Hikmet Çetinkaya

CHP, bu tuzağa düşer mi?

13 Haziran 2015 Cumartesi

Bırakalım hangi partinin kiminle ortak hükümet kuracağını.
Kurgulanmak istenen, “büyük koalisyon”un ardındaki güçler belli...
ABD, küresel güçler, serbest piyasa ekonomisi, CHP içindeki serbest piyasa ekonomisinin temsilcileri...
Aydın Engin’in deyişiyle henüz ortada “fol yok yumurta yok” Henüz Meclis açılmadı, milletvekilleri yemin etmedi. Üstelik çoğu milletvekili mazbatasını bile almadı.
Biliyorsunuz CHP yüzde 25’e çakılıp kaldı.. Sürprizi HDP yaptı ve Türkiye’nin partisi olmayı başardı.
HDP’nin yüzde 10 barajını üç puanla geçmesinde solun, sosyalistlerin ve sosyal demokratların payı oldu mu, olmadı mı?
Elbet oldu?
Örneğin İzmir ikinci bölgede CHP 1500 oy yitirip, 2011 seçimlerinde çıkardığı 7 milletvekilinden birini 7 Haziran seçimlerinde yitirdi.
HDP salt Güneydoğu’da değil, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Antalya gibi kentlerimizde milletvekili çıkardı.
Kendisini solcu, sosyalist, komünist, devrimci görenlerin katkısıyla bu başarıyı elde etti HDP...
Sosyal demokrat partilerin köklerinde Marksizm vardır.
Bu ruh ve sınıf bilinciyle iktidar yürüyüşü başlar. Bu ruh 1973 ve 77 seçimlerinde az çok vardı CHP’de. TİP’in 1965 seçimlerinde Meclis’e girip grup kurmasıyla başlayan süreç CHP’yi etkilemiş, önce “ortanın solu” modeli ardından “demokratik sol” hareketi CHP’yi zıplatmıştı.

***

CHP’nin eski genel sekreterlerinden Şeref Bakşık’tan dinlemiş ve yıllar önce yazmıştım. Ecevit, CHP’yi 70’li yıllarda “sosyalist bir kimliğe” dönüştürmek istiyordu. Ecevit’in yakınında olanlar, sosyalist kimliğin parti tabanında bölünmeye neden olacağını öne sürerken şöyle demişlerdi:
Sayın Ecevit, partimizin tabanı, örgütleri mütegallibe ve eşraftan oluşuyor, bu yüzden vazgeçin...”
Ecevit, zor ikna olur ama sonunda vazgeçer... Demokratik sol kimlikte karar kılınır...
Bugün CHP, bırakın sosyalist kimliği, sosyal demokrasiden bile kopmuş, yönetici kadrolar solcular, sosyalistler, komünistler ve devrimcilerle neredeyse tüm bağlarını koparmıştır...
Marksizmden kopan, onunla akrabalığını unutan, serbest piyasa ekonomisini savunan bir partiye sosyalistler, devrimciler, komünistler yani solcular niçin oy versin?
Serbest piyasa ekonomisini, vahşi kapitalizmin güler yüzü olan küresel ekonomiyi savunacaksın sonra da “solcular CHP’ye oy vermez” diyeceksin.
O zaman kimse kızmasın solculara, şu partiye bu partiye oy verdi diye.
Onlar, ödünç ya da şu bu, HDP’ye verdiler, Türkiye’nin partisi olması için...
Hiç çekinmeden!
Demokrasi, barış, özgürlük için! Antidemokratik yüzde 10 seçim barajını yıkmak için!

***

Henüz mazbatalarını almayan kimi CHP milletvekillerini bir televizyon kanalında izlerken ne denli birikimsiz, donanımsız olduğunu görünce hiç şaşırmadım...
Önseçimden çıkan kimi CHP’li milletvekilleri, sömürü düzeninin sözcüleri gibiydi.
Asgari ücret artışı, köylüye ucuz mazot, emekli maaşlarına zam!
Bir parmak bal çalınacak yoksul halkımızın ağzına...Elbette önemli, küçümsememek gerekir.
Ama gözle görünen, serbest piyasa ekonomisini sürdürme girişimi... Kemal Derviş’in “bakan olurum” mesajları...
CHP’yi tüketmek isteyen küresel sermaye, kendi çıkarları için tezgâhı kurdu...
Büyük koalisyon istiyorlar... AKP-CHP hükümeti.
Bakalım, bir türlü sosyal demokrasiyi içine sindiremeyen, kitle partisi olmaktan öte geçemeyen CHP bu tuzağa düşecek mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları