Hikmet Çetinkaya

Demokrasi ve Özgürlükler İçin...

21 Ekim 2011 Cuma
\n\n\n

Sabah gazeteye geldiğimde bilgisayarımı açtım elektronik postalarımı okudum, ardından Twittera geçtim...

\n

Sorular vardı:

\n

Bugün (dün) Başbakan Erdoğanın medya sahipleri ve genel yayın müdürleriyle Başbakanlıkta yapacağı toplantıya Cumhuriyetin çağrılmadığı doğru mu?

\n

Cumhuriyet Vakfı adına imtiyaz sahibi Orhan Erinç ve Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldıza sordum:

\n

Ankaradaki toplantıya çağrıldınız mı?”

\n

Hem Erinç hem de Yıldız hayır yanıtını verdi...

\n

Ankara Temsilcimiz Utku Çakırözeri aradım telefonla... Bir başka toplantıya gittiğini öğrendim... Haber Müdürü Emine Kaplana sordum:

\n

Utku çağrıldı mı toplantıya?

\n

Emine Kaplanhayıryanıtını verip ekledi:

\n

Cumhuriyet, Sözcü, Aydınlık, Yeniçağ, Birgün ve Evrensel gazeteleri çağrılmadı...”

\n

Cumhuriyet gazetesi Mustafa Kemal Atatürkün isteğiyle 1924 yılında Yunus Nadi tarafından yayımlanmaya başladı.

\n

***

\n

Cumhuriyet, laik demokratik Cumhuriyetle yaşıt bir gazete.

\n

Ben Cumhuriyete 1966 yılında muhabir olarak başladım...

\n

Bugüne değin Demirelden Ecevite, Turgut Özaldan Necmettin Erbakana dek pek çok başbakan gördüm...

\n

Seçim gezilerinde hem Demirelin hem Ecevitin, hem Türkeşin, hem Özalın seçim otobüslerine bindim.

\n

Demireli, Eceviti, Erbakanı, Özalı, Çilleri, Türkeşi, Mesut Yılmazı eleştirdim yazdığım izlenimlerimde ve yazılarımda.

\n

Hiçbiri kin tutmadı...

\n

1987 yılında halkoylaması öncesi Erbakanın seçim otobüsünde Uğur Mumcu ve Ali Sirmenle birlikteydik...

\n

Çünkü bizler gazeteciydik...

\n

O zaman da demokrasinin ve özgürlüklerin yanındaydık...

\n

Cumhuriyet dün siyah başlıkla çıkan tek gazeteydi.

\n

Tüm toplum gibi acılıydık, yüreğimize ateş düşmüştü.

\n

Yazımı bile güçlükle yazmıştım pek çok arkadaşım gibi... Eli kanlı terör örgütü yine hain kanlı eylem yapmış, 24 askerimizi şehit etmişti.

\n

Rüzgârın alıp götürdüğü sözcükler arasında dolaşırken gözkapaklarım kapanıyor yazımı yazarken.

\n

Genç ölülerimizi... Hain pusularda öldürülen çocuklarımızı... Onların analarını, babalarını, kardeşlerini, eşlerini, çocuklarını, nişanlılarını, sevgililerini...

\n

İçim acıyor içim...

\n

Yas tutuyorum!

\n

Başbakan Erdoğanın Cumhuriyetimizle yaşıt Cumhuriyeti böyle bir toplantıya çağırmamasını pek de önemsemiyorum.

\n

Sadece Türkiyenin geldiği durumun fotoğrafına bakıyorum...

\n

Böyle bir düşünce Türkiyeye demokrasi ve özgürlükleri mi getirecek?

\n

Bunları söyleyenlerin sadece yüzlerine bakıyorum, devletin televizyonlarından götürdükleri üç kuruş için kendilerini satan dönekleri izliyorum.

\n

PKKnin ne yapmak istediğini, Washington-Brüksel ekseninden baktığınızda kimler tarafından desteklendiğini neredeyse otuz yıldır biliyoruz.

\n

***

\n

Kimse kimseyi kandırmasın, yeni sivil demokratik, özgür, çağdaş anayasa masallarına kanmasın...

\n

Acılı bir günün sabahında, o mavi gökyüzü, sonbaharın kendi hüznü içinde yüreklerimizi yangın yerine dönüştürürken son 30 yıl içinde ülkeyi yönetenler hep aynı tümceleri yinelediler:

\n

İntikamımız büyük olacak. Nefesimiz enselerinde!

\n

Diyarbakırdan savaş uçakları kalkıyor, kara harekâtının başladığı öne sürülüyor.

\n

300-400 kişilik eli kanlı PKK militanı ağır silahlarla Kuzey Irak sınırından girip eşzamanlı olarak askeri birliklere saldırıyor.

\n

Nerede istihbarat, nerede?

\n

Bir sonbahar sabahında uyandığımda içim yangın yeri gibiydi... Ve ben karmakarışık duygularla televizyon kanallarını izliyordum...

\n

Evden çıkıp gazeteye giderken çiçekler kadar masum çocukları düşündüm... Şehit olan askerlerimizi...

\n

***

\n

Başbakan Erdoğanın Ankaradakimedya sahipleri ve yöneticileriyle yaptığı toplantıya Cumhuriyeti çağırmamasını hiç ama hiç önemsemedim.

\n

Cumhuriyet, kendi yolunda... Demokrasi ve özgürlükler için... Yaşam için, insan hakları için... Aydınlık ve çağdaş Türkiye için... Yürüyüşünü sürdürecek.

\n

Hiç kuşkunuz olmasın!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları