Hikmet Çetinkaya

Dolunay, Demokrasi ve Hukuk...

16 Eylül 2011 Cuma
\n\n\n

Hava öğle saatlerinde sıcak, akşamüzeri serin.

\n

Sonbaharın geldiğini Çankayada sokak aralarındaki kafelerin boş olmasından, çınar ağaçlarının sararmış yapraklarının kaldırımları kaplamasından anlıyorum.

\n

Meclis henüz açılmadı ama Ankara hareketli günler yaşıyor... MİT-PKK kasetinin siyaseti gerdiği bir gerçek...

\n

CHP lideri Kılıçdaroğlunun Kim şerefsizsorusu, AKPli Atalayın fırsatçıdiye yanıt vermesi, Doğan Yurdakulun eşi Güngör Yurdakulun ölümü, Hopada çevre eylemi sonucu gözaltına alınıp tutuklanan çevrecilerin Erzurumda yargılanması, Başbakan Erdoğanın Mısırda Laiklikten korkmayındemesi ve Müslüman Kardeşler Örgütünün tepkisi...

\n

Hopada Dereler özgür aksıneylemi ve Metin Lokumcunun biber gazı yedikten sonra kalp krizi geçirerek ölmesini hâlâ unutamadım. O acı yüreğimin derinliğinde yatıyor.

\n

***

\n

31 Mayısta Başbakan Erdoğan Hopadaydı... Çevreciler HESlere karşı miting düzenlemişti. Olaylar çıktı. Gençler gözaltına alındı. Gençlerin çoğunluğu ÖDPli ve Halkevleri üyesiydi...

\n

Amaçları Hopa halkının suyunu ve yaşamını savunmaktı. Metin Lokumcu öldü. Gençler Hopada gözaltına alındı. Yetmedi Ankarada da operasyonlar yapıldı. Bazıları tutuklandı.

\n

Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı soruşturma kapsamında tutuklu bulunan 36 kişi hakkında takipsizlik kararı verdi.

\n

Sanıklardan yedi kişi hakkında Hopa faşizme mezar olacak”, “Mahir, Hüseyin, Ulaş, kurtuluşa kadar savaş gibi sloganları nedeniyle örgüt propagandasıyapmaktan dört-beş yıl hapis istemiyle dava açıldı.

\n

Duruşmayı izleyen CHP İzmir Milletvekili Musa Çamla konuştum...

\n

Çam şöyle dedi:

\n

Hopada vuku bulan ve yargıya taşınan bir olayın Erzurum Özel Yetkili Savcılığınca soruşturulması ve bugün Erzurumda bu davanın görülmeye başlanması akla, gazeteci Metin Göktepe, Şerzan Kurt ve Uğur Kaymaz davalarını getirmektedir.

\n

Davayı uzak bir kente sürerek kamuoyunun dikkatinden kaçırmak isteyenlere karşı sessiz kalmak söz konusu olamaz.

\n

Hem davanın hem de her tür adaletsiz yargılama pratiğine ilişkin uygulamanın kamuoyu nezdinde gündemde tutulmasını sağlamayı, yurttaşlara karşı öncelikli sorumluluğum olarak görüyorum.

\n

***

\n

Benim ülkemde yaşamı, çevreyi savunanlar yargılanıyor...

\n

Benim ülkemde temiz hava, temiz su isteyenlere nokta operasyonları yapılıyor...

\n

Benim ülkemde siyanürlü altın çıkaranlara karşı direnenler vatan hainisuçlamasıyla yargılanıyor...

\n

Kaç yıldır oluyor bunlar?

\n

Son 20 yıldır...

\n

Türkiyede en büyük çevre hareketini 1980li yılların ortalarında, dönemin Aliağa Belediye Başkanı Hakkı Ülküyle Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven başlatmıştı ve o eyleme on binler katılmıştı.

\n

Gerzede, Kozak yaylasında, Fethiyede, Köyceğizde sermayenin talan politikalarına karşı, HESlere karşı, çokuluslu altın avcılarına karşı bir mücadele var.

\n

***

\n

Önceki gece Bolu Dağını tırmanırken dolunayı gördüm... Gökyüzünde ürpertici bir alev vardı sanki...

\n

Dün sabah çiçekli bir sabahın içinde uyandığımda, Doğanın eşi Güngör Yurdakulun ölüm haberini aldım. Eşiyle son kez telefonla görüşmüştü Doğan.

\n

Odatv iddianamesini okuyorum...

\n

Şimdiye kadar iddianameden bir şey anlamadım. Bu ülkede gazetecilik yapmak, çevre eylemlerine katılmakterör örgütüüyesi olmaya yetiyor.

\n

Odatv iddianamesi ortada... Ama mahkeme 2.5 ay sonraya duruşma günü veriyor...

\n

Şimdi vicdanı olan yargıçlara, savcılara, siyasetçilere, yandaş, dindaş gazetecilere, hukukçulara soruyorum:

\n

Bu bir vicdan yarası değil midir?

\n

***

\n

Soner, Ahmet, Nedim, Doğan, Barış ve diğerleri.

\n

Doğan Yurdakulun acısı...

\n

İşkencenin, hapisliğin ne olduğunu çok iyi bilenlerden biri de benim!

\n

Bunu Başbakan Erdoğanın da bilmesi gerekir...

\n

Bir öç alma duygusuyla hukukun üstünlüğü, adalette eşitlik sağlanamaz...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları