Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sendikalar ve Sol

27 Eylül 2015 Pazar

Abartılı gibi gelebilir ama Türkiye ya sınıf mücadelelerinin kendi doğasında gidebildiği bir “istikrar” dönemine girecek ya da mücadelenin daha farklı ve ağır koşullarda yürütüleceği bir rejim değişikliğini yaşayacak. Her iki ihtimal de sol açısından hem şimdiki mücadelenin içeriğini, yöntemini tartışmayı hem de tüm ihtimalleri içeren sınıf meselesinin esaslarını gündemden düşürmemeyi zorunlu kılıyor.

***

Son zamanlarda solun saptamalarında önemli yer tutan, umut veren görüş faşist darbeler eliyle bastırılan solun “atalet” halinden çıktığı, “statükoyu” kırdığı yönündedir. Bu görüş özellikle Gezi’nin yaygın, kitlesel eyleminden güç alıyor. Kimi değerlendirmelerde belirtildiği gibi gelişmelerde son yıllarda sıklaşan, siyasal niteliği daha belirgin öne çıkan işçi eylemlerinin payı büyüktür, diptendir. Bir anlamda Gezi eylemlerinin (öncesinde; TEKEL, THY vd. sonrasında; Tofaş, Renault vd.) bu dip dalgasından güç aldığı, onunla iç içe geçtiği söylenebilir.

***

Söylenebilir mi? Güncel mücadele her zaman siyasi olan sorunun, çelişkinin üzerinde yükseliyor. Türkiye’de de iktidarın 13 yılda yaptığı tahribat laik yapıyı yok etmeyi, baskıcı bir iktidarın sürekliliğini sağlamayı amaçladı. Kısacası laiklik ve özgürlük için mücadele sol açısından öne çıkan hedefler haline geldi. Bu iki konunun Kürt sorunu ile çapraşık bir ilişkisi var. Bir yandan Kürt sorununun çözümü için solun mücadele etmesini önemli görevler arasına koyuyor, öte yandan iktidarın, bir bütün olarak gericiliğin, emperyal güçlerin bu konuya ilişkin planlarının tartışılmasını da gerektiriyor.

***

Peki dip dalganın dikkatlerden kaçması gibi bir sorunumuz, işçi sınıfının son yıllarda artan hareketliliğinin, daha çok emekçi kesimlerin, tarım emekçilerinin eylemliliğinin analizlerde arka planda kalması gibi bir sorun yok mu? Sendikal hareketin içine girdiği çıkmaz üzerinde yeteri kadar düşünülüyor mu? Sol hareket ve partilerin sendikalarda varlık göstermek, “o sendika şunun bu sendika bunun” gibi dar bir amaç dışına çıkma çabası var mı? Geçmişteki olumsuz deneylerin mirasının etkisi, faşist dönemden kalma yasalardan da güç alan iğdiş etme, parselleme sürüp gitmiyor mu? Gerekli olan sağcılaşmayı durduracak, siyasete müdahale edebilecek programlara sahip sendika anlayışı değil mi?

***

Öyle görünüyor ki, milliyetçilik ve din kaçınılmaz olarak siyasi mücadeleyi belirliyor, belirlemeye devam edecek; özgürlükler için savaş, rejimin kendini tahkim etmesine karşı güçlü bir çıkışı örgütlemek solun temel işi olmayı sürdürecek. Bu arada sol siyasetlerin iflas ettiğinden, modası geçmiş solculuktan daha çok söz edildiğini, işçilerin emekçilerin varlığı ve mücadelesinin yoksulluk meselesine indirgendiğini, işçi hareketinin siyasi anlamının dikkate alınmadığını göreceğiz.

***

Sendikaları siyasallaşmaya zorlayan işçi hareketi, dip dalgası güncel mücadeleyi, onun hedeflerini de belirleyecek olandır. Güncelin varlığı küçümsenemeyecek dip dalgasıyla etkileşimini analizlere dahil etmeden günceli anlamak, anlatmak, sonuç almak galiba mümkün değildir.
Bilmem yanılıyor muyum?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları