Hikmet Çetinkaya

Bu Böyle Biline...

13 Ekim 2011 Perşembe
\n\n\n

Yazı masamın başında oturmuş düşünüyorum her zaman olduğu gibi...

\n

Bugün ne yazayım?

\n

Aslında yazılacak çok şey var...

\n

Yıllardır yazıp çizdiklerim neler?

\n

Sivil demokratik bir anayasa... Seçim barajının yüzde 10dan daha aşağıya çekilmesi... Seçim ve Partiler Yasasının değiştirilmesi... CHPnin bir türlü anlamak istemediği sermaye-emek çelişkisi... Uzun tutukluluk süresi... PKKnin giderek azgınlaşması karşısında BDPnin sessizliği...

\n

Derin karanlık güçlerden arınmamış bir Türkiye... Hrant Dink, Rahip Santro cinayetleri, Malatya Zirve Yayınevi katliamı...

\n

Bu cinayetlerin, katliamların arkasında kimler vardı?

\n

Biliyorsunuz Türkiye laik, demokratik, özgürlükçü bir hukuk devleti olacaktı... Ülkemize barış gelecek, Türk-Kürt kardeşliği ivme kazanacaktı...

\n

Habur sınır kapısına yargı çadırları konulmuş, dağdan inenler davul zurnayla, halay çekilerek karşılanmış, dağdan inen PKK militanları çadır mahkemelerinde sorgulandıktan sonra gövde gösterisi yapılmıştı.

\n

***

\n

Suriyeyle aramız çok iyiyidi... Başbakan Erdoğan, Beşşar Esada kardeşim benimdemiş, boynuna sarılmış, Fenerbahçe Şama bile gidip futbol karşılaşması yapmıştı.

\n

Aslında insanı hüzünlendiren, yüreğini acıtan bir yazı yazmak istemiyorum...

\n

Bir güz sabahında o ahşap iskelenin ucunda masmavi sulara baktığım yılları, sevgililerin kucaklaşmalarını, çocukların gülümseyişlerini, yaşlıların yağmurdan sonra deniz kıyısında yürüyüşlerini yazmak istiyorum.

\n

Başbakan Erdoğanın Yorgun Heraklesi de geldi Türkiyeye... Antalya Müzesinde alt kısmıyla birleştirildi.

\n

Böylece 40 yıllık özlem bitti...

\n

Altı bizde üstü Amerikadaydı...

\n

Darısı Berlindeki Bergama Sunağında.

\n

Cevat Şakiri, Azra Erhatı anlatır, yıllarca neler yazdıklarından alıntılar yapabilirdim.

\n

***

\n

Hayır hayır, olmuyor işte...

\n

Şimdi şehit cenazelerini, azgın PKKyi, ölen gençlerimizi düşünüyorum...

\n

Canlı bombaları...

\n

Kızılaydaki o vahşeti.

\n

Şöyle bir söz etsem ne derler bana:

\n

Güneydoğuda kimi BDPli belediyeler Kandilden ve Karayılandan buyruk alıyorlar!

\n

Bizim dönek takımı, etnik Kürt milliyetçiliği yapanlarla birlikte üzerime saldırırlar her zaman olduğu gibi. Hep böyle yaptılar şimdiye kadar. Ama yılmadım. Korkmam.

\n

Ben Türk ve Kürt emekçilerinin en azından sermaye-emek çelişkisini görmelerini, demokrasi için sınıfsal mücadele vermelerini istiyorum.

\n

Etnik temele dayalı milliyetçilik, ister Türk ister Kürt olsun, ırkçılık ve ayrımcılıktır...

\n

Bu nedenle Türk-Kürt aydınlarına, sosyalistlerine görev düşüyor bu konuda.

\n

***

\n

Elbet hukuk dışı uygulamalara, faili meçhul cinayetlere karşı çıkacağız... Elbet demokrasiyi, özgürlükleri, insan haklarını savunacağız...

\n

Ama!

\n

Teröre karşı çıkacağız...

\n

Terör bir insanlık suçudur...

\n

İster devlet terörü olsun ister dinci, dinsiz, solcu, örgütlü olsun, hayırdiyeceğiz teröre.

\n

Güneydoğuda baskıcı bir uygulama var... Bunu PKK yapıyor, KCK destekliyor...

\n

Bu gerçeği görmemek için insanın ahmak olması gerekir!

\n

Kimi belediye başkanları, BDP milletvekilleri üstü örtülü değil, açık açık şöyle diyor:

\n

Vergiyi biz toplayacağız, güvenlik güçlerini biz kuracağız, eğitimi biz yapacağız...

\n

Daha başka?

\n

Türkiye Cumhuriyeti bize para göndersin bu arada...

\n

***

\n

Aynen böyle konuşuyorlar.

\n

Türkiye üniter bir devlettir.

\n

Emperyalist güçler içeriden de destek alarak ulus-devletin yıkılmasını istiyor.

\n

Güneydoğuda bir devlet yapılanmasına ne AKPlisi, ne CHPlisi, ne MHPlisi, ne sağcısı ne de solcusu izin vermez...

\n

Bu böyle biline!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları