhepsel savaşları körüklüyor...
Vahşi kapitalizmin sözde güler yüzü olan küreselleşme, İslam köktendinciliğini kışkırtıyor...
Türkiye’de görev, aydınlara, solculara, sosyalistlere, yurtseverlere, komünistlere, emekten yana olanlara
düşüyor... Haksız mıyım?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları