Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

AİHM Raporu: İfade Özgürlüğü’nde Vahim Tablo

02 Şubat 2015 Pazartesi

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2014 Raporu Türkiye için olumlu yargılar, saptamalar içermiyor. Rapor Türkiye’nin ifade özgürlüğü açısından en çok mahkûm edilen ülke olduğunu ortaya koydu. İfade özgürlüğünü ihlal devalarının yarısından fazlası Türkiye kaynaklı. 2013 yılında 9 ihlalden sorumlu tutulan Türkiye, 2014’te 24’e yükseldi. 47 davanın 24’ünde Türkiye yargılandı ve haksız bulundu.
Gerçekte insan hakları ihlalleriyle ilgili başvuruların Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı nedeniyle azalması da AİHM’nin iş yükünü azalttı. 2013 yılında 10.950 olan başvuru sayısı 2014’te 9.488’e indi.
AİHM geçen yıl 47 Avrupa ülkesinde ifade özgürlüğünün ihlali konusunda toplam 47 karar açıkladı. Türkiye 24 ihlal kararıyla Rusya ve Ukrayna’yı geride bıraktı. 2013 yılında ise Türkiye, 9 ayrı davada ifade özgürlüğü hakkının ihlali nedeniyle tazminata mahkûm edilmişti. Bu azalmanın insan hakları ihlallerinde bir azalmayı değil, başvuruların AYM’den geçmesi zorunluluğu nedeniyle olduğu da dikkate alınmalı.
AİHM’nin 2014 yılında toplam 896 karar açıkladığı raporda yer aldı. Hakkında en fazla karar açıklanan ülkeler sıralaması şöyle: Rusya (129), Türkiye (101), Romanya (87), Yunanistan (54), Macaristan (50), İtalya (44) ve Ukrayna (40). 2014 yılında Türkiye’ye açılan davalardan 45’i “özgürlük ve güvenlik hakkının” ihlali, 31’i “adil yargılama hakkı”, 24 dava ise“ifade özgürlüğünü ihlal” ile ilgiliydi.
Rapor ne gösteriyor? Tek bir şeyi gösteriyor. Türkiye’de özgürlükler tehdit altındadır; adil yargılama giderek hayale dönüşüyor; ifade özgürlüğü de her geçen yıl artan ve ağırlaşan bir baskıyla karşı karşıyadır.
Bu durum ülkemizin nereye doğru gittiğini yeterince göstermiyor mu?

İnternet sitesine öneriler
Okurumuz Burak Demir’in internet sitemiz ve gazete ile ilgili dikkate alınmasında yarar olduğunu düşündüğüm önerilerini özetleyerek aktarıyor, ilgisine teşekkür ediyorum.
1 - Cumhuriyet’in web sayfasında yer alan haber başlıklarında ve bazı haberlerin görsellerinde “tık almak” adına haberle pek ilgisi olmayan, haberle ilgili çok sınırlı, magazin unsuru şeyler görüyorum. Basılı halindeki Cumhuriyet’in haber dili, özeni vs. unsurları bizim, okurların aynı şeyleri Cumhuriyet sitesinden de beklemesine yol açıyor doğal olarak.
2 - Tıklamalar bıktırabiliyor. Mesela, sosyal medyadaki bir takipçiniz haberinizin videosunu izlemek için; o sosyal medyadaki gönderiye tıklıyor, oradan haber içindeki bir bağlantıya tıklıyor, ardından da videoyu başlatmak için tekrar tıklıyor. Bir yerden sonra tıklamayıp siteyi de terk ediyor olabilir okuyucularınız.
3 - Cumhuriyet’in Twitter sayfasında profil altında birçok hesabın kullanıcı adı yazılı, ancak o hesapların çoğu çok uzun vakitlerdir kullanılmıyor. Öncelikle o kullanılmayan hesaplar kaldırılmalı. Değerli haberler yapan önemli muhabirleriniz var. O değerli haberlerin çok okunması için sosyal medyayı etkin kullanabilirsiniz. Cumhuriyet’in Twitter sayfası, haberi şöyle paylaşmalı: “-Sinan Tartanoğlu’nun haberi olsun mesela- Sinan Tartanoğlu’nun haberi: ‘YÖK’ün yolu külliyeden geçiyor’ ” Bu şekilde hem haberi kimin yaptığını okur direkt görecek, hem de muhabirle okuyucu hemen etkileşime geçecek. Muhabirin takipçi sayısı arttığında gazetenin de okurunun artma ihtimali olacak.
4 - Web sayfanızdaki birkaç habere sosyal medya ile müdahale etmeye çalıştım. Bir haberin başlığı ve haber metni arasında alaka yoktu; uyarım sonucu başlık değişti. Bir haberde de kadınların medreseden diploma tarzı bir şey aldıkları haber, dil Cumhuriyet’in dili değildi. Haber girişinde kadın, haber devamında bayan… Haber kopyala yapıştır ile konmuştu siteye, belliydi. Uyarım sonucu o da değişti. Bu kadar şeyi düz bir metne yediremediğimi madde madde yazdım. Umarın üslubumda bir sorun yoktur. Varsa da özür dilerim. Kolay gelsin… Burak Demir

Okurlardan kısa kısa
Bu haberin Foto Galeri’de ne işi var
Merhaba, “Kızının çıplak pozlarını gören baba intihar etti” haberi, bir haber olarak yer alabilir... Ancak böyle bir haberden “foto-galeri” çıkarmak yakışıyor mu size? Lütfen üç beş tık fazla alacağız diye böyle skandal hatalar yapmayın... Yoksa, foto-galeri pespayeliğini yapan gazetelerden ne farkınız kalır! Hakan Gönenli

Olaylar ve görüşler sayfası
Merhaba, son yıllarda özellikle, gazetenin ikinci sayfasına çok fazla reklam alınır oldu. Artık orada yazı gördüğümüzde şaşırır hale geldik neredeyse. Eskiden gazetenin ikinci sayfaya reklam almamak gibi bir geleneği vardı. Bu değişmiş olabilir, fakat bu kadar fazla reklam alınacaksa keşke Olaylar ve Görüşler sayfası içeriye taşınsa da biz de orada yayınlanacak yazıları okumaktan çok fazla yoksun kalmasak. Teşekkürler. Cihan Yörükoğlu

Gazeteyi engelliyorlar
Merhabalar, Konya ili İçeri Çumra kasabasında yaşamaktayım. Gazetenizi internetten takip etmekte ama şehire gidince de fırsat buldukça gazete almaktayım. Aynı şekilde 25.01.2015 günü Konya garı önünde bulunan büfeden gazetemizi almak istedim. Büfe çalışanının cevabını aynen aktarıyorum: “O gazete kapandı, 1 haftadır gelmiyor.” Konya’da neden gazetemiz ile ilgili böyle bir söylenti olduğu konusunda bilgi almak istiyorum. Saygı ve sevgilerimle. Emil Boztepe  

Ermeni sorunu yeterince işlenmedi
1990’ların başından beri okuyucusu olduğum Cumhuriyet gazetesinde, içinde bulunduğumuz dönemin en önemli sorunlarından biri olan “Ermeni soykırımı” iddialarına yönelik son gelişmelere yeterince duyarlılık gösterilmediğini düşünüyorum. Konunun ülkemizin kronik bir sorunu olması yanında ülke içinde yeterince duyarlılık gösterilmediği, ülke dışında ise insanlarımızın ve ülkemizin “suçlu” olarak gösterilmeye çalışıldığı (algı oluşturulduğu) bir konjonktürde, bugünkü Cumhuriyet gazetesinde sadece “güncel” bölümünde Doğu Perinçek ve arkadaşlarının Strasbourg’a gidecekleri yolundaki haberi yeterli bulmuyorum. Bu günlerde, özellikle yurtdışında konferansını izleme fırsatı bulduğum Sayın Hocam Türkkaya Ataöv’ün yazılarını gazetemizde görmek istiyorum. Bu mahkeme tek başına ne Doğu Bey’in ne de Ulusal Kanal ve Aydınlık gazetesinin sorunudur. Hükümet ne yazık ki “üç maymun”u oynarken, umudumuz olması gereken CHP’den herhangi bir destek ya da kararlı tutum görebilmiş değiliz. Ben bu yaşananları ülkemizde “sol”un devam eden bir hastalığı olarak görüyorum. Adeta iktidara gelmemek ve ebedi muhalefette kalmak için yemin edilmiş gibi. Benzer durumu ne yazık ki Charlie Hebdo davasında Cumhuriyet gazetesine özellikle sol kesimce (partiler, gazete ve televizyonlar...) yeterince sahip çıkılmamasında gördük. Sol’un bu kadar kendi içinde birbirine cephe almasını içinde yaşadığımız koşullarda “zul” görüyorum. Ülkemin geleceğine umutla bakmayı sürdürmekle (geleceğe umutla bakmada Cumhuriyet gazetesinin büyük katkısı olduğunu belirtmekle) beraber ülkemin bu çok önemli davasına yeterince duyarlı olunmamasını içime sindiremiyorum. Saygılarımla. Adnan Kaplan

Ronaldo’nun sözleri öyle değil
İnternet sitenizde okumuş olduğum ve altta linkini verdiğim haberdeki video için bir uyarıda bulunmak istiyorum. Videoda Ronaldo’nun bir röportajından kesit verilmiştir. Bu konuşmalarda Ronaldo Paris’teki saldırı hakkında tek bir kelime bile etmemektedir. Konuşma tamamen Ronaldo’nun profesyonel hayatıyla ilgilidir ve kendi deneyimlerinden bahsetmektedir. Alt yazılar tamamen uydurulmuştur. Portekiz’de üniversite eğitimi görmüş ve Portekizce dilini bilen biri olarak sizi bu konuda uyarmak istedim. Ayrıca bir Cumhuriyet gazetesi okuru olarak böyle bir haberi teyit etmeden sitenize koymuş olmanız beni hayal kırıklığına uğratmıştır. İyi çalışmalar Saygılarımla. Cem Erol
Okur Temsilcisinin notu: Çeviri hatası kabul edilemez. Arkadaşların umarım makul bir açıklaması vardır. Başka kaynaklardan alınan haberler iki kez kontrol edilmelidir.

Arşivden yararlanmak neden bu kadar zor
İsmim Barış Çatal. Düzce Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü’nde öğretim görevlisiyim. 20-27 Aralık 2014 tarihleri arasında cumhuriyetarsivi.com web sayfasından hem abonelik hem de pdf paketi satın aldım. Yaptığım bir araştırma için kullandığım arşivde aboneliğimin başladığı tarihte ulaşabildiğim içeriğe, 26 Aralık 2014 Cuma günü erişemedim. Bunun üzerine cumhuriyetarsivi.com sayfasının kendi arayüzü üzerinden iki mesaj yolladım, fakat yanıtlamadılar. Ardından bu hizmeti yürüten şirketi iki kez aradım ve bu durumu açıklayan telefon konuşması yaptım. Bana herhangi bir şekilde bilgilendirici yanıt vermediler. Son olarak ise 14 Ocak 2014 tarihinde Facebook hesaplarına mesaj yolladım. Beni yine bilgilendirmediler. Açıkçası bu tutumu bu hizmeti veren şirkete yakıştıramadım. Sizinle organik ilişkileri olup olmadığını bilmiyorum. Ama bu, ne herhangi bir iş ahlakına ne de Cumhuriyet gazetesinin adına yakışıyor. Bu konuyla ilgilenirseniz ya da ilgilenen birime bu iletiyi/problemi yönlendirirseniz ve bana yardımcı olursanız çok memnun olurum. Saygılarımla... Öğr. Gör. Barış Çatal  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları