Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Gıda hariç enflasyon!

20 Mayıs 2015 Çarşamba

Neoliberal iktisatın mumu söneli epeyce oldu. Ama yine de son küresel krizin çan çalarak, davul çalarak ilan ettiği iflas, “teğet ekonomistlerinin” direnişini kıramadı. Sözcüklerle kavramlarla oynayarak durumu idare edebileceklerini, iflası gizleyebileceklerini sanıyorlar. Klasik iktisat teorileriyle yetişmiş kimi iktisatçılar ise “artık yeter” noktasına geldiler. İdeolojik çerçeveden çıkamadıkları için başka çözümler olabileceğini düşünemeseler, krize gerçekçi bir teşhis koyamasalar da en azından yalanlara itiraz ediyorlar.

***

Patronların uluslararası dergisi Bloomberg Businessweek’in 18 Nisan sayısında böyle bir itiraz yer aldı. İktisatçı Emre Alkin “Uymuyorsa Uydururuz” başlıklı makalesinde şöyle yazıyor: “İktisat literatürüne sonradan girmiş bazı terimler var. Örneğin ‘faiz dışı fazla’. ‘Borç yüzünden faiz ödemeseydik bütçede fazla verecektik’ olarak da tercüme edilebilir.” Daha vahim yalanlar da var. Alkin şöyle anlatıyor: “Merkez Bankası geçenlerde bu terimlere bir tane daha ekledi: ‘gıda hariç enflasyon’. ... Gıda fiyatlarının yükselerek TÜFE’yi (Tüketici fiyat endeksini) baskı altına aldığı bir dönemde ‘gıda olmasaydı enflasyon düşerdi’ gibi bir açıklama yapmak TCMB’nin ciddiyetiyle örtüşmüyor. ‘Millet yemese içmese enflasyon düşük olacaktı’ veya ‘tarımsal mallar ve gıda maddeleri üretilmese her şey kolay olacaktı’ demek gibi bir şey.”

***

İktisatçılar, demagojiyle karşılaştıklarında bir şekilde daha karmaşık formüllerle, siyasete daha az boyun eğerek analiz yapabileceklerini, çözüm üretebileceklerini düşünebilirler. “Gelin şu işi yalansız yapalım” diyenler çıkıyor aralarında. Kimi “idealist” klasik iktisatçılar namus belasına isyan ediyorlar ama orada da çözüm yoktur. Krizleri halk yararına çözmek istiyorsanız, hiç değilse gelir dağılımı meselesine eğilecek, kulvar değiştireceksiniz. Merkez Bankası çarpıtmalarını bir yana bırakmakla yetinmeyecek, Bursa taraflarında seslerini yükseltenlere kulak vereceksiniz.

***

Biliyorum, zor iş bu. Gazetelere bakın, onlar hâlâ “gıda hariç enflasyon” dalaveresiyle zaman geçiriyor, siyasetin kirli çıkısıyla “nasıl barış içinde yaşarız” derdiyle yanıyorlar. Aslında gerçekten yanıyorlar. Medyada iflas son noktaya bir iki parmak uzaklıktadır. Haber seçimleri hiç bu kadar siyasete boyun eğmemişti. Bursa toptan ayağa kalksa, tüm otomotiv ve yan sanayi işçileri binlerle ortalığa dökülse dönüp bakmıyorlar. Yalnızca bir iki gazete seçim hayhuyu içinde isyanı görmeye çalışıyor. Onlar bile siyaset yalanlarına daha fazla yer ayırmak zorunda hissediyorlar kendilerini. Oysa Renault, TOFAŞ işçilerinin başlattığı, patronlara, MESS’e, sarı sendikaya yönelen direniş seçimle çok yakından ilgilidir. “Gıda hariç enflasyon” dalaveresiyle, düzenbazlığıyla, klasik iktisatın kavramlarını bile altüst eden şaklabanlıkla birebir bağlıdır çünkü.

***

Ama medya korkuyor. Uzun sürmüş, iliklere işlemiş neoliberal uyuşturucuya alışmışlardır. Onsuz ne yapacaklar bilemiyorlar. Siyasetle al takke ver külah gazeteciliğin halini Ümit Alan “Türkiye’de Gazetecilik Masalı” kitabında (Can Yayınları)anlatıyor. Öncesi de var ama özellikle 12 Eylül’den sonrası vıcık vıcıktır. Peki umut var mı? Evet var. Gazetecilik siyasi partilerden, hükümetlerden bağımsızlaşarak, ideolojik politik teslimiyetçi yalakalıktan, kendine bile ihanet eden liberal bulaşıklıktan kurtularak, yani gerçek gazetecilerle ayağa kalkabilir.
Gerçeği görmemekte direnen gazeteciye gazeteci denilmediğini anladığımız gün yani.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları