Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Manchester’dan sevgiler
Buralarda fazla bir değişiklik yok gibi. Yıllık yaklaşık yüzde onluk enflasyon, halkın buna çeşitli platformlarda tepkileri ve mücadeleleri dışında. Futbol yine inanılmaz cazip. Tribünler tıklım tıklım dolu. Ve yine futbolun en güzelini oynamaya çalışan takımlar sahada sonuna kadar mücadele ediyor.
Pandemi nedeniyle verdiğim zorunlu aradan sonra Londra’daydım geçenlerde. Fulham-Arsenal maçı 3 yılın ardından Premier Lig’de statta izlediğim ilk karşılaşma oldu. Her şey bıraktığım gibiydi. Ama salı akşamı Manchester’da City ile Bayern Münih arasındaki Şampiyonlar Ligi maçını canlı izlemek ayrı bir güzeldi. Daha önce hiç City taraftarlarıyla birlikte maç seyretmemiştim. Çok samimiler ve yardım severler ama tribünler biraz tiyatro gibi seyrediyor maçı. Üstelik futbolu en üst düzeyde oynatan Guardiola gibi hocalarına; Haaland, De Bruyne, Silva, İlkay gibi harika oyuncuları olmasına rağmen. Buna karşın çok daha az sayıdaki Münih taraftarı hiç susmadı, yerlerinde durmadı, yeri göğü inletti. Zaten maç öncesi stada konvoy şeklinde sloganlarla bir yürüyüşleri vardı ki hiç sormayın.
GUARDİOLA FARKI
Ama Pep yine rakibi iyi tahlil etmiş. İlk yarı dişe diş mücadele oldu. İki tarafın temkinli oyunu fazla pozisyona yol açmadı fakat bu taktik savaşını izlemek bile zevkliydi. Bizde temkinli oynamak neredeyse sadece rakibi durdurmak gibi anlaşılıyor. Oyuna hâkim olarak oyunu istenilen hızda yönetebilmek farklı bir şey. Bunu da ancak üst düzey takımlar yapabiliyor. İkinci yarı kaliteli oyuncularıyla çözdü kilitleri City. Alan savunmasından etkili bir prese geçti ve savunmacıları oyun kurucu rollerine soktu. Ancak 3-0’lık skora rağmen ki bu 4-5 gole de çıkabilirdi rövanş için yine çok temkinli konuşuyor Guardiola. Çünkü futbolda hiçbir zaman garanti yok. Her maçı ciddiye almak var.
Ve tribünlerde futbolu yerel insanlarla birlikte izlemek, tepkilerini gözlemek o toplumun genel yapısı hakkında da bir fikir veriyor. İngiltere’de de ırkçılık ve ayrımcılık, üstü ne kadar örtülmeye çalışılsa da en küçük olayda ortaya çıkıveriyor.
Maçta hemen yanı başımda oturan Arap kökenli iki Fransız gence bir İngiliz holiganın ırkçı, ayrımcı tacizi buna örnekti mesela. Ama çevredeki görevlilerin hemen olaya müdahalesi, kendi vatandaşlarını apar topar götürmesi, dahası diğer taraftarların bu iki Arap kökenli gençten yana şahitlik etmesi de ileriye ümitle bakmamızı sağlıyor biraz da olsa. Bu akşam Manchester’ın kırmızı tarafına geçip United’ı izleyeceğim. Old Trafford izlenimleri haftaya.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- İzmir’de 13 yaşındaki çocuk AIDS nedeniyle öldü
- Ayşe’yi siz öldürdünüz!
- Mansur Yavaş'tan ilk açıklama!
- 'Erdoğan dönemi artık kapandı'
- AKP’li üyeler bütçe oturumunu terk etti
- Mansur Yavaş'tan jet yanıt!
- İstanbul'da metro yangını
- 5 çocuğunu kaybeden anne yalanladı
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne soruşturma!
- AKP döneminde ne kadar harcanmıştı?