Hikmet Çetinkaya

Çöllerin Çiçeklenmesini Beklemek...

03 Kasım 2011 Perşembe
\n\n\n

Boğazı düğümlenmiş gibiydi sanki... Sanki bilinmeyen eller ağzını sımsıkı kapatmış gibiydi...

\n

Kısık kısık konuşuyordu:

\n

Altı çocukla bu çadırda mı geçireceğiz kışı, soğuyu, yağmuru, karı!”

\n

Gözkapakları kapanıyordu o anda...

\n

Geceydi, üşüyordu.

\n

O görüntüyü unutmayacağım...

\n

Yaşamını yitiren öğretmenlerimizi, gençlerimizi, yaşlılarımızı, kadınlarımızı, erkeklerimizi.

\n

Acının, hüznün o dayanılmaz öfkesini.

\n

Özlemin kısacık yıllarını, çöllerin çiçeklenmesini bekler gibi belki...

\n

Yalnızlığı içimizde taşıyarak!

\n

Kesik kesik sözcükleri, kamyonlarla gelen çadırları, uyanıkları, villasının bahçesine iki Kızılay çadırı kuran Ölmezleri...

\n

Kaç kişi ölmüştü yaptığı konutun altında?

\n

***

\n

Gecenin salıncağında, mucizelerin sarmaş dolaş olduğu sabahlarda Azra bebeği unutmayacağız...

\n

Biliyorum unutkan toplumuz, 1999 Marmara depremini çoktan unutmuştuk; Düzceyi, Erzincanı, Erzurum ve ötekileri...

\n

Bir düşle elde ettiğim maviler, yeşiller, kırmızılar, morlar...

\n

Yitirilmemiş umutlar tüm acılara ve hüzünlere karşın!

\n

Önceki akşam İstanbulda eli kanlı PKKnin destekçileri Beyoğlunda gösteri yapıp, Dolapderede akaryakıt istasyonuna molotofkokteyli atmışlar... Yangın çıkmış, çalışanlar ve yurttaşlar bir faciayı önlemişler.

\n

Bunların insan olmadıklarını biliyorum...

\n

Yüreklerinde sevgi yok, aşk yok!

\n

Siz ne denli yaklaşırsanız yaklaşın, bir kin, düşmanlık tohumları kan gölünde yetişiyor.

\n

Acı ama gerçek olan bu!

\n

Ben demokrasi, özgürlük, insan hakları, diye yıllardır yazıp çiziyorum...

\n

Tek amacım demokrasinin ve özgürlüklerin bir yaşam biçimi olması...

\n

Bu coğrafyada kardeş kanının akmaması.

\n

***

\n

Nasıl tümleşmiştik Van ve Erciş depreminde?

\n

İstanbuldan İzmire, Ankaradan Konyaya, Edirneden Adanaya dek yurdumuzun dört bir yanından kurtarma ekipleri, gıda yardımı Van ve Ercişe gitmişti.

\n

Çünkü bizler bu coğrafyada yaşıyorduk...

\n

Fırat da bizimdi, Kızılırmak da; Dicle de bizimdi Gediz de.

\n

Nehirlerimizin, denizlerimizin kumu da bizimdi, dağlarımızın ağaçları da.

\n

Çocukları için ölüme atlayan Bingöllü Hatice de bizimdi, İzmirli Nermin de.

\n

Bizler ne ölümler görmüştük, ne acılar...

\n

İşkencelerin daniskasını!

\n

Diyarbakırda da, Metriste de, Eskişehir, Aydın ve Bucada da...

\n

12 Martları, 12 Eylülleri yaşamıştık hep birlikte...

\n

İç ve dış güçlerin desteğindeki PKK kan emiciydi... Almanyadan, Belçikadan, Hollandadan destek alıyordu.

\n

Mısır tarlasından çıkan o silahlar nereden geliyordu?

\n

Uyuşturucu parasıyla satın alınan ülkelerden...

\n

***

\n

Silahları kimin sattığı, dürbünleri kimin verdiği belli değil miydi?

\n

Bugün PKKlilerin büyük çoğunluğu Almanyayı mesken tutmuştu... Haraç, rüşvet ne ararsan oradaydı...

\n

Peki, Alman hükümeti bugüne değin ne yapmıştı bu konuda?

\n

Hiçbir şey!

\n

Hizbullah militanlarını da saklayan, besleyen, sığınma hakkı veren Almanya değil miydi?

\n

Sabahın köründe uyandım, gazetelere baktım şöyle...

\n

Bu ülkenin aydınları, gazetecileri, yazarları tutuklanıyordu...

\n

Nedimin cezaevi aracından el sallarken gülümseyişi içimi acıttı...

\n

Biz 12 Eylülde o araçlara kara kutuderdik duruşmaya giderken...

\n

***

\n

Kahvemi yudumlarken düşünmeye başladım...

\n

Türkiye 12 Eylül darbesini yapanlardan hesap sormazken Arjantin yıllar sonra cuntacıların yakasını bırakmıyor, eski deniz subayı Alfredo Astiz yaşam boyu hapis cezasına çarptırılıyordu.

\n

Arjantin, sarışın ölüm meleğiişkenceci Astiz ile hesaplaşmaktan vazgeçmiyordu.

\n

Yaşam böyle bir şeydi işte...

\n

Biz özlemin o kısacık yollarında çöllerin çiçeklenmesini bekliyorduk yıllardır.

\n

Ve bekliyorduk Vanda ve Ercişte de yaşama tutunmak için... Sıcak bir barınak, sıcak bir aş için...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları