Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Seçmene taktik olmaz

22 Mayıs 2015 Cuma

Seçimlere az bir zaman kaldı. Durum saptaması yapalım. Kuşkusuz iktidar partisinden ya da daha doğru ifade ile iktidar blokundan başlamak yerinde olacaktır. İktidar bloku şu sıralarda parçalanmış ya da parçalanma eğilimi gösteren bir bloktur. Büyük ve derin parçalanma AKP ile Cemaat arasındadır. Yakın zamana kadar birlikte yöneten, iktidar olanaklarını birlikte kullanan ortaklar arasındaki kavga serttir; karakola düşmüş görünüyor.

***

İkinci önemli ihtilaf hükümet ile Cumhurbaşkanı arasındadır. Her ne kadar barış içinde, destekli seçim kampanyası havasında gidiyorsa da masa altından gelen tekme seslerini duyuyoruz. Yine de bu ihtilaf henüz olgunlaşmış değildir; seçim sonuçlarına göre şekillenecektir. Bu ihtilaftan bağımsız olmadığı izlenimi uyandıran ama bana kalırsa epeyce uzak olan üçüncü ihtilaf noktası eski Cumhurbaşkanı Gül ile Erdoğan-hükümet ortaklığı arasındadır. Seçim sonrasını bekliyor; kitabı hazırdır.

***

Bu derin ya da şimdilik sığ anlaşmazlıkların, doğru vurguyla ihtilafların siyasetin bundan sonrasının renginin, kokusunun, şeklinin belirlenmesinde büyük önem taşıdığını söylemeye gerek yok. Ama Türkiye’nin geleceğinde yalnızca iktidar blokundaki bu ihtilafların nasıl gelişeceği değil, seçime katılan öteki partilerin durumu da etkili olacak. Kısaca onlara da değinelim de asıl büyük ve uykudan uyanma emareleri gösteren, kısa vadede olmasa da orta, uzun vadede etkili olacağının işaretlerini veren dip dalgasına bakarız.

***

Seçimlerde üç partinin; CHP, MHP, HDP’nin alacağı oylar önümüzdeki dönem beklenmedik sürprizler olmazsa belirleyici olacaktır. Özellikle de HDP’nin barajı geçip geçmemesi, AKP’nin, daha doğrusu iktidar blokunun geleceğini yakından etkileyeceği için daha fazla önem taşıyor. Merak da en fazla bu konudadır. HDP’nin bir etnik parti olarak değil de Türkiye partisi olarak oy istediğini biliyoruz. Bu nedenle de söylemlerinde bu vurgu öne çıkıyor. Asıl kavgasının öteki partilerle değil, iktidar bloku ile olmasını da bu nedenle hem anlıyor, hem önemsiyoruz.

***

Cumhuriyet’te yayımlanan, Can Dündar’ın da izlenimlerini aktardığı haber, “AKP ile seçim sonrası diyalog olacak mı” sorusunu ve yanıtını içeriyordu. Şimdi herkes bilineni tartışmanın abesliğini bir yana bırakıp, seçim taktiği üzerinde yoğunlaşmış görünüyor. Ama tuhaflığı bir yana bırakmakta yarar var; seçim sonrasında oluşacak tabloya göre Cumhurbaşkanı’nın bir tekmede dağıttığı Masa yeniden kurulmayacak mı, kurulmasın mı? Besbellidir ki AKP, HDP’nin devreden çıkmasını Meclis dışında kalmasını çok istiyor. HDP de parlamentoda var olabilme çabasındadır; bir Türkiye partisi olarak herkesten oy istiyor: Dindardan, solcudan, liberalden, Kürtten, Türkten...

***

Şimdi Sırrı Süreyya “Masa’yı sen devirdin” diye AKP’yi, Cumhurbaşkanı’nı suçlamıyor mu? Demek ki Masa beklemededir. Masa yeniden kurulacaksa, kurulmalıysa, başka alternatifler çıkmaz, Erdoğan-AKP bloku iktidarını sürdürmeyi, HDP de Meclis’e girmeye başarırsa Masa’nın bir tarafında HDP oturmayacak mı? O nedenle Can Dündar’ın dediği gibidir; izlenimden rücu etmeye de, Demirtaş’ın seçmene taktik uygulamasına da gerek yoktur, çünkü seçmen oy verecekse hem HDP’nin misyonu yani Masa için, hem de AKP güçten düşsün diye oy verecektir.

***

İki önemli konuda görüşlerimizi söyleyebildik yalnızca; asıl önemli olan ise dip dalgasıdır... Onun üzerinde daha çok konuşacağız. Konuşmalı, hem de çok konuşmalıyız; sessizlikle boğulmasına da izin vermemeliyiz...
Çünkü gelecek, geleceğimiz orada bir yerde duruyor, asıl sahibi odur...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları