Ankara ve Hopa’da gözaltına alınıp işkenceden geçen gençlere “terörist” ya da “örgütlü çete” damgası vurulması, gece evlere yapılan baskın, Başbakan Erdoğan’ın “eşkıya şehre indi” ifadesi ve CHP lideri Kılıçdaroğlu’na yönelik şu sözleri, Türkiye’de demokrasinin, özgürlüklerin nerede olduğunun en somut göstergesi:

“Ben onlar kadar edepsiz, alçak, ahlaksız değilim!”

Erdoğan neden bu denli öfkeli ve sert?

12 Haziran’da sandıktan birinci parti olarak çıksa bile Meclis’e 312 milletvekiliyle giremeyeceğinin ayrımında...

Kaset işi tutmadı!

Tüm hesaplar MHP’yi yüzde 10 barajının altına indirmekti ve bunu başaramadılar.

***

Nisan ayında yüzde 9-10 oranında olan MHP’nin, mayıs ayı anketlerinde yüzde 10’u aştığı ve yüzde 13-14’lere ulaştığı bir gerçek.

Hopa’da polisin biber gazı sıkması sonucu kalp krizi geçirerek ölen Metin Lokumcu için Erdoğan’ın “Birisi kalp krizinden ölmüş, üzerinde durmak istemiyorum” sözlerini, bu ülkenin dindarlarına, dindar olmayanlarına, liberallere, insan yüreği taşıyan herkese soruyorum:

“Böyle bir konuşma, ülkenin başbakanına yakışıyor mu?”

Bu arada, seçim otobüsünden düşerek ağır yaralanan polis memurunun bir an önce sağlığına kavuşmasını diliyorum.

***

Erdoğan’ı önceki akşam TRT’de de izledim...

AKP yüzde 45 oranında oy alsa bile Meclis’te anayasayı değiştirecek salt çoğunluğa ulaşacak milletvekilini Meclis’e sokamıyor.

CHP yükselişte... MHP barajı çoktan geçti... BDP destekli bağımsızlar en az 32 milletvekili çıkaracak kamuoyu araştırmalarına göre...

Unutmayın, 12 Haziran akşamı sürpriz de olabilir.

AKP lideri Diyarbakır’da epey uzun konuştu... Televizyonlar Erdoğan’ın konuşmasının 1 saat 25 dakikasını verdi...

Kılıçdaroğlu bir gün önce konuşurken televizyonların sadece bir ikisi 20-25 dakika kadar mitingi yayımladı.

***

Bir korku imparatorluğu kurulmuş Türkiye’de. İmparatorluk, taksi durağından Anadolu’daki kır kahvelerine dek uzanıyor.

Hopa’da yaşanan olaylar, gözaltılar, işkenceler, gençlere terörist damgası vurulması...

Bir çevreci hareketin eylemini, asılan pankartları bahane ederek Hopa’da estirilen devlet terörü...

Ankara’daki olaylara bir bakalım isterseniz...

Hopa’da olayları protesto eden gençler kelepçelendi, gözaltında işkence gördü, soruşturmayı terör suçlarına bakmakla görevli özel yetkili savcı aldı.

Alın size bol kepçeyle demokrasi ve hukuk...

***

Çevreye karşı duyarlı olmak, çokuluslu altın avcılarına, küreselleşmeye karşı çıkmak, Kaçkarlar’da, Fırtına Vadisi’nde, Köyceğiz’de, Fethiye’de HES’lere karşı tavır almak, potansiyel terörist ya da “ajan” olmanız için yeterli nedenler.

DGM’de “ajanlıktan” yargılanmış insanlar var bugün Burhaniye, Bergama ve İzmir’de yaşayan...

Bergama Ovacık’ta altın madenini bakanlarla birlikte gezip “Çevreciyim maskesiyle dolaşan hainleri, ajanları, eşkıyaları tanıyoruz” diyen paşalarımız vardı.

Çevrecilere bu nedenle “terörist” yaftası yapıştıran sözde Atatürkçüler.

Önceki gün Başbakan Erdoğan’ı izlerken o bakanlar, emekli olmuş paşalar geldi aklıma...

O paşalardan kimileri, çevrecilerin yargılandığı ve aklandığı DGM’lerin yerine kurulan Silivri’de yargılanıyordu.

***

Yıllar insana çok şey öğretiyor.

Benim ülkemde sosyalist, devrimci, solcu ve çevreci olmak hâlâ suç öğesi oluşturuyor...

Ne diyordu:

“Birisi de kalp krizinden ölmüş, üzerinde durmak istemiyorum!”

O kişi devrimci mücadeleden çıkmış bir sosyalistti, arkadaşlarından öğrendiğim kadar...

Öyle olunca “birisi” oluyorsun, ölsen bile... Kenan Evren kafasının sivil giysiler içinde olanları iktidarda bugün.

Peki siz ne diyorsunuz?