\n\n\n

Belediyelerin kurduğu iftar çadırları ve insan kuyrukları... En kısası neredeyse 200 metre...\n

İstanbul’un dört bir yanında var iftar kuyrukları... Belediyeler birbirleriyle yarış ediyor...\n

Kimi AKP’li belediyeler “20 bin kişiye”, kimileri “100 bin kişiye” iftar yemeği vermekle övünüyor.\n

Bu arada işadamları, sanayiciler beş yıldızlı otelleri yeğliyor iftar sofraları için.\n

İşsizliğin ve yoksulluğun kol gezdiği bir Türkiye...\n

İslam dini “din simsarlığı”na dönüştürülürken, “siyaset bezirgânları bundan rant sağlama” peşinde...\n

Belediyeler iftar çadırı yerine, yoksul öğrencilere burs verse, varsıllarımız bunun öncülüğünü yapsa olmaz mı?\n

Bakın Afrika’da çocuklar açlıktan kırılıyor... Yoksulluk diz boyu... Emperyalist güçler tarım alanlarını satın almışlar Afrika’da... Üretim yok, sefalet var.\n

***\n

Türkiye bugün bir tarım ülkesi ama yaş sebze ve meyve ithal eder duruma düştü. 2011 yılının sonunda tahminlere göre portakaldan karpuza, domatesten lahanaya, kavundan nara, kirazdan sivri bibere, patlıcandan zeytine dek ürettiğimiz pek çok ürüne 700 milyon dolar ödeyeceğiz.\n

Türkiye Ziraatçiler Derneği Genel Başkanı İbrahim Yetkin diyor ki:\n

“Sebze ve meyve ithal ediyoruz, yerli üreticinin malını tarlada çürütüyoruz... Ülkemizde marul, kavun, karpuz, kiraz, ayva, üzüm, erik, lahana vb üretildiği halde biz ithal ediyoruz.”\n

Gerçekten bir tuhaf ülkeyiz biz...\n

Sonumuz Afrika gibi mi olur bilmiyorum ama “kıvırcık marul, üzüm, kavun, karpuz” ithal ediyoruz ürettiğimiz halde.\n

Bunlar neden oluyor?\n

Hepsi neo-liberalizmin boyunduruğu altına girmekten.\n

***\n

Bu ülke Salihli’den, Karacabey’den kiraz, elma, şeftali ihraç ediyor, öte yanda başka ülkelerden aynı ürünleri getiriyor.\n

Bunlar halkımızın umrunda bile değil!\n

Din eksenli politikalar, Suriye’ye gözdağı verme, Irak’ta binlerce Müslüman ölürken sesini kısıp, sağda solda yandaşların kulağına fısıldama:\n

“Irak’a demokrasi gelecek!”\n

Güneydoğu’da Demokratik Toplum Kongresi’nin (BDP desteğinde) “sivil cuma” eylemleri başladı bile...\n

BDP de din bezirgânlığına soyundu...\n

Sivil itaatsizlik eylemleri Güneydoğu kentlerinde sürüyor... Namazları Diyanet’in atadığı imamlar yerine fahri imamlar kıldırıyor... \n

Tüm bunlar insanın kafasında ister istemez soru işareti bırakıyor:\n

“Türkiye nereye götürülmek isteniyor?”\n

***\n

Ortadoğu’da yaşananlar, Türkiye’ye -dün değindiğim gibi- biçilen rol, Kuzey Irak eksenli “Kürdistan Devleti”, demokrasi ve özgürlükler adı altında tezgâhlanan oyunlar.\n

Güneydoğu’da son aylarda yaşananlar neyin nesidir?\n

Demokratik Toplum Kongresi barış, özgürlük gibi kavramları bir kıyıya itip, vahşi kapitalizmin “din eksenli” politikalarıyla bir arayış içine mi girmiştir “Büyük Kürdistan” için?\n

Hiç kimse “din ve tarikat eksenli” politikalarla Kürt sorununun içinden çıkamaz... Elbet isteyen namaz da kılar, oruç da tutar, dinini yaşar...\n

O ayrı bir konu...\n

Orada salt AKP ve BDP yok...\n

Müslüman Kardeşler’den Hizbullah’a, Taliban’dan El Kaide’ye kadar tüm köktendinci örgütler var... Suriye’de isyan ateşini yakan Sünni Arap Müslümanların peşlerine takıldığı Müslüman Kardeşler değil midir?\n

***\n

Siyasal iktidar BDP’yi marjinalleştirmek, askeri itibarsızlaştırmak için çaba harcıyor.\n

Askerin hiç mi suçu yok?\n

Hasdal’da yatan teğmenler, yüzbaşılar, yarbaylar, albaylar kimlerden emir aldı?\n

Askerlikte emir-komuta zinciri yok mu?\n

TSK içindeki “çürük elmaları” temizleseydi bugünleri yaşamaz, “emir alan” subayların yaşamları alt-üst olmaz, Yarbay Ali Tatar intihar etmezdi.\n

Darbecilikle bir yere varılmayacağını, tüm askeri rejimlerde dincilerin, tarikatçıların korunup kollandığını, emekçilerin, aydınların, solcuların, yurtseverlerin, sözde değil özde Atatürkçülerin, devrimcilerin ezildiğini yaşamadık mı?\n

Türkiye’de darbeler dönemi bitti. Hopa’da “sivil dikta” gözdağı veriyor ÖDP’ye. ÖDP’liler tutuklanıyor, kimsenin sesi soluğu çıkmıyor...